Zamanın tanığına veda

Fotoğraflarıyla devrim yaratan Oliviero Toscani, ırk, din, savaş, hastalık ve küresel eşitsizlik gibi hassas konuları işleyen cesur vizyonuyla, reklamları adeta toplumsal bilinç oluşturan bir platforma dönüştürdü.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Zamanın tanığına veda

Derin AVCI

“Ben dünyadaki en kötü reklam fotoğrafçısıyım. Sadece doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yaparım, kim ne düşünür umursamam!” 

Bu cümleler geçen hafta 82 yaşında hayata veda eden Oliviero Toscani’ye ait. Kendi kelimeleriyle ‘dünyanın en kötü reklam fotoğrafçısı’ olan isim,  cesur vizyonu, sosyal adalet konularına odaklanan projeleri ve kışkırtıcı sanatıyla reklamcılığı yeniden tanımladı.  Şoke edici ve provokatif çalışmaları, hayatı boyunca hem hayranlık hem de eleştiri topladı. Eserleri, sanatın sadece estetik bir araç olmadığını, aynı zamanda toplumsal mesajları yaymak için bir güç olabileceğini gösterdi.

Ünlü fotoğrafçı, iki yıldır amiloidoz adı verilen bir hastalıkla mücadele ediyordu. CNN’in haberine göre, geçen Cuma Toskana yakınlarında bir hastaneye kaldırılan fotoğrafçı, bu hastalık nedeniyle sadece birkaç ay içinde 40 kilo kaybetmişti.

Altı yaşından beri sahada

Hayat hikayesine gelirsek, sanki bu işi yapmak için yaratılmıştı: Savaş zamanında 28 Şubat 1942'de Milano’da kendi deyimiyle ‘bombaların altında’ doğdu.  Babası, Corriere della Sera'nın efsanevi fotoğraf muhabirlerinden Fedele Toscani idi… Altı yaşındayken ilk küçük kamerasını aldı, 10 yaşında kendi fotoğraflarını banyo edebiliyordu. Çektiği fotoğrafları babasının çalıştığı gazeteye götürmeye başladı. Henüz 14 yaşındayken ilk fotoğrafı yayınlandı: Benito Mussolini'nin eşi Rachele'nin, kocasının ölümünden sonra 1957'de Predappio yakınlarındaki cenaze töreni sırasında acı çeken yüzünü yakalamıştı. O günleri şöyle anlatıyor: “Çocukken çok fazla haber gördüm. Babam politikacıların, Hemingway’in, Toscanini’nin, La Scala’nın, güzellik yarışmalarının fotoğraflarını çekerdi. İşe giderken  babama koşar ve ‘Seninle gelebilir miyim?’ derdim.” 

Milano'daki Vittorio Veneto Lisesi'nde okudu. 1965 yılında Zürih Sanat Üniversitesi'nin fotoğraf bölümünden mezun oldu. Özgür ruhu onu Avrupa’nın farklı yerlerini keşfetmeye yöneltti. Moda dünyası da onu keşfetti:  “Sık sık Londra'ya gider, rock'n'roll konserlerinde fotoğraf çekerdim. Mezun olduktan sonra haber fotoğrafları çekmeye başladım – ilk hikayelerimden biri 1965'te mini etek giyen bir kızla ilgiliydi. Harper's Bazaar Amerika’da fotoğraflarımı gördü ve olaylar hızla gelişti. 25 yaşımda neredeyse zengin olmuştum. Dünya çapındaki büyük dergiler için çalışıyordum; Fransız Elle, İtalyan ve İngiliz Vogue, GQ ve diğerleri. Bu, 70'lerin başındaydı.” Kariyeri boyunca Vogue ve GQ gibi önde gelen moda dergileri için çalıştı ve model Monica Bellucci’nin kariyerinin başlamasına yardımcı oldu.  Andy Warhol, John Lennon ve Federico Fellini gibi ikonları fotoğrafladı. 

Kariyerinde zirve: Benetton dönemi

Ancak, dünya çapında tanınmasını sağlayan dönem, 18 yıl boyunca sürdürdüğü Benetton’daki göreviydi: “1981’de Benetton’da çalışmaya başladım ve Luciano Benetton’a şunu söyledim: ‘Dinle, bir reklam ajansı istemiyorum, pazarlama araştırmaları istemiyorum. İşimi yapacağım ve sen “evet” ya da “hayır” diyeceksin. Eğer yeni bir şey yapmak istiyorsan, kuralları çiğnemelisin.’ dedim.  Şansıma, o da bunu kabul etti.” Toscani ve Benetton işbirliği dünya çapında büyük bir sansasyon yarattı. Markanın reklamlarına radikal bir bakış açısı getiren fotoğrafçı,  ırk, din, savaş, hastalık ve küresel eşitsizlik gibi hassas konuları ele aldı. Reklamlar adeta toplumsal bilinç oluşturan bir platforma dönüştürdü.

Gettolardan hücrelere…

1991 yılında Benetton'un himayesi altında Colors dergisini ve 1994 yılında, merkezi Japon mimar Tadao Ando tarafından tasarlanan uluslararası bir sanat ve modern iletişim araştırmaları merkezi olan Fabrica'yı kurdu.

Bu dönemde, sivil bir bağlılıktan esinlenen bir dizi monografik katalog üretti: Sicilya'daki Mafya'nın tarihi merkezlerinden birinde yaşayan gençlerin portrelerinden oluşan "Corleone" (1997), engelli çocukların dünyasına adanan "I girasoli" (1998) ve  ölüm cezasına karşı yarattığı "We, on death row" (2000) ilgi ve tepki çeken işlerindendi: “Ölüm cezası kampanyası için fotoğraf çekmek üzere ölüm hücresine girebilmek üç yılımı aldı. Fotoğraf yayımlandığı gün Benetton ile aramızda anlaşıldığı üzere ayrılacaktım. Kampanyayı yayımlamaları gerekiyordu. Bu, en iyi işlerimden biriydi. Avrupa’da ölüm cezası yok, bu, adaleti sağlamak için çok ilkel bir yöntem. Bu her zaman beni düşündürmüştür.”

2007 yılında başlattığı Razza Umana (İnsan Irkı) projesi, dünya çapında insanlığın sosyal, kültürel ve fiziksel çeşitliliğini belgeledi. Bu proje için dünya çapında seyahat edip 50 bine yakın portre çekti. 

Benetton ile işbirliği, 1982’den 2000 yılına kadar devam etti. Toscani, 2018’de yeniden Benetton için çalışmaya başladı ancak 2020’nin başında, Morandi Köprüsü’nün çökmesiyle ilgili tartışmalı bir olay nedeniyle bu işbirliği sona erdi. 

Toscani, sanatta ve yaşamda cesaretin önemine inanan bir isimdi. Ona göre sanat, izleyiciyi rahatsız ederek düşünmeye zorlamalı ve alışılagelmiş düşünce kalıplarını kırmalı: "Sanat bir aynadır; hem güzelliği hem de çirkinliği gösterir" diyerek özetliyor eserlerinin amacını… 

Toscani'nin eserleri, sadece reklam dünyasında değil, aynı zamanda kültürel ve sanatsal alanlarda da derin izler bıraktı. Sanatta sınırları zorlayan, toplumsal çıplak gerçekleri gözler önüne seren bir öncü olarak adını tarihe yazdırmayı başardı. Eserleri, sadece birer görsel deneyim değil, aynı zamanda birer düşünce çağrı niteliğinde anılacak. 

 

 

 

 

 

 

HAFTA