“Tarihimize ve kültürümüze sahip çıkıyorum ”

“Güçlü yarınlar için; güçlü hafızaya sahip olmalı, zengin kültürümüzü korumalıyız” diyen Sunay Akın, 1800’lerin sonlarında Darülfünun’da yapılan bilim içerikli Ramazan sohbetlerini bu yıl YouTube kanalına taşıdı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Tarihimize ve kültürümüze sahip çıkıyorum ”

Fatoş BOZKUŞ

Sunay Akın, on parmağında on marifet olan sanatçılarımızdan. Onu ilk şair ve yazar olarak tanısak da bir yandan tiyatro oyunları ile sahnede, diğer yandan kurduğu İstanbul Oyuncak Müzesi ile sanatın başka bir alanında önemli işlere imza atıyor. Bugün de 20 yıl önce televizyonda yayınlanan Mahya Işıkları programını YouTube kanalına taşıdı. 4 yıldır her Ramazan, programa katılan konuklarıyla keyifli sohbetler gerçekleştiren Akın, yaşadığımız deprem nedeniyle bu yılki konuk programını değiştirdi. Coğrafyadan jeolojiye, kent planlamasından mimarlığa, restorasyondan tarihi eserlerin onarımına kadar uzman pek çok bilim insanını programda konuk ediyor.

1800’lü yılların sonunda Darülfünun’da her akşam Ramazan sohbetlerinin yapıldığını ve bilim insanlarının uzmanlık alanlarında dinleyicileri aydınlattığını aktaran Akın, “İşte ben de yıllar sonra Mahya Işıkları’nda her akşam bir bilim insanını konuk ederek kültürümüze, tarihimize sahip çıkıyorum” diyor.

Herkesin dilinde aynı cümle “Nerede o eski Ramazanlar.” Sizin çocukluk yıllarınızın Ramazanları nasıldı?

Çocukluğu 1960’lı yıllar ve 70’lerin başlarında geçen biri olarak Ramazan benim çocukluğumda güllaç demekti. Çünkü o yıllarda doğduğum kent olan Trabzon’da öyle çok sayıda pastane yoktu. Olan pastanelerde de çok fazla tatlı çeşidi yoktu. Dolayısıyla tatlıyı seven her çocuk gibi ben de Ramazan akşamlarında güllacın hazırlanmasını sabırsızlıkla beklerdim. Ayrıca Ramazan ayı gelince aklıma bir de hep yaz mevsimi geliyor. Çünkü en sevdiğim iftar sofraları evimizin terasında hazırlanan sofralardı. Trabzon’da limana bakan bir terasımız vardı. Mevsim yazsa, yaz akşamlarında o güzel çiçek kokuları ve martı sesleri arasında Boztepe’den Ramazan topunun atılmasını beklerdik ve evin terasında ampuller olurdu. Teras dizi dizi ampullerle aydınlanırdı. Bu nedenle çocukluğumun Ramazan ayı denilince aklıma hep güllaç ve o güzel yaz akşamları gelir.

Çocukken Ramazan’a nasıl bir anlam yüklemiştiniz?

Her çocuk gibi benim de Ramazan’a yüklediğim anlam elbette ki Ramazan Bayramı’nın sabahıydı. Bayram sabahı bir çocuğun, hayatının en güçlü hislerini biriktirdiği anlardır. Bayram sabahı denilince giyilen yeni kıyafetler, yeni ayakkabılar ve de el öpülerek toplanan bayram harçlıkları akıllara gelirdi. İşte o bayram harçlıklarını cebe koyup sinemanın yolunu tutmak çocukluğumun en unutulmaz anları arasındaydı.  *Peki, var mı keşke bugün de sürdürülse, bugünlere gelebilse dediğiniz Ramazan gelenekleri?

