Yapay zeka, yeni yılda neler vaat ediyor?
Bir yandan yepyeni iş kolları, işbirlikleri ve ileri düzeyde risk yönetimi… Diğer yandan işlemci kıtlığı ve çok modlu modellerin yarattığı tehlikeler…. 2024’te yapay zeka alanında beklenen yedi önemli gelişmeyi topladık.
Erdal Kaplanseren
Son yıllarda teknolojinin en heyecan verici ve hızlı gelişen alanlarından biri haline gelen yapay zeka, hayatımızın her alanında bize yeni fırsatlar, kolaylıklar ve çözümler sunuyor. Ancak, yapay zekanın getirdiği bu avantajların yanında, bazı riskleri, zorlukları ve sorumlulukları da göz ardı etememiz gerekiyor. Bu nedenle, yapay zekanın geleceğini şekillendirecek olan trendleri, gelişmeleri ve düzenlemeleri yakından takip etmek gerekiyor.
2024 yılında, yapay zeka alanında beklenen bazı önemli gelişmeleri şu başlıklar altında inceleyebiliriz:
GenAI (Generative AI) ve risk yönetimi: GenAI, yapay zeka tarafından üretilen içerikleri ifade ediyor. Bu içerikler, metin, ses, görüntü, video gibi farklı biçimlerde olabilir. Verimlilik artışı, maliyet azaltma, yaratıcılık destekleme gibi pek çok avantaj sağlayan GenAI, aynı zamanda, telif hakkı, sahtecilik, güvenlik, etik gibi potansiyel riskleri de beraberinde getiriyor. Bu nedenle, GenAI’ın kullanımı, güvenlik ve yönetişim açısından dikkatli bir şekilde yapılmalı. Bu konuda, bulut ve yazılım platform sağlayıcılarının, 2024’te GenAI güvenlik ve yönetişim paketlerini ana hizmetleriyle birlikte sunması bekleniyor. Bu, kullanıcıların GenAI’ın sunduğu yeniliklerden faydalanırken olası riskleri en aza indirmesine yardımcı bir strateji olacak.
İş dünyasındaki yapay zeka etkisi: Yapay zekanın iş dünyasına olan etkisi, şirketlerin gelir artırma yöntemlerinden günlük operasyonlarına, müşteri ve çalışan etkileşimlerinden yeni iş modelleri oluşturmaya kadar geniş bir yelpazede hissedilecek. Bu, yapay zekanın şirketlerin iş yapış biçimlerinde köklü değişikliklere yol açacağı anlamına geliyor. Örneğin, yapay zeka, şirketlerin müşterilerine daha kişiselleştirilmiş, optimize edilmiş ve otomatikleştirilmiş hizmetler sunmasını sağlayacak. Ayrıca, yapay zeka, şirketlerin çalışanlarının verimliliğini, motivasyonunu ve iş tatminini artıracak. Bunun yanında, yapay zeka, şirketlerin yeni pazarlara girmesine, yeni ürünler ve hizmetler geliştirmesine, yeni işbirlikleri kurmasına ve yeni iş modelleri yaratmasına olanak tanıyacak.
Çok modlu modeller ve deepfake tehlikesi: Video üretiminde, yapay zekanın ortaya çıkan yeni “çok modlu modeller” özelliği, farklı veri türlerini (metin, ses, görüntü, video) bir arada kullanarak, gerçekçi ve etkileyici videolar oluşturabiliyor. Bu modeller, eğitim, eğlence, sanat gibi alanlarda yaratıcı ve faydalı uygulamalara imkan tanıyor. Ancak çok modlu modellerin “deepfake” gibi bir de karanlık tarafı var. Deepfake’ler, yapay zekanın, insanların aslında söylemedikleri veya yapmadıkları şeyleri söyledikleri veya yaptıkları videoları üretmesi anlamına geliyor. Bu videolar, özellikle siyasi, sosyal veya kişisel amaçlarla, gerçeği çarpıtmak ve manipüle etmek için kullanılabiliyor. Bu durum, tüketicilerin ve seçmenlerin güvenini sarsıyor ve ciddi endişelere yol açıyor. Bu nedenle, çok modlu modellerin ve deepfake’lerin kullanımı, hem teknik hem de yasal açıdan sıkı bir şekilde denetlenmesi gereken bir konu.
