“Yeni nesil eğlenceli ve dinamik içerikler istiyor”

Zaman ve mekandan bağımsız olma esnekliği, samimi içerikler, etkileşim kurabilme ve kalıpların dışındaki yorumlar… Tüm bunlar dijital spor yayınlarına yönelik giderek artan ilginin kısa özeti aslında. Peki, bu yol nereye doğru gidiyor? Onu da Digitale Studios kurucu ortağı Murat Zorlu’dan dinleyelim…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Yeni nesil eğlenceli ve dinamik içerikler istiyor”

GÜLSEREN ÜST POLAT

Teknoloji ve tüketici davranışındaki dinamik değişimler dijital içeriklere olan ilgiyi her geçen gün artırıyor. Bu ilginin en yoğun olduğu alanlardan biri de kuşkusuz spor… İçeriklere erişimin belirli saatlerle sınırlı olduğu TV ekranlarındansa, bariyerlerin minimuma indiği, etkileşimi bol dijital spor yayınları artık çok daha revaçta… Sporun dijital yolculuğunda bundan sonra bizleri neler bekliyor, bu alandaki trendler neler? Z kuşağı ve sosyal medya bu alanı nasıl etkiliyor? Tüm bunları Digitale Studios kurucu ortağı Murat Zorlu ile konuştuk.

Eskiden futbol karşılaşmalarından sonra herkes pür dikkat ekran başında maç yorumlarını izlerdi. Ama bugün yolda yürürken, metroda otobüste her yerde dijital yayınlardan izleniyor ya da dinliyor spor yorumları. Nedir sizce insanlar için bu yayınları cazip kılan?

Yeni medya, insanlara spordan sanata ve siyasete kadar ilgi duydukları alanlarda içerikleri takip edebilmeleri için farklı kanallar sunuyor. Eskiden içeriklere erişim belirli saatlere bağlı iken, şimdi ise insanlar zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın, istedikleri her an ilgi alanlarına dair içeriklere ulaşabiliyor ve keşfedebiliyorlar. Bu da izleyiciye ciddi bir özgürlük sağlıyor. Ayrıca, günümüzde insanlar içerik üreticileriyle doğrudan etkileşime geçebiliyor, geri bildirimde bulunabiliyor. Tüm bu esneklik dijital yayınları insanlar için cazip kılıyor.

Televizyonda belli sınırlar içinde kalıp, yorum yapabiliyorsunuz. Dijitalde ise -herkes olmasa da- eski futbolcular da dahil izlediğim pek çok yorumcu adeta kahvede arkadaşlarıyla maç kritiği yapar edasında. Bu düşündüğünü söyleme hali cazip geliyor olabilir mi?

Burada konu samimiyet. Sosyal mecraların ve dijitalin hayatımıza daha fazla girmesiyle insanların samimi içeriğe olan talebi ve gösterdiği olumlu reaksiyon ortaya çıktı. Dijitalde izleyici yayınlara beğenmelerle ve yorumlarla katılabilirken karşısında, düşündüğünü kendisi gibi söyleyen, biraz daha kalıplar dışında hareket eden ve ifade eden birlerini görünce o kişiyle bağlantı kurarak kendisiyle özdeşleştiriyor.

Genel olarak ekranlarda görmeye alıştığımız spor yorumcularını da artık dijitalde görüyoruz. Spor medyasının dijitaldeki dönüşümünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dijitalde herhangi bir izleme saati kısıtı yok, izleyici istediği şekilde içeriği tüketebilirken, yorumcu da izleyiciden anlık bir reaksiyon alabiliyor. Spor medyasının dijitaldeki dönüşümü sosyal medya kullanımı ve etkileşiminin artmasıyla doğru orantılı olarak değişti. Özellikle pandemi ve sonrasında içerik tüketiciler daha fazla dijitale yöneldi. Sporun dijitaldeki dönüşümü anlık içerik üretimine, anlık canlı yayınlara, sosyal mecralardan etkileşim yaratmaya, yine belirttiğim gibi izleyicinin kendi istediği ve ayarladığı zamanda daha kişiselleştirmiş bir şekilde takip edebilmesine dönüştü. Takipçilerle mecralar arasındaki bariyerlerin minimuma indiği bir ortam ve reklam verenlerin de dijitale ilgi gösterdiği bir dönüşüm yaşıyoruz diyebiliriz.

