Ustalaşmanın formülü
Başarılı olmak mı istiyorsunuz? Öyleyse, enerjinizi tüketen, az getiri sağlayan görevleri delege edin ya da tamamen terk edin. Yalnızca gerçek etki yaratan işlere odaklanın...
TUNÇ DİPTAŞ
Çok eski zamanlarda, Uzak Doğu’nun mistik topraklarında bir kılıç ustası yaşarmış. Elleriyle şekil verdiği kılıçlar, önce kasabanın sınırlarını aşmış, ardından ülkesinde nam salmış ve nihayetinde tüm dünyada bir efsane haline gelmiş. Zamanla bu zanaatkâr, dünyanın en iyi kılıçlarını üreten kişi olarak anılmaya başlanmış.
Bu şöhret, kralın kulağına çalınmış. Kral buyurmuş: “Dünyanın en iyi kılıçlarını yapan bu ustayı huzurumda görmek istiyorum!”
Zanaatkâr, sade ama vakur bir edayla kralın karşısına dikilmiş. Kral, merakla “Bu mucizevi kılıçların sırrı nedir?” diye sormuş.
“Bu sorunun cevabı basit. Kılıç zanaatkârlığı ile çocuk yaşlarda tanıştım ve kılıcın yapılışı sırasındaki çaba ve zarafete âşık oldum. O günden beri yüzlerce kitap okudum. Hayatımın tek amacı haline getirdim ve başka hiçbir şeyle ilgilenmedim. İşte sırrım bu.”
Tıpkı bu hikâyede anlatıldığı gibi bir konuda ustalaşmanın, üretkenliği artırmanın yolu, o konuya takıntılı bir tutkuyla bağlanmaktan geçiyor. ‘Takıntı’ kelimesini özellikle seçiyorum, çünkü gerçekten bir alanda zirveye çıkmak için olağanüstü bir odaklanma gerekiyor.
Bugün başarı hikâyelerini incelediğimizde, ortak özelliğinin de odaklanma olduğunu görüyoruz: Leonardo da Vinci, çizim yaparken zamanın nasıl geçtiğini unutuyordu. Elon Musk, roket mühendisliği üzerine öyle derinleşti ki, profesyonel mühendislerden daha iyi bir teknik bilgiye sahip hale geldi. Michael Jordan, antrenmandan sonra herkes sahayı terk ettiğinde hâlâ şut atmaya devam ediyordu. Onları diğerlerinden ayıran, yetenek değil; sarsılmaz bir adanmışlık ve odaklanma gücüydü.
Bu noktada, İtalyan düşünür Vilfredo Pareto’nun ilham veren hikâyesinden bahsetmek gerekiyor. Pareto, İsviçre’deki evinin bahçesinde gezinirken basit ama çarpıcı bir gözlem yaptı. Bahçesinde bezelye yetiştiriyordu ve bir sabah dolaşırken, bezelye tanelerinin %80’inin yalnızca %20’lik kısımda bulunan alanda yetiştiğini fark etti.
Bu keşif, onu düşünmeye sevk etti. Zamanla bu dengenin yalnızca tarımda değil, toplumun birçok alanında da geçerli olduğunu gördü. Zenginliğin, servetin ve üretkenliğin belirli bir yüzdeyle sınırlı bir grup tarafından şekillendirildiğini anladı. Böylece kendi adıyla anılan Pareto İlkesi’nin temellerini attı.
Günümüzde verimliliği artırmak isteyenler için Pareto İlkesi adeta bir pusula görevi görür. İş dünyasında ve günlük yaşamda birçok alanda karşımıza çıkar:
- İşletmelerde gelirlerin %80’i, müşterilerin yalnızca %20’sinden gelir.
- Başarılı bir yöneticinin başarısının %80’i, harcadığı %20’lik zamandan kaynaklanır.
- Bir proje ekibi, çabasının %80’ini projenin yalnızca %20’sine harcar (genellikle başındaki ve sonundaki kritik aşamalara).
- Bir dilin günlük kullanımının %80’i, kelime dağarcığının sadece %20’siyle sağlanır.
- Çalışanların %20’si, işin %80’ini yapar. Ancak ilginçtir ki herkes kendini o %20’nin içinde görür.
Peki, Pareto İlkesi’ni hayatınıza nasıl entegre edebilirsiniz?
- Öncelikleri belirleyin: Gün içinde yapacağınız on işiniz varsa, muhtemelen bunlardan yalnızca ikisi gerçek anlamda önemli ve sonuç odaklıdır.
- Gereksiz işleri eleyin:Enerjinizi tüketen, az getiri sağlayan görevleri delege edin ya da tamamen terk edin.
- Odaklanın:Tıpkı efsanevi kılıç ustası gibi yalnızca gerçek etki yaratan işlere odaklanın.
İş hayatında verimliliğini artırmak isteyenlere hep aynı soruyu sorarım: “Nereye odaklanıyorsunuz?” Çünkü yöneticilerin en büyük yanılgısı, iş yükünün fazla olduğuna inanmaktır. Oysa asıl sorun, yapılacak işlerin çokluğu değil, hangi işlerin gerçekten önemli olduğunu seçememektir. Gün boyunca süren toplantılar, gereksiz e-postalar, aciliyeti olmayan detaylar… Bütün bunlar, gerçekten fark yaratacak önemli işleri gölgede bırakır. Ustalık, çok iş yapmaktan değil, doğru işe odaklanmaktan geçer.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.