GPU işlemci kıtlığı: Yapay zekanın çalışmasının temelini oluşturan GPU işlemciler, 2024 yılında büyük bir kıtlıkla karşı karşıya kalacak. Bu kıtlık, hem küresel hem de yerel seviyede, yapay zeka alanında rekabeti artıracak. GPU işlemcilerin yetersizliği, yapay zeka projelerinin maliyetini, zorluğunu ve süresini artıracak. Bu da, yapay zeka alanında liderlik iddiasında olan şirketler ve ülkeler için bir dezavantaj oluşturacak. Bu kıtlığın üstesinden gelmenin yolu, alternatif donanım çözümleri geliştirmekten geçiyor. Daha ucuz, kolay üretilebilir ve kullanılabilir donanım çözümleri, yapay zeka alanında inovasyona yönelik baskı oluşturacak. Bu çözümler, yapay zekanın daha geniş kitlelere ulaşmasını ve daha demokratik bir şekilde dağılmasını sağlayacak.
Etkileşimli AI ajanları: Yapay zeka destekli ajanlar, 2024’te, gerçek dünya etkileşimleri gerçekleştirebilme yeteneklerine sahip olacak. Bu ajanlar, rezervasyon yapma, seyahat planlama, alışveriş yapma, eğitim alma gibi karmaşık ve etkileşimli görevleri yapay zeka aracılığıyla yerine getirebilecek. Bu ajanlar, kullanıcıların ihtiyaçlarını, tercihlerini ve davranışlarını anlayacak, onlara kişiselleştirilmiş hizmetler sunacak ve onlarla doğal bir şekilde iletişim kuracak. Etkileşimli yapay zeka ajanları, kullanıcıların hayatını kolaylaştıracak, zaman kazandıracak ve keyifli hale getirecek. Ancak bu ajanlar, aynı zamanda kullanıcıların gizliliğini, güvenliğini ve özerkliğini de tehlikeye atabilir. Bu nedenle, etkileşimli yapay zeka ajanlarının kullanımı, hem etik hem de yasal açıdan dikkatli bir şekilde ele alınması gereken bir konu.
AI politikaları ve düzenlemeleri: Yapay zeka ile ilgili politika ve düzenlemeler, 2024 yılında önemli bir gelişme gösterecek. Özellikle AB ve ABD’de, yapay zekanın kullanımı üzerinde geniş kapsamlı kurallar getirilecek. AB, yapay zekanın insan haklarına, temel özgürlüklere ve demokratik değerlere uygun olmasını sağlamak için, yapay zekanın kullanımı üzerinde sıkı bir denetim ve sınıflandırma sistemi oluşturacak. ABD’de ise CREATE AI Yasası gibi yapay zekanın daha geniş çapta kullanımını teşvik edecek yasaların geçirilmesi bekleniyor. Bu yasalar, yapay zekanın araştırma, eğitim, sağlık, güvenlik gibi alanlarda daha fazla fayda sağlamasını amaçlıyor. Yapay zekanın etik ve güvenli kullanımını sağlamak amacıyla tasarlanmış olan bu düzenlemeler, aynı zamanda yapay zekanın gelişimini ve yaygınlaşmasını da etkileyecek. Bu nedenle, yapay zekanın politika ve düzenlemeleri, hem teknoloji hem de toplum açısından dengeli ve adil bir şekilde yapılması gereken bir konu.
Yapay zeka odaklı girişimler: 2024'te yapay zeka girişimleri, farklı veri türlerini (metin, görüntü, ses) işleyerek insan beyninin işlevini taklit eden çok yönlü sistemlere; kendi başlarına kararlar alabilen, özgürce hareket eden yapay zeka ajanlarına; herkesin kullanımına açık, ücretsiz ve geliştirilebilir açık kaynak yapay zeka araçlarına odaklanacak. Ayrıca, iş dünyasının özel ihtiyaçlarına göre tasarlanmış, dar amaçlı yapay zeka çözümleri ve bu alanda yetenekli insan kaynağına olan talep artacak. Bununla birlikte, şirketler içinde IT departmanının denetimi dışında, bağımsız yapay zeka kullanımı da yönetilmesi gereken bir konu olarak öne çıkacak. Bu trendler, yapay zekanın iş dünyasında nasıl kullanılacağını yeniden tanımlayacak ve girişimcilere yeni fırsatlar sunacak.