Sosyal medyayı saran yeni trend: De-influencing

TikTok’ta ‘#deinfluencing’ hashtag’i 200 milyondan fazla görüntülendi. Ardından popüler oldu. Peki nedir bu ‘de-inluencing’ yani ‘etkisizleştirme’ akımı?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Sosyal medyayı saran yeni trend: De-influencing

Ada ÜNLÜ

MALUM, sosyal medya platformlarının çoğalmasıyla birlikte hayatımıza giren bir meslek var: ‘Influencer.’ Etkileyen kişi anlamına geliyor. Sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanan bu kişiler, paylaşımlarıyla binlerce hatta milyonlarca kişiye ulaşabiliyor, onların satın alma alışkanlıklarında etkili oluyor. Kendilerini en iyi ipuçlarına ve püf noktalarına sahip olan “cebinizdeki akıllı arkadaş” olarak tanımlıyorlar. Birçoğu aynı ürünlerden bahsediyor; bu ürünlere sahip olmanın, “statü” kazandıracağını savunuyor.

‘De-influencing’ ise etkisizleştirme anlamına geliyor ve bir tür “karşı etki” yaratmayı hedefliyor. Bu alanda, son dönemde hızla yükselen bir trende şahitlik ediyoruz. Öne çıkan isimlerden biri de ünlü TikToker Alyssa Stephanie. Alyssa Stephanie geçen ay yayınladığı bir videoda şöyle dedi: “De-influencing trendini seviyorum!”

Stephanie, 5,5 milyon kişi tarafından izlenen videosunda, “Sizi satın almaktan alıkoyacağım her şey” diyerek, dünyaca ünlü markaları kötülemeye başladı. Takipçilerine ‘Bunu almayın” çarısında bulundu. Fortune, Stephanie’nin bu çağrısını, “Z kuşağı ve Y kuşağı TikTok’ta tüketim kültürünü reddediyor” diye değerlendirdi. Peki ‘de-Influencing’ yani ‘etkisizleştirme’ ne anlama geliyor? Milyonları etkileyen kişiler, neden bir anda “etkisizleştirme” trendine yöneldiler? Ve neden bir ürüne ihtiyacımız olmadığını anlatmaya başladılar?

HEDEF AŞIRI TÜKETİMİ ENGELLEMEK Mİ?

Bu trendin amacı; sosyal medya takipçilerine ne alıp ne almamaları gerektiğiyle ilgili bilgiler vermek. Sosyal medyada her geçen gün daha çok büyüyen ‘de-influencer’lar; takipçilerine pahalı ürünler hakkında bilgi veriyor ve bu ürünleri almamaları gerektiğini söylüyor. Yükselişe geçen bu yeni trend; savurganlık ve aşırı tüketimi engellemek amacıyla ortaya çıktı. TikTok’ta ‘#deinfluencing’ hashtag’i ile 200 milyondan fazla görüntülendi. Hemen ardından, Twitter ve Instagram’da da popüler oldu. De-influencer’lar pahalı fakat kalite ve etki bakımından yetersiz kalan ürünleri belirliyor ve bu ürünleri paylaşıyorlar. Tüketicileri bu ürünler hakkında dair yeniden düşünmeye davet ediyorlar. Bu trendi savunanlar, “neden bu ürünü almalısınız” yerine “bu ürün satın almaya değer mi?” sorusunu soruyorlar.

YENİ TRENDİN TEMELİ KÜRESEL EKONOMİ

Dünyanın tükenen kaynakları karşısında, tüketim modellerinin sorgulandığı bir dönemdeyiz. Satın almak yerine, paylaşmak; atmak yerine geri ya da ileri dönüştürmekten bahsediyoruz. Özellikle bizler, anne babalarımız gibi daha fazlasına sahip olmak istemiyoruz.

Aslında, de-influencer’ların yaptığı da farklı bir etki biçimini yaygınlaştırmak. Tüketim konusunda caydırmaktan çok, farklı bir tüketim modelini benimsetmeye çalışıyorlar. Yani “bunu alma, şunu al” diyorlar. Büyük markaları eleştirirken, küçük markaları destekliyorlar. Küreselleşmeye, büyük markaların tüm dünyayı ele geçirmesine karşı çıkıyorlar. Bir yandan azla yetinebileceğimizi söylüyorlar, diğer yandan bazı ürünlerin yeniden kullanılabileceğini anlatmaya çalışıyorlar. “Eğer gereksizse almayın; alacaksanız da, genç ve büyümek isteyen markalardan alın” diyorlar.

Çevre sorunları göz önünde bulundurulduğunda “bildiğimiz anlamda etkilemede bir değişim” ihtiyacı da ön plana çıkıyor. Pazarlama uzmanları, ‘etkisizleştirme’nin sürdürülebilirlik düşünülerek yaratıldığına inanmasalar da, daha yeşil odaklı olma konusunda bize neler kazandırabileceğini görmek konusunda heyecanlılar. Bu trendin doğuşunun belki de tek nedeni, tüm dünyada yaşanan ekonomik sorunlar. Çünkü, yeni nesil artık şu iki soru arasındaki farkın son derece farkında: “Bu pahalı ürünlere gerçekten ihtiyacımız var mı?” ya da “Bu pahalı ürünleri alacak paramız var mı?”

Influencer dünyasına yönelik önemli araştırmalar yapan ‘Room Unlocked’ platformuna göre İngilizlerin yüzde 64’ü “ticari kazançla yönlendirilen içerik üreticilere olan saygılarını kaybettiklerini ve özgünlükten yoksun olduklarını” düşündüklerini söylüyor. Öte yandan de-influencing pazarlama uzmanı Aliza Licht, “İçerik üreticiler hiçbir yere gitmiyor. Herkes birinden etkilenir. Kime güveneceğinizi seçmek ise size kalmış” diyor.

HAFTA