Yaratıcı endüstrilerden isimlere yönetim kurullarında yer açılır mı?
Publicis Groupe Türkiye’de büyümeden sorumlu yönetici olan Hülya Cesur, yaratıcı sektörde çalışanların deneyiminden yeterince yararlanılmadığı görüşünde. “Bu kişilere bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak koltuk verilmeli” diyen Cesur, yakın zamanda bu tarz atamalara şahit olacağımızı belirtiyor.
PAZARLAMA İLETİŞİMİ – FATOŞ BOZKUŞ
Geçen mart ayında Publicis Groupe Türkiye’ye Cheif Growth Officer olarak katılan Hülya Cesur, grubun hem küresel hem de Türkiye’deki hedeflerine katkı sağlamak ve şirketin büyüme stratejilerine yön vermek için çalışıyor.
Yeni hizmet modelleri, içeride ve dışarıda entegrasyon gibi stratejik önceliklere odaklanan ve ‘Power of One’ iş modelinin daha fazla markaya ulaşması için uğraşan Cesur’la bir araya geldik.
Daha önce bağımsız bir ajansta yöneticilik yaparken şimdi büyük bir network’te çalışmasını “Kendimi Afrika’dan Avrupa’ya gelen bir atlet gibi hissediyorum” diyerek özetliyor.
Publicis Groupe’un, markalara, birçok yenilikçi uzmanlığı içinde barındıran çok geniş bir canvas ve oldukça esnek bir hizmet modeli sunduğu gibi, çalışanlar için de sınırsız öğrenme ve kariyer fırsatı sağladığından bahseden Cesur, Publicis’te güçlü koalisyonların kurulması ve bundan daha fazla markanın faydalanmasının kendisini çok heyecanlandırdığını aktarıyor.
Power of One iş modeli ile tüketici, veri, medya ve teknoloji bilgisiyle destekledikleri yaratıcılık sayesinde birbirinden değerli markaları büyütmeyi ve dönüştürmeyi hedeflediklerini söyleyen Cesur, şirketlere verdikleri uçtan uca hizmet sayesinde onların verimliliklerini artırdıklarını ve tasarruf etmelerini sağladıklarını belirtiyor.
Bugün Publicis Groupe Türkiye’de 500 kişinin çalıştığını ve 100’ün üzerinde müşteriye hizmet verildiğini aktaran Cesur, şirketin girişimcilik konusunda da çalışanları desteklediğini anlatıyor. İş girişim olarak grup bünyesinde pek çok yapı kurulduğunu aktaran Cesur, “İçeride adeta bir Ar-Ge merkezi var” diyor.
“Endüstrideki kişileri verimli kullanamıyoruz”
Yaratıcı sektörlerde çalışan insanların bilgi ve deneyiminden yeterince yararlanılmadığı konusuna da değinen Cesur, özellikle içinde bulunduğumuz ekonomik konuşlarda çözümlerin çok beklenmedik olabileceğinin, böyle zor ortamlarda şirketlerin yaratıcılardan daha çok yararlanması gerektiğinin altını çiziyor. Cesur, konuşmasına şöyle devam ediyor: “Yaratıcı sektörlerde çalışan insanların altın yakalar olduğunu düşünüyorum. Onların pek çok sektörle ilgili bilgi birikimi ve deneyimi var. Onları sadece reklam filmini yapan kişi olarak görmemek lazım. Nasıl büyük şirketlerde bağımsız yönetim kurulu üyeleri var, aynı şekilde yaratıcı yönetici koltuğu da olmalı. Yaratıcı kökenli insanları yöneticiler birlikte yürüdüğü partneri olarak konumlamalı. Ben yıl sonuna doğru bu tarz örneklerin artacağını düşünüyorum. Bu endüstrilerdeki kişileri daha verimli kullanmak gerek.”