Ya kimya tutarsa?

Yemek yapmak ciddi bir iştir, hatta kimyadır… Lessons in Chemistry, aşk, kayıp ve ataerkil düzene başkaldırı niteliğinde…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Ya kimya tutarsa?

Canan Demiray

Kadınlar toplumsal, siyasal, sosyal, hukuki ve bir çok alanda eşitsizliklerle dünyanın her yerinde mücadelesi eski. Lessons in Chemistry bu mücadeleye bir kimyager bir kadının gözünden bakıyor ve izleyiciyi ana karakter Elizabeth Zott’un ataerkil düzene karşı mücadelesinin takipçisi haline getiriyor. Bonnie Garmus'un  geçtiğimiz yıl yayınlanır yayınlanmaz New York Times ve Amazon En Çok Satan Kitaplar Listesi’nde haftalar boyunca yerini koruyan kitap, bu  yazın başında Türkçe ‘Bir Kimya Meselesi’ olarak raflara çıkmıştı. Kapağının yansıttığı gibi renkli ama düşünüldüğünden daha derin bir hikayeyi anlatan roman, Apple Stüdyoları tarafından bir mini dizi haline getirildi.

1950’ler California’sı. Kadınların kendilerini öncelikle eş ve anne olarak tanımlıyor, ev dışında çalışan az. Çalışmak isteyenin önünde de engeller var. En büyük engel, cinsel davranış kalıplarında değişikliğin önünü kesmeye çalışan erkekler.

Hastings Laboratuvarları da böyle bir yer. Önemli bilimsel çalışmalara imza atan kurumun bünyesinde çalışan kahramanız Elizabeth Zott, erkek meslektaşları tarafından hor görülmek ve saygısızlığa maruz kalmaya alışkın.  Zeki ve sıradışı kimya derecesi olan bir kadın laboratuvar teknisyeni olarak  ciddiye alınabilmek için çaba sarf etmekten vazgeçmiyor. Kendisinin oldukça ciddiye aldığı bir konu ise yemek pişirmek. Yemek yapmanın bir kimya meselesi olduğuna inanıyor: bir lazanyayı en mükemmel hale getirebilmek için 78 kez deney yapmaya üşenmiyor. 

Hastings’in altın çocuğu Calvin Harris, Cambridge'deki kürek günlerinden bu yana araştırma alanında başarılı bir kariyere sahip. İşyerinde ilk gördüğünde Elizabeth Zott’u önce bir sekreter zannediyor. Sonra laboratuvarındaki kayıp malzemelerin peşine düştüğünde aslında onun da bir kimyager olduğu, ilginç fikirleri ve çalışmalarını öğreniyor. Laboratuvarından izinsiz malzemeler aşıran Elizabeth’in  kendisi gibi içine dönük ve yalnızlığı tercih eden biri olması onları, travmatik çocuklukları onları yakınlaştırıyor.

Ancak başlayan bu güzel ilişki trajik bir olayla darbe alıyor. Bilime, verilere ve öngörülebilene bağlı kalmakta huzur bulan Elizabeth değişen hayatında ardı ardına kayıplar alıyor. Calvin’le yaptıkları araştırmaya el koyan kuruma kızgın olan Elizabeth’in yanında duracak kimsesi kalmıyor. Dizinin ilginç deneylerinden biri Elizabeth’in bir kurbağa üstünde yaptığı hamilelik testi. O yıllarda kullanılan bu yöntem, Elizabeth’i hiç planlamadığı ve korktuğu bir pozisyonda bırakıyor. Gitgide belli olmayan karnı sonunda genç kadının işsiz kalmasına da neden oluyor. Üstelik araştırmaları da çalınıyor.

“Altıda Akşam Yemeği”

Aradan yedi yıl geçiyor. Elizabeth çok istekli olmasa da ailesini geçindirmek için kabul ettiği bir işte çalışıyor. Bu yıllar önce söyleseler güleceği, asla aklına gelmeyecek bir yer; televizyon. Kendisi de bir yemek programının sunucu.  Kızının okulundan bir TV yapımcısı ebeveynle ilginç bir tanışma sonucunda burada. Bu tecrübesi olmadığı alana girerken iş bildiği yerden konuya giriyor: Kimya.  Yıllarca mutfakta yaptığı deneylerle geliştirdiği kimyaya dayalı tarifleri verirken, bir yandan da kadınlara yaşam tavsiyeleri veriyor.  Şöhrete yükselişini sadece verdiği tariflerle gelmiyor.  Sıradışı kişiliği, kadınların evlerinin dört duvarı arasında kendilerine biçilmiş hayatın ötesine adım atarak statükoyu değiştirmek için gayretlendiriyor.

Kimya= değişim=cesaret

Dizinin yaratıcısı Lee Eisenberg, çok satan bir kitap olsa da ekrana uyarlarken hikayenin ruhunu koruyarak başarılı eklemeler yapmış. Kitapla en büyük fark,  komşu Harriet’in farklı bir toplumsal hikayenin yan hikaye olarak diziye dahil edilmesi adına siyahi ve benzer yaşta biri olarak değiştirilmesi. Kitap ve dizinin sonlarından da farklılıklar var diyeyim ve daha fazla detay vermeyeyim.

İzleyicilerine kimyanın değişim olduğunu, değişimin ise cesaret olduğunu ve bundan korkmamak gerektiğini söylerken Brie Larson,  bölümler içinde değişen arkıyla Zott’u müthiş bir performansla canlandırıyor. Rol arkadaşları Lewis Pullman, Aja Naomi King, Kevin Sussman ve  Alice Halsey de oldukça başarılı. Kostümleriyle, tüm sanat tasarımıyla oldukça iyi stilize edilmiş olması, içinizi ısıtan teması ve keyifli akışıyla izlenmeyi hak ediyor. Özelikle "Mad Men" ve "Julia" sevenler mutlu olacaktır. Lessons in Chemistry 8 bölümüyle Apple+ platformunda yayında.

 

 

 

HAFTA