“Sanatın iyileştirici etkisi toplumun her kesimine ulaşmalı”

RS Sanat Alanı, Filiz Yılmaz liderliğinde ve Marcus Graf küratörlüğünde 6 ayda iki farklı sergiye ev sahipliği yaptı. Yılmaz, aynı zamanda ‘sanatın erişilebilirliği’ adına Resimsepeti.com’da genç yeteneklerin sanat eserlerini farklı ekonomik güce sahip tüketicilerle buluşturuyor ve “Bu, sanatı metalaştırmak değil; aksine demokratikleştirmek” diyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
“Sanatın iyileştirici etkisi toplumun her kesimine ulaşmalı”

DİDEM ERYAR ÜNLÜ

Sanatla iç içe yaşayan bir iş insanı Filiz Yılmaz. Suluboya ile başlayan resim yolculuğu ise şimdi başka bir yöne evrilmiş durumda. Sanatın her alanında genç yeteneklere yeterli fırsat sağlanmadığından yola çıkan Yılmaz, “Sanatın iyileştirici etkisinin toplumun her kesimine ulaşması gerektiğine inanıyorum. Bunun için erişilebilir sanat yaklaşımı ile bir taraftan genç yetenekleri desteklediğimiz, diğer taraftan farklı ekonomik kesimden tüketicilerin de sanata yönelmesini sağladığımız bir dünya kurmayı amaçladık. RS Sanat Alanı ve resimsepeti.com işte bu inancın sonucu” diyor. Güncel sanatın Avrupa Yakası’nda sıkışan rotasına yeni bir alternatif sunmak amacıyla Anadolu Yakası’nda hayata geçen RS Sanat Alanı, Filiz Yılmaz liderliğinde ve Marcus Graf küratörlüğünde sadece 6 ayda iki farklı sergiye ev sahipliği yaptı bile. Yılmaz’ın ‘sanatın erişilebilirliği’ adına tek adımı bu değil üstelik. Resimsepeti.com ile genç yeteneklerin sanat eserlerini farklı ekonomik güce sahip tüketicilerle de buluşturduklarını açıklayan Yılmaz, “Bu sanatı metalaştırmak değil; aksine demokratikleştirmek” diye vurguluyor. Yılmaz ile sanatın bu demokratik yolculuğuna dair sohbet ettik.

Öncelikle sizi tanıyalım, sanata ilginiz ne zaman başladı?

Ben 25 yıl önce sulu boya yapmaya başladım; renklere aşkım da o tarihte başladı. Her tutku gibi bir süre sonra yetmez oldu, daha fazlasını istedim. Dersler aldım, atölyelere katıldım. Türkiye ve yurt dışında birçok galeriyi ziyaret ettim. Bu aşk bir kere gönlünüze düştü mü asla yeterli olmuyor; hep “daha fazla ne yapabilirim” diye sorgularken buluyorsunuz kendinizi. İşte ben bu soruyla mücadele ederken, işin aslı ortada daha büyük bir mücadelenin olduğunu fark ettim. Bir taraftan sanatın evrenselliğinden, çok sesliğinden ve rengarenk oluşundan bahsederken; diğer taraftan ne yazık ki belli bir zümrenin tekeline geçmiş, “belli isimler” etrafında dönen, yaratıcı gençlere ve sanatçı adaylarına fırsat tanımayan soğuk bir sanat dünyasının var olduğunu fark ettim. İşte bu farkındalık beni sanat kariyerimde farklı bir noktaya evirdi.

Sanatın ‘demokratik’ olmadığını mı fark ettiniz yani?

Bir kere gençlere fırsat tanınmadığını fark ettim. Gençler ile kastım sadece yaş aralığı değil; sanat hayatında gençlikten bahsediyorum. Birçok yaratıcı isimle tanıştım bu yeni yolculukta; yetenekleri var, tutkuları var ama ne yazık ki fırsatları yok. O yüzden de odaklanamıyorlar, para kazanmak için yaptıkları ‘gerçek’ mesleklerinden arta kalan vakitlerinde ancak sanatla ilgilenebiliyorlar. Oysa bu gençlerin birçoğu ülkemizi yurt dışında temsil edebilecek yetenekte, çocuklar. Üstelik bu eşitsizlik sadece sanatın üreticisi için geçerli değil; bu işe gönül veren, koleksiyoner olmak isteyen sanat tüketicisinin karşısına da sınıf, zümre, ekonomik statü gibi şartlar konuyor. Sanatı sevmek için bu şartları yerine getirmen bekleniyor. Her eserin 100 binlerce dolardan başladığına dair garip bir ön yargı var. Bu şartlar sanatseveri küstürürken, genç yeteneklerin de bu meslekten aynı zamanda para kazanmalarını engelliyor. İşte ben 3 yıl önce bu düzenin değişmesi gerektiği inancıyla yola çıktım. Ekonomik şartları ne olursa olsun herkesin bütçesine ve hayaline göre bir sanat olabileceği iddiasıyla…

RS Galeri bu inancın sonucu mu?

