Venedik’ten durum raporu

1932 yılından beri düzenlenen prestijli festival, Hollywood’un grevi gölgesindeyken, kırmızı halı Türk yıldızlarına geçit oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Venedik’ten durum raporu

CANAN DEMİRAY

Dünyanın en prestijli film festivallerinden biri olan Venedik Film Festivali Lido adasında düzenleniyor. Festivalin her zamankinden sakin, az yıldızlı geçmesinin en büyük nedeni ise mayısta yazarlarla, temmuz ortasında oyuncuların eklenmesiyle devam eden Hollywood’da süregelen grev…

Bu festivale katılacak filmlere yansıdığı gibi aktörlerin de katılımlarına yansıdı. Amerikan olmayan uluslararası oyuncuların boy göstermesinde sorun olmayınca kırmızı daha çok onlara kaldı.

Danimarkalı başarılı oyuncu Mads Mikkelsen, Kuzey Avrupa'da geçen bir dönem draması olan ‘The Promised Land’ filminin galasındaydı. Hollywood’un dışladığı yönetmenlerden Roman Polanski filmi ‘The Palace’ için Venedik’teydi. Woody Allen son filmi olacağını söylediği tamamen Fransızca olan filmi ‘Coup De Chance’ için tüm ailesiyle geldiği Venedik’te hem tezahurat hem de protesto ile karşılandı.

Ödül alan yapımlarımız

Nehir Tuna’nın ilk uzun metrajlı filmi, dini yurtta kalan on dört yaşındaki lise hazırlık öğrencisi Ahmet'in yaşadıklarından bir kesit sunan ‘Yurt’ ise festivalin Orizzonti bölümünde jüri karşısına çıktı. Genç yönetmen Selman Nacar’ın  bir avukat ve savunduğu cinayet zanlısı üstüne olan filmi ‘Tereddüt Çizgisi’ de yine Orizzonti bölümünde gösterildi.

Festivalin yan etkinliği olan Premio Kinéo ödüllerinde ise üç Türk oyuncu başarılarından dolayı ödüle layık görüldü. Türk televizyonlarında 9 yıl önce ekrana gelen ‘Kurt Seyit ve Şura’ dizisiyle Farah Zeynep Abdullah En İyi Kadın Başrol Oyuncu Ödülü'nü, Tatlıtuğ ise En İyi Erkek Başrol Oyuncu Ödülü’nü almaları harika haberler oldu. Uluslararası Oyuncu Ödülünü ise  Demet Özdemir kucakladı.

 

 

 
 

HAFTA