Elbette ki Direklerarası eğlenceleri. İstanbul’da Direklerarası Caddesi 19. yüzyılda özellikle Ramazan aylarında bir buluşma noktası haline gelerek eğlence, kültür, sanat etkinliklerinin merkezi olmuş, şehirdeki ilk tiyatro ve sinemalar Direklerarası’nda gelişmiştir. Ramazan akşamları burada tiyatro oyunları da sergilenirdi. Dönemin ünlü sanatçıları pek çok yerde sahneye çıkar ve sanatının en güzel örneklerini sergilerlerdi. Bugün ne yazık ki Direklerarası’ndaki o tiyatro geleneği de kalmadı, ama onu yaşatmak elimizde. Elimde bir güç olsa Direklerarası’nı yeniden hayata kazandırırdım.

Bir de yanılmıyorsam 1800’lü yılların sonlarında İstanbul Üniversitesi’nde Ramazan sohbetleri düzenleniyormuş. Siz de Petrol Ofisi sponsorluğuyla yaptığınız Youtube programında benzer sohbetler yapıyorsunuz.

Aslında ‘Mahya Işıkları’ benim yaklaşık yirmi yıl önce televizyonda yaptığım Ramazan programının adıydı. Sonra zaman içinde sosyal medya güçlenince Mahya Işıkları’nı YouTube kanalımda yapmaya başladım. Bu konuda ne mutlu bana ki Petrol Ofisi’nin desteğini gördüm. Bizim kültürümüzde Ramazan ayının en önemli özelliği Ramazan sohbetleriydi. Çok eski tarihlerde Ramazan ayında, gazetelerde de Ramazan yazıları yayımlanıyordu. Örneğin o yazıları yazanlardan biri tiyatro sanatımızın büyük ustası Haldun Taner’di.

Var olan Ramazan programlarımdan farklı olarak bu yıl bilim sohbetleri yapıyorsunuz.

1869 yılının Ramazan ayında, Darülfünun’da, yani İstanbul’daki üniversitede, her akşam Ramazan sohbeti düzenleniyordu. Bir bilim insanı insanların karşısına çıkarak uzmanlık alanında dinleyicilerini aydınlatıyordu. Ramazan geleneğinde, bilim insanlarının apayrı bir yeri vardır. Neler mi konuşuyorlardı? Örneğin, bir bilim insanı astronomiden, yıldızlardan söz ediyordu. Sonra sanayi devrimi anlatılıyordu. Bunların hepsi Ramazan akşamlarında yapılan, Ramazan sohbetlerinin konularıydı. İşte ben de 154 yıl aradan sonra, Mahya Işıkları’nda her akşam bir bilim insanını konuk ederek kültürümüze, tarihimize sahip çıkıyorum. Petrol Ofisi’nin verdiği bu değerli destek sayesinde bilimin konuşulduğu, sanatın konuşulduğu, Ramazan sohbetleri yapıyoruz.

CUMHURİYETİN 100’ÜNCÜ YILINA ÖZEL ÇİZGİ ROMAN VE SERGİ

Bu yıl Cumhuriyetin 100’üncü yılını kutlayacağız. Sunay Akın’ın da bu kutlamalar kapsamında hazırlığı devam eden projeleri var. Bunlardan biri Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu anlatan bir çizgi roman, diğeri ise bir sergi. Akın bu çalışmalarla ilgili şu bilgileri veriyor: “Terzihane olarak Cumhuriyetimizi anlatan, kuruluşumuzu anlatan bir çizgi roman tasarlıyoruz. Başarılı bir çizgi roman, sadece ülkemize değil dünyaya da Cumhuriyetimizin kuruluşunu, Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatan bir bilgi kaynağı oluşturacaktır. Bu konuda Kutlukhan Perker ile birlikte çalışıyoruz. Ben yazıyorum ve Kutlukhan Perker çiziyor. Ne mutlu ki Petrol Ofisi bu konuda da bizi yalnız bırakmıyor, bu kültür hazinesini de hayata kazandırmak için bize destek oluyor. Onun dışında bu yıl Cumhuriyetimizin 100. yılında İstanbul Oyuncak Müzesi olarak Almanya’daki Nürnberg Oyuncak Müzesi’nde “Türkiye Oyuncakları” sergisini de açacağız. Nisan ayının 27’sinde açılacak bu sergi, Nürnberg Oyuncak Müzesi’nde bir yıl gezilebilecek.”

HAFTA