“Tek başınaysan her şey çok daha zor”
Şef Yalçın İnam, aşçılık mesleğini yalnızca yemek hazırlama aracı olarak görmeyen şeflerden. Sosyal gastronomi alanında kendi projelerinin yanı sıra toplum odaklı birçok organizasyonda da görev alıyor.
GASTRO SOHBET - FARUK ŞÜYÜN
Yalçın İnam, 19 yıllık kariyeri boyunca gastronomi ekosistemini bir bütün olarak düşünerek yemeğin arka planını odağına alan projeler geliştirmiş. Kendi projelerinin yanı sıra toplum odaklı birçok organizasyon ve projede de çalışmış, çalışmaya da devam ediyor ve “eğer tek başınaysan her şey çok daha zor” diyor. Son beş yıldır onu, Birleşmiş Milletler’in Gıda Yardım Programı ve açlıkla mücadele ile gıda güvenliği alanında dünyanın en büyük insani yardım kuruluşu WFP çatısı altında görüyoruz. İnam, gastronomi alanında görünürlüğü ve farkındalığı artıran programlarda teknik danışman olarak görev yapıyor. Çalıştığı alanlardan birisi de ‘Geçim kaynakları projeleri.’
Peki ya en başa, 19 yıl öncesine gidersek:
“Ben, Karslıyım. Ailem yeme içme sektörünün farklı alanlarında çeşitli ülkelerde çalışıyor. Karslıların şöyle bir durumu var: Karadenizliler balığı tutar, Erzincanlılar halde satar, Karslılar da restoran işletmeciliği yaptıklarından onu pişirip, satar. Ben de erken yaşta kendimi bu yola attım. Sakarya Üniversitesi’nde Turizm, Otel İşletmeciliği okurken ilk profesyonel işime kiraladığım Queen Café’de mutfağa girerek başladım ve ardından The Marmara, Nordsee, Mano Burger, Eataly, Raffles Hotel ve kendi işletmem catering organizasyonu yapan Horanta geldi.
Horanta, İç Anadolu’da bir çatı altında yaşayan ama kan bağı olmayan aile bireyleri anlamına geliyor. Biz de şef arkadaşlarımla kolektif bir grup olduğumuz için bu ismi benimsedik. Horanta’yı yaklaşık dört yıl sürdürdük. Ardından WFP’de bilfiil çalışarak danışmanlık vermeye başladım.”
Aslında 10 yıldır sosyal gastronomi çerçevesinde işler yapıyor. Bunun ilk örneği Gastronomika:
“Gastronomika’da içeriklerin yönetimini yaptım. Anadolu mutfak kültürünün halka açık bir veri tabanını oluşturmak, gelecek nesillerin Anadolu mutfak geleneğini sürdürmesini teşvik etmek ve Anadolu mutfağını küresel bir marka haline getirmek amacıyla mutfak, tasarım ve araştırmaya odaklanıldı.”
Essedra, Slow Food'un en önemli biyolojik çeşitlilik ve sürdürülebilirlik projelerinden biri. Yalçın İnam, Gastronomika'nın Türkiye koordinatörü olduğu dönemde projenin ‘Arc of Taste’ (Nuh’un Ambarı) listesinde çalışmaya gönüllü olmuş. Bir diğer proje Kolektif Chefs:
“Maalesef patlamaların, sektörde büyük krizlerin yaşandığı bir döneme denk geldi. Amacımız, şef dayanışması, işsiz kalan arkadaşlarımızı ‘tek kalırsak aç kalırız’ mottosuyla bir araya getirmekti. Horanta da bu birliktelik sonucu ortaya çıkmıştı… Pandemi ile birlikte Kolektif Chefs kaldı. Hedefimiz, bu yapıyı öğrencilere devretmek.”
Bir diğer projesi ‘Aş Ortağım’ı ise şöyle anlatıyor:
“COVID-19 salgını nedeniyle gıdaya erişimde zorluk yaşayan gruplara gıda sağlanması amacıyla kolektif farkındalık yaratan bir proje. Pandemi döneminde faaliyet gösteren restoranlardan satılmayan sağlıklı gıdaların, gıdaya ulaşmakta zorluk çeken vatandaşlara ücretsiz ulaştırılmasına yönelik bir sistem kurduk.”
Üç yıl önce Beyrut’ta yaşanan patlamayla birlikte farkındalığı artırmak, kriz ve afet bölgelerindeki ihtiyaçların karşılanması için bağış etkinlikleri düzenlemek amacıyla Verda Yüceer ile birlikte Chefs and Art’ı kuruyorlar. Aralarında orman yangınlarının da bulunduğu birçok afete yönelik etkinlikler düzenliyorlar. 6 Şubat depremi sonrası ise Kolektif Dayanışma geliyor:
“İlk depremden sonraki 8 saat içinde ofiste 15, sahada ise 110 kişiyi koordine ederek Kolektif Dayanışma'yı kurduk ve bölgede yaşanacak gıda krizini en aza indirmek için çalışmalara başladık. İlk sıcak yemek dağıtımı depremden 18 saat sonra başladı ve 36 saat içinde 3 ilde 7 mutfak kuruldu. Kolektif Dayanışma günde yaklaşık 200 bin kişiye üç öğün yemek sağladı. Aynı dönemde WFP ile de bölgeye gittim. O, günde bir buçuk milyon insana dokunan bir operasyondu.”
İnam, neden sosyal gastronomi? sorusunu ise şöyle yanıtlıyor:
“Yapmış olduğum bütün bu sosyal gastronomi faaliyetlerinin nedeni, sorduğum sorulardan kaynaklanıyor; neden yaşıyorum, niçin yaşıyorum, neden varım?”
Teşekkürler Yalçın Şef.
“Yaptığım bütün bu sosyal gastronomi faaliyetlerinin nedeni, sorduğum sorulardan kaynaklanıyor; neden, niçin yaşıyorum, neden varım?” YALÇIN İNAM