“Şiir benim hayatımın özüdür”
Roman, şiir, fotoğrafçılık… Edebiyat ve sanatın farklı alanlarında var olan başarılı bir akademisyen Prof. Dr. Nurullah Genç… Halen T.C. Merkez Bankası meclis üyeliğini sürdüren isim, “Bizler hezârfen olmalıyız. Aksi takdirde tek boyutlu varlıklara döneriz” diyor.
GÜLSEREN ÜST POLAT
Daha önce anı-biyografi kitabı Omuzlarımda Dünya’da geçtiği zorlu yolları dinlemiştik Prof. Dr. Nurullah Genç’ten… Bu sefer de yaşanmışlıklar, hayatın öğrettikleri ve tecrübeler ile dolu bir yaşamın kıssadan hisselerini paylaşıyor, son kitabı ‘Başarı Bedel İster’de… Tabii okura, kendilerini keşfetmelerini sağlayacak önemli ipuçları vermeyi de ihmal etmiyor.
Bilgi, tecrübe, istek ve yetenek... Başarının dört temel unsuru olarak sıraladığı bu kavramları ‘Başarı Bedel İster’de tüm detaylarıyla anlatan Prof. Dr. Genç ile hem yeni kitabını hem de aktif kariyeri yanında romanlara, şiire ve fotoğraflara sığdırdığı diğer hikayelerini konuştuk…
Başarı Bedel İster bir anı kitabı değil. Ama yine içinde siz varsınız sanırım. Yaşanmışlıklar, hayatın öğrettikleri, tecrübeleriniz… Biraz söz eder misiniz kitaptan. Ne bulacak okur?
Başarı Bedel İster, çocukluğumdan itibaren ve özellikle de son elli yılın hayatıma tesir eden hakikatleriyle, tecrübeyle, bilgiyle, duyguyla, araştırmayla, ilhamla ve sabırla yoğrulmuş bir eser... Başarı, altın kurallarla yakalanacak bir sır değildir. Başarı bir felsefenin tezahürüyle gerçekleşebilir ancak. Bu felsefe ise onu arayanın tarihi, fıtratı, ailesi, çevresi, kültürü ve daha başka pek çok aidiyeti ile gerçekleşebilir ancak. Bu nedenle okuyucu kendisini nasıl keşfedebileceğinden tutun da yukarıda değindiğim felsefenin oluşumuyla ilgili önemli ipuçlarına sahip olacaktır bu kitapta.
Başarının dört temel unsurunu anlatıyorsunuz kitapta. Kitabın içeriğini de detaylandırmak adına bu temel unsurlardan çok kısa söz eder misiniz?
Bilgi, tecrübe, istek ve yetenek... Bu dört temel unsur ile ilgili bilgi sahibi olmadan kalıcı bir başarıyı yakalamak zor. Bilgi insanın başarı göstermek istediği alandaki nedenlik, nasıllık ve niçinlik birikimini elde etmesiyle ilgilidir. Kitabidir ve göstergelerle doludur. Bu birikime sahip olmadan yapılan işte üst düzeye çıkmak imkânsızdır. Tecrübe ise bilginin ve bahsettiğim göstergelerin hayattaki karşılığının adıdır. Mücerretten müşahhasa, soyuttan somuta geçişin alanıdır. Tecrübe olmayınca içimizdeki dünya ile dışımızdaki arasında bağ kurmamız zorlaşır. Tecrübe başarının ete kemiğe bürünmesi için elde edilmesi gereken farkındalığın ta kendisidir. Yetenek ise başarının olmazsa olmazıdır. Gerek şartıdır. İnsan yeteneğinin olmadığı bir alanda ne yaparsa yapsın başarılı olamaz. Bu nedenle bir insanın başarılı olması yeteneklerinin tahliline bağlıdır. Ailelerin bu manada eksikliği büyüktür. Yeteneğini bilmeden çocuklarını rast gele alanlara sevk ediyorlar ve büyük kırılmalar yaşanıyor. Bir insan becerme melekesine sahip olmadığı bir alanda üst düzey neticeler alabilir mi? Asla! İstek ise apaçık bir şeyler söylüyor bize zaten. İstek yoksa yol da yoktur.
‘Başarı bedel ister’ diyorsunuz ve kitap boyunca bunun altını çiziyorsunuz. Bu bir yaşanmışlık ve sayfalara sığmaz ama siz kendi hayatınızda ne tür bedeller ödediniz mesela?
