Uyku ile barışmak
Uykunun sadece dinlenmek için gerekli olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz… Aynı zamanda beynin ve bedenin yenilenmesi, öğrenme kapasitemizin artması ve duygusal dengemizin korunması için de hayati öneme sahip...
TUNÇ DİPTAŞ
Çocukluğumdan itibaren uykuya karşı hep bir antipati besledim. Gözlerimi kapatıp dünyadan uzaklaşmak bana zaman kaybı gibi gelirdi. Hayatın en değerli anlarının, uykunun sıkıcı perdesi altında kaybolduğuna inanırdım. Uykusuz geçen geceler, hayata daha fazla zaman ayırabileceğim bir fırsat gibi görünürdü.
Yaş ilerledikçe, kurumsal hayata geçiş yaptığımda, daha az uyuyarak, daha çok çalışarak başarılı olunabileceğini söyleyen iş insanlarıyla tanıştım. Başarılı CEO'ların sadece 5 saat uyuyarak bu noktaya geldiğini söyleyen kişisel gelişim kitaplarına rastladım. Zaten sevmediğim uykudan gitgide uzaklaştım. Geceleri 4-5 saat uyuyor ve bununla övünüyordum.
Mentorluk ya da koçluk hizmeti verdiğim müşterilerimde de aynı durumu gözlemliyorum. Daha az uyuyarak daha fazla performans elde edebileceği kanısına sahipler. Bu yüzden 4-5 saat uyuyarak, sürekli kahve içerek gün içeresinde dur durak bilmeden çalışıyorlar. Halbuki yapılan araştırmalar gerçeğin böyle olmadığını gösteriyor.
Harvard Medical School tarafından yapılan bir çalışma, yeterli uyku uyumanın dikkat, hafıza ve problem çözme yeteneklerini önemli ölçüde artırdığını ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, uyku eksikliği, beynin etkili çalışmasında belirgin düşüşlere neden olabiliyor ve bu da günlük hayatta ve iş yerinde performans kaybına yol açıyor. Yine aynı araştırma, uyku süresinin ve kalitesinin artmasıyla, bireylerin daha enerjik, motive ve üretken olduklarını gösteriyor.
Uyku, sadece dinlenmek için değil, aynı zamanda beynin ve bedenin yenilenmesi, öğrenme kapasitemizin artması ve duygusal dengemizin korunması için de hayati öneme sahip.
Ben şahsen daha kaliteli uyku uyumaya başladıkça performansımın arttığını gözlemledim. Uykuya olan yaklaşımımı değiştirmek, hayatımın en önemli dönüşümlerinden biri oldu. Şimdi, uykuya sadece dinlenme değil, aynı zamanda yeniden doğuş olarak bakıyorum.
Hayatı dolu dolu yaşamak istiyorsak, uykuyu düşman olarak görmek yerine, en güçlü müttefikimiz olarak kabul etmeliyiz. Uykuya gereken önemi vermek, performansımızı artırmanın, sağlığımızı korumanın ve yaşam kalitemizi yükseltmenin yoludur.
Kaliteli uyku için bazı öneriler:
Her gün egzersiz yapın: Gün içinde aktif kalmak, uykunuzu düzenlemenin harika bir yoludur. Günde sadece 30 dakika egzersiz yapmak, endorfin salgılayarak ve kortizol seviyelerini düşürerek uyku kalitesini artırır.
Uyuduğunuz odayı serin tutun: İyi bir uyku için vücut sıcaklığınızın 1-3 derece düşmesi gerekir. Odanızı serin tutun ve ısınmak için battaniye kullanın. Aşırı sıcak bir oda uyanmanıza neden olabilir.
Gün içinde uykunuza dikkat edin: Kestirmeyi seviyorsanız, 90 dakikadan kısa tutun. Öğleden sonra 30-45 dakika kestirmek uyku düzeninizi korumanıza yardımcı olur.
Parlak ışıklardan kaçının: Özellikle 22:00 ile 04:00 arasında parlak tavan ışıklarından uzak durun. Parlak ışıklar uyku ritminizi bozar.
Uyku dostu bir ortam yaratın: Uyuduğunuz ortamın karanlık ve sessiz olmasına özen gösterin. Yatak odanızı sadece uyku için kullanmaya özen gösterin
Uykudan önce ne yapmalı?
Uyumadan bir saat önce bilgisayar, telefon ve televizyon ekranlarından uzak durun. Ekranlardan yayılan mavi ışık, uyku hormonunuz olan melatoninin üretimini baskılar ve uykuya dalmanızı zorlaştırır. Ayrıca, uyumadan en az iki saat önce yemek yemeyi bırakın. Yemek yemek, sindirim sisteminizi aktif tutar ve bu da uyku kalitenizi olumsuz etkiler.
Odaklanma güçlüğü, enerji eksikliği ve genel bir yorgunluk hali, günlük hayatınızın bir parçası haline geldiyse, kendinizi sürekli bitkin hissediyorsanız, anksiyete ve depresyon hali içerisindeyseniz uyku durumunuza bir göz atın.
Uyku, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası ve ona hak ettiği değeri vermek, daha başarılı ve mutlu bir yaşam sürdürmenin anahtarıdır.
Şimdi, uykuyla barışmak zamanıdır.