Sosyal medyadaki tüketim kalıpları hem geniş hem de derin. Sosyal medya, spora ilgi ve etkileşim oluşturma fırsatları sunuyor diye düşünüyorum. Sosyal ağların günümüzdeki spor ortamına etkisini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Günümüzde sosyal medya insanlara ulaşmak ve onlarla etkileşimi sürekli kılmak için olmazsa olmaz. Bu şekilde kitlelerle sürekli iletişim halinde olabiliyorsunuz ve hayatlarında bir yer ediniyorsunuz. Herkesin tepkisini, eleştirisini direkt olarak gösterebildiği alan olduğu için içeriği de belirlemesi kaçınılmaz. Sosyal medyada her duygu ve istek direkt olarak ifade ediliyor. Bu da size insanların yönelimini fark etme olanağı sağlıyor. Siz de içeriğin yaratımından, üretimine kadar geçen süreçte bu etkilere göre davranıyorsunuz. 

Bir de Z kuşağı var tabii. Maçı veya takımı takip etmek yerine genellikle sosyal medyada sporcuları takip eden kesim. Bu kuşak dijital sporu nereye götürür sizce?

Z kuşağı tüm iş dünyasının ilgi alanında. Z kuşağıyla nasıl iletişim kurmalı, onları iş yerinde nasıl daha aidiyeti yüksek kılmalı?.. Bugün büyük danışmanlık şirketleri bu konulara eğiliyor. Dijitale doğan bir nesilden bahsediyoruz. Dolayısıyla onların tüketici davranışları, satın alma tercihleri gibi izleme tercihleri de büyük ölçüde dijitalde. Yeni nesil biraz daha eğlenceli ve dinamik içerikler görmek istiyor. Dolayısıyla daha interaktivitesi yüksek, hızlı ve dinamik bir alana doğru gidiyor sporun dijitaldeki varlığı.

Her şeyin trendini konuşuyoruz, dijital spor yayıncılığında trendler neler peki?

Spor dünyasında gözlemlenen en önemli trendlerden biri, taraftarlık ve aidiyet duygusunun yoğunlaşması. İnsanlar, kendi takımları hakkında bilgi ve yorumları özellikle aynı takımı destekleyen taraftarlardan almayı tercih ediyorlar. Bu durum, taraftarların kendi duygu ve düşüncelerini paylaşmalarının, benzer düşünen kişilerle etkileşimde bulunmalarına olanak sağlıyor. Bu şekilde, taraftarlar arasında derin bir bağ ve güçlü bir aidiyet hissi oluşuyor, bu da sporun sosyal yönünü pekiştiriyor.

Genel olarak dijital spor ekosisteminin dünyada ve Türkiye’de geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz peki?

Dijital spor ekosisteminin dünyada ve Türkiye’de farklı girişimler, influencerlar ve yeni oyuncularla dijital tüketici odaklı olarak dinamik bir şekilde ivmeleneceğini düşünüyorum. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte globalde ve ülkemizde VR ve yapay zeka gibi teknolojiler dijital spor ekosisteminde kendini gösterecektir. Yine e-sporda daha kullanıcı odaklı, daha çeşitlendirilmiş uygulamalarla gelişmeler yaşanacak diye düşünüyorum. Tabi ki bu süreçte dijital izleyici sayısının ve dolayısıyla bu alanda yatırımların artması da kaçınılmaz…

Spor kitle ile izlenen bir müsabaka. Teknolojinin gelişimiyle dijital yayıncılık da gelişiyor. Bu tür dijital yayınlar spor özelinde kitle kültürünü yok eder mi peki zamanla?

İkisi farklı alanlar. Biri ürünün üzerine yapılan programları, diğeriyse ürünün kendisini içeriyor. Bir spor müsabakası aynı zamanda bir etkinlik, birleştirici bir güç. Dolayısıyla oraya giden kitle sadece müsabakaya değil bir takımın, bir olayın, bir etkinliğin parası olmaya gidiyor. Dolayısıyla gitmeye ve orada da etkileşim kurmaya devam edeceklerdir.

Digitale Studios olarak sizlerin kısa vadede hedefleriniz neler peki? Hem içerik hem de genel olarak?

Digital Studios olarak yeni bir yatırım turunu kapattık. Orta vadede bize katkı sağlayabilecek kurumsal yatırımları değerlendiriyoruz. Gündemimizde, canlı yayınları artırmak, spor müsabakaları canlı yayınlarına geçmek ve izleyici kitlemizi bu anlamda geliştirmek var. Ayrıca yurt dışından izlenen yayınlara da ağırlık vermeyi ve yabancı dillerde de yayın yapmayı düşünüyoruz. Bununla beraber dijital spor yayıncılığında global bir marka olmayı hedefliyoruz.

“Yeni nesil biraz daha eğlenceli ve dinamik içerikler görmek istiyor. Dolayısıyla daha interaktivitesi yüksek, hızlı ve dinamik bir alana doğru gidiyor sporun dijitaldeki varlığı.” MURAT ZORLU

 

 

 

HAFTA