Yıllarca, bir gergefte nakış yapar gibi nakşetmeye çalıştım, yaptığım her işi. Emek vererek, zaman ayırarak ve asla yılmadan, sabrederek... Başladığım bir iş eğer yetenek alanıma giriyor ise ve bunu bilirsem, gerekli bilgiye ulaşmadan ve hedeflendirmeden devam etmem ve etmedim de. O husus ile ilgi mutlaka bir vizyon belirlerim. Vizyona uygun olarak stratejiler ortaya koyarım. Kısa ve uzun vadeli planlarla yoluma devam etmeye çalışırım. Hep böyle oldu. Bu öyle kolaylıkla yapılabilen bir şey değil. Bedel ödemenizi gerektiriyor ve ben de ne gerekiyorsa ödedim. Büyük hayalleri olmayanların büyük işler yapamayacaklarına inandım. Ancak bunun için büyük ve zahmetli adımlar atmanız gerekebilir. Maddi ve manevi tüm imkânlarınızı seferber etmeniz zaruri hale gelebilir. Zevklerinizden ve keyfinizden ödün vermediğinizde bunları yapamazsınız. Kısacası bedel ödemeniz gerekir. Çünkü başarı bedel ister.
Edebiyatın farklı alanlarında görüyoruz sizi. Şiir yazıyorsunuz, romanlarınız var? Tabii ki birbirinden farklı iki alan ama ikisinin de özü kelimeler. Ama siz en rahat hangisi ile ifade ediyorsunuz kendinizi? Şiir mi kitap mı?
Şiir benim hayatımın özüdür. Kendimi en kolay ve kısa olarak şiirle ifade edebiliyorum. Hep böyle idi. Hep böyle olacak.
Sizin hayatınızda bir de fotoğraf var. Üstelik bu alanda aldığınız ödüller, sergilerde yer almış fotoğraflarınız var? Biraz da ona değinmek isterim. Nereden başladı bu ilgi? Nasıl gelişti?
Nasip meselesi. Fotoğrafa ilgim yoktu aslında. 2008’de Denizli’de bir konferanstan çıktıktan sonra oldu olanlar. Bir fotoğraf sergisini gezdik. Koordinatör arkadaş ismimi öğrenince hatıra defterine yazı yazmamı istedi. O arada kendisine fotoğrafın ne olduğunu sordum. Görünenin şiiri dedi. Bu çok hoşuma gitti. ‘Bu şiiri de yazabilir miyim?’ dedim. ‘Hem de en iyisinden’ dedi. Şiirin ne olduğunu sordu. ‘Görünmeyenin fotoğrafı’ dedim. Bu da onun çok hoşuna gitti. Biraz sohbet ettik ve bana fotoğraf için teknik olarak ne yapmam gerektiğini anlattı. İstanbul’a dönünce fotoğrafa başladım. Serencam böyle başladı.
Şuan fotoğrafçılık ile ilgili yaptığınız özel bir proje ya da çalışma var mı?
Tika’nın bir sergisi olacak güzün inşallah. Söğüt Gölgesi Fotoğraf Sergisi. Bosna’dan Kazakistan’a on ülkede çekilmiş, ata yadigârı eser fotoğraflarından oluşacak bir sergi. Ve bir prestij kitabı da olacak inşallah.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni bitirdiniz. Akademik kariyer ve ardından Sermaye Piyasası… Sonrasında da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası meclis üyeliği geliyor ki halen devam ediyorsunuz. Ama şiirlerden, yazmaktan hiç kopmamışsınız. Fotoğraf sanatını bunlara dâhil etmişsiniz. Sadece sanat ve edebiyat alanında var olmayı hiç düşünmediniz mi?
Hayır. Bizler hezarfen olmalıyız. Aynı anda farklı işler yapabilmeli ve sanatla her daim iç içe yaşamalıyız. İnancım ve yapmaya çalıştığım bu. Aksi takdirde tek boyutlu varlıklara döneriz. O zaman da kolay güdülenen, fikir üretmekte zorlanan, başkalarının hâkimiyetinde yaşayan varlıklar oluruz.
Bundan sonra sırada ne var peki? Yeni bir şiir kitabı ya da bir roman gelir mi mesela? Var mı üzerinde çalıştığınız, notlarını aldığınız bir kitap, karaladığınız şiirler?
Tahta Bavul Şiirleri çıkacak yakında inşallah. Tutkular Keder Oldu romanının da yeni baskısı. Ve yeni bir roman inşallah: Siyah Gözlerine Beni de Götür. Sonrası Allah Kerim.