“Toplumsal bir barbarlık yaşıyoruz”
Barınaklarda yaşanan vahşet görüntülerinin ardı arkası kesilmiyor. İçimizi acıtan bu vahşetin sonlanması adına hayvanseverler, kanunun iptali için Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karara umut bağlamış durumda. Hemen kısırlaştırma başlasa 2 yıla popülasyonun kontrol altına alınacağını söyleyen HAD Başkanı Avukat Hülya Yalçın ise “Çare var ama yapılmıyor” diyor.
Şebnem TURHAN
Sokak hayvanlarının öldürülmesinin önünü açan yasanın Meclis’ten geçip Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylanmasının ardından 2.5 ay geçti. Bu 2.5 ayda her gün hayvanlara yönelik şiddet, katliam ve vahşet haberleriyle sarsıldık. Son günlerde ise barınaklardaki vahşet tüm Türkiye’nin gözlerinin önünde yaşanıyor. Yasayı arkasına alan bazı belediyeler, barınaklarda kedi, köpek tüm hayvanları katlediyor.
Hayvanlara Adalet Derneği (HAD) Başkanı Avukat Hülya Yalçın, Gebze, Ümraniye ve bilmediğimiz daha nice barınakta bu vahşetin yaşandığını söylüyor. İnsanların gücü yettiği için hayvanlara bu kadar zulmetmesinin alenen barbarlık olduğunu vurgulayan Yalçın, bu vahşeti yapanlara bu gücü verenin ise yeni hayvan yasası olduğunu kaydediyor. Hayvanları toplamanın ve barınaklara koymanın ölüm anlamına geldiğini yasa tartışmaları sırasında da söylediklerini hatırlatan Yalçın, “Yasa görüşülürken alenen öldürme cümlesini ve kedileri çıkardıklarını söylediler ama yalandı. Bütün hayvanları öldürmeye niyetleri olduğunu en baştan beri biliyorduk” dedi.
Gönüllülerin tüm hakları ellerinden alındı
Tüm bunların yanında yasada hayvan gönüllülerine yönelik madde değişikliği ile barınaklarda ve sokaklarda hayvanları korumaya çalışanlara da saldırılmasının önünün açıldığını kaydeden Hülya Yalçın, bugün gönüllülere yönelik çok ciddi saldırılar yaşandığını vurguladı. Barınaklarda katliam yapanların bu vahşeti ortaya çıkanlara saldırarak kendilerini aklamaya çalıştığını söyleyen Yalçın, “Kendilerini savunamayan hayvanları olağanüstü algı operasyonuyla elbirliğiyle ölüme mahkum ettiler. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bu büyük bir suç ama çıkardıkları kanunla suça girmiyor. Gönüllüler olmasa barınaklarda bu katliamlar sürüyordu, gerçekten cesur insanlar ortaya çıkardı bu yaşananları. Önceki yasa döneminde bu barınaklardaki vahşetle mücadele edebiliyorduk. Şimdi mücadele edilmesin diye ölümlere yasal kılıf da uydurdular” diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi’nin bu vahşetin sonlanması için tek umut olduğunu vurgulayan Yalçın şunları söyledi: “Sokak köpeklerine yönelik bin bir bahaneyle çıkardıkları yasada kediler yok dediler. O küçücük kediler niye barınakta. Kedilerin barınakta olması kabul edilebilir değil, doğa yasalarına aykırı. Şimdi o küçücük hayvanlar barınakta öldürülüyor. Artık bu yasanın tamamen öldürmek için yapıldığını, insanlık dışı olduğunu söyleyebiliriz. Tek umudumuz Anayasa Mahkemesi. Anayasa Mahkemesi’nin bu yasayı yürürlükten kaldırmasını istiyoruz.”
Hukuken katliamın önünü açtılar
Hukuken yapabilecek hiçbir şeyin olmadığını çünkü yeni sokak hayvanları yasasının tüm bu katliamı yasallaştırdığına dikkat çeken Yalçın, “Hukuken söyleyebilecek bir şey yok. Yasa değişikliğiyle önünü tıkadılar. Artık hiçbir barınakta hayvanların kısırlaştırıldığını düşünmüyoruz. Yaşatmama kararları var. ‘Topla, öldür, yok et’ kanunu bu. Şu an kısırlaştırmaya ciddi bir denetimle başlasak 2 yıla kadar tüm popülasyonu kontrol altına alırız. Çare var ama yapılmıyor. Toplumsal bir barbarlık yaşıyoruz. En güncel çözüm hemen kısırlaştırmaya denetimli olarak başlamak. Ama insanlar işin kolayına kaçtı, direkt öldürüyor. Ve ‘kanun bana bu hakkı verdi’ diyor. Sırf barınaklar değil, bu katliamlar ve hayvanlara şiddet toplumsal yaraya dönüşüyor. Ama hayvanları korumaya çalışanların bütün yasal güçleri ellerinden alınmış durumda. Ve katliam yapanlar da yasa kılıfıyla korunuyor.”
Hukukçular olarak da yasanın hiçbir maddesini tartışamadıklarını söyleyen Yalçın şöyle konuştu: “Yasa öldürmenin önünü açtı. Elbette mücadele edeceğiz en azından Anayasa Mahkemesi’nde hukuk ve adalete inanan insanlar olduğuna inanmak istiyorum. Yasanın yürürlükten kaldırılmasını ve eski yasaya ‘kısırlaştır, yerinde yaşata’ dönülmesini, hayvan gönüllülerinin haklarının geri verilmesini istiyoruz.”
