Şirket birleşme ve satın almaları için şartlar şimdilik değişmedi

Çoğu zaman sayılar pek çok şey anlatır bize. Bazen sayfalarca yazmaya ya da saatlerce konuşmaya bedeldir rakamlar. Bu hafta da sayıların dili ile konuştuk. Bakalım sayılar neler söylüyor?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Şirket birleşme ve satın almaları için şartlar şimdilik değişmedi

GÜLSEREN ÜST POLAT - SAYILARIN DİLİ

Kuşkusuz 2022 hem dünya hem de Türkiye için zor bir yıldı. Yüksek enflasyon, ekonomide dalgalı seyir, politik belirsizlikler, Rusya-Ukrayna savaşı, maliyetlerde yaşanan artışlar… Tüm bu yaşananların etkilerini her alanda gördü dünya. Tüm bu gelişmelerin birleşme ve satın almaları etkilemesi de kaçınılmazdı tabii. Branchout Türkiye’nin yayımladığı ‘Birleşme ve Satın Almaların Görünümü 2022 raporu bu anlamda küresel iş dünyasındaki değişimlere dair işaretleri taşıyor. Rapora göre 2021’de 6,1 trilyon dolar gibi tarihi bir seviye ulaşan birleşme ve satın almaların 2022’de, 2017 yılı seviyesi olan 3,6 trilyon dolara kadar gerilediği görülüyor. Bu da 2022’de bir önceki yıla oranla yüzde 42’lik düşüşü işaret ediyor. Peki, Türkiye’de küresel etkiler nasıl hissedildi? Branchout Türkiye verilerine göre

2022’de Türkiye’de toplam hacmi 8,3 milyar dolara ulaşan 532 adet birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşti. Teknoloji, medya ve telekomünikasyon (TMT) sektörü 3,9 milyar dolar hacimle başı çekti. 2022 boyunca Türkiye’den yurt dışına işlem hacmi açıklanan 11 birleşme ve satın alma gerçekleştirildi. 2022’de saydığımız ekonomik ve politik koşulların -en azından şimdilik- devam ettiği düşünülürse bakalım bu rakamlar bu yıl nasıl olacak?   

619.000

AFRİKA’NIN KABUSU BİTMİYOR

Bu hafta 25 Nisan’da Dünya Sıtma Günü nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından bazı veriler yayınlandı. Aralık 2022 tarihli son rapora göre 2021’de 619 bin sıtma kaynaklı ölüm yaşanmış ve 247 milyon yeni sıtma vakası görülmüş. Tüm sıtma vakalarının yüzde 95’i de tahmini zor olmayacak bir şekilde DSÖ Afrika Bölgesi’nde izlenmiş. Bu coğrafyadaki sıtma ölümlerinin yaklaşık %80’i beş yaşın altındaki çocuklar… Tabii bu rakamları azaltmak için DSÖ’nün yeni araç ve önerileri de var. Ama kapitalizmin zengini daha zengin yoksulu daha yoksul yapan tabiatına bir çözüm önerisi göremedim! 

51.000

BU RAKAMLAR KORKUNÇ!

Dehşet verici olsa da Internet Watch Foundation (IWF) verileri internette cinsel istismarın en aşırı biçimini gösteren materyallerin 2020’den bu yana iki katına çıktığını söylüyor. A Kategorisi kötüye kullanım diye nitelendirilen, çocuklara yönelik cinsel istismar materyalleri 2022’de çevrimiçi olarak keşfedilen tüm yasa dışı görüntülerin yüzde 20’sini temsil ediyor. IWF, tecavüz, sadizm gibi en şiddetli görüntüleri içerebilen 51.000’den fazla örneğin bulunduğunu ve 2022’de bu görüntülerden para kazanan 29.000 sayfanın tespit edildiğini belirtiyor. Bir çocuk cinsel istismara uğrarken birilerinin bundan para kazandığını düşünebiliyor musunuz? Şirketler, platformlarının kötüye kullanımlarına karşı kör olmuş sanki…  

23

SALGIN YENİDEN BAŞLADI

Komşumuz Suriye’ye gidelim… Türkiye’yi de korkutan kolera salgınının Suriye’de baş gösterdiğini biliyoruz. Ağustos ve Aralık ayları arasında İdlib ve Halep’te tahmini 50.000 enfeksiyon ve yaklaşık 100 ölüm kaydedilmişti. Aşılamalar sonunda doktorlar salgını yendiklerini düşünürken Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgede sağlıklı su kaynağına ulaşım sıkıntısı nedeniyle kolera tekrar görülmeye başladı. The Guardian’ın haberine göre Nisan ayı başlarında, bölgede 13.000'den fazla vaka ve en az 23 doğrulanmış ölüm kaydedilmiş. Hem bölge hem Türkiye için endişe verici…

YÜZDE 81

‘SİBER GÜVENLİ’ MİSİNİZ?

Trend Micro’nun araştırmasına göz atalım son olarak. Araştırmanın en önemli çıktılarından biri, yönetim kurullarında rolü hala hafife alınan siber güvenliğin, iş hacmi ve gelir artışında etkili olduğunu ortaya koyması. Risky Rewards başlıklı çalışmaya göre iş dünyasındaki karar vericilerin yüzde 81’i siber güvenlik konusundaki eksikliklerin yeni iş kazanma becerilerini etkileyebileceğinden endişe duyuyor ve beşte biri (yüzde 19) bunun zaten olduğunu kabul ediyor. Bu durum, karar vericilerin neredeyse dörtte üçünün (yüzde 71) potansiyel müşteriler ve tedarikçilerle yapılan görüşmelerde kendilerine siber güvenlik duruşu hakkında sorular sorulduğunu kabul etmesiyle ortaya çıkıyor.

HAFTA