Kesinlikle… Bunun için 2 senedir bilfiil geziyorum; artweek’lere gittim, internet sayfaları araştırdım, üniversite ziyaretleri yaptım. Ve onlarca henüz keşfedilmemiş yeteneğe ulaştım. Bu gençlere o ihtiyaç duydukları desteği vermek üzere yola çıktım. Bunu bir sosyal sorumluluk projesi gibi anlattığıma bakmayın; elbette bunu onlara borçluyduk ve bu borcu yerine getirdim. Tuvalden fırçaya, reklamdan sergiye her türlü konuda sanatçılarımızı destekledik ve desteklemeye de devam ediyoruz. Ama bir taraftan da onlara iki şart getirdim; biri sürdürülebilir olmaları. Yani bu iş bir heves başlayıp yarım bıraktığın bir şey olmamalı. İkincisi de doğru fiyatlandırma. RS Galeri ve ardından gelen resimsepeti’nin birinci misyonu sanatçıları korumak ve teşvik etmek ise, bir diğer misyonu da sanatseveri, tüketiciyi korumak. Bu nedenle bu eserlerin daha az bütçeyle başka platformlarda satıldığını göremezsiniz. İşin içine rakamlar girince bazıları sanatın ruhunun kaybolduğunu, metalaştığını düşünüyorlar. Bu asla metalaştırmak değil, sanatı demokratikleştirmek. Herkes için…

resimsepeti.com fikri nasıl oluştu?

Biliyorsunuz Türk toplumunda hediyeleşme en önemli kültürlerden biri. Ev ziyaretleri ve özel günlerin yanı sıra bizim kurumsal iş kültürümüzde de hediye ayrı bir yerde duruyor. En çok tercih edilen hediye alternatifleri ise çiçek ya da çikolata oluyor. “Neden sanat olmasın?” sorusunun yanıtı aslında resimsepeti. com. Sanatın ulaşılabilir olması için çıktığımız bu yolculuğun en somut, aynı zamanda en teknolojik hali. resimsepeti.com’u sanat eserlerini herkes tarafından ulaşılabilir hâle getirmeyi kendine misyon edinen online bir platform olarak özetleyebilirim. Erişilebilir sanat yaklaşımı ile farklı kuşaklardan sanatçıları bir araya getirmeyi hedefleyen bu platform; yeni mezun genç sanatçılar, yükselmekte olan sanatçılar ve olgun kuşaklardan sanatçıları temsil ederek, çok disiplinli üretimlerin sunulacağı bir buluşma noktası oldu bile.

Nasıl ulaşıyorsunuz peki?

Marcus Graf ve Meral Yıldız’ın da aralarında olduğu seçim için 6 kişilik ekibimiz var. Bazen biz onları buluyoruz; bazen de açık çağrılarımıza onlar yanıt veriyor. Sayfamızı takip edip bize mesaj atanların sayısı oldukça arttı. İlk talebimiz ise portfolyolarını paylaşmak; bu arada sanatçılarla da tanışıyoruz. Kiminin hikayesini dinledikten sonra eser daha bir anlam kazanıyor. Seçtiklerimizin bazılarını sergimizde sunuyor; bazılarını ise resimsepeti’ne yüklüyoruz. Bazı zamanlar sırf desteklemek için aldığımız eserler de bulunuyor; en azından yeni boya, fırça alması için destek sunduğumuz küçük meblağlar. Tabii hayalim resimsepeti’nin kurumsal dünyada yeni bir trende dönüşmesi. Şirketler her yıl çalışanlarına, tedarikçilerine, iş ortaklarına özel günler için aldıkları hediyeye önemli bir bütçe ayırıyor. Neden bu bütçe genç sanatçılarımıza desteğe dönüşmesin?

RS Galeri ile 2024 yılı için planlarınız neler?

Başladığımız bu yolculuk bir ‘çığ’ etkisi yaratıyor; fayda ve değer katlayarak büyüyor. Gördüğümüz ilgi ve talebi gözlerim yaşararak izliyorum. Bu çalışmalar artan bir hızla devam edecek. Yeni sürprizlerimiz de var. Mesela galerinin orta alanını akademi olarak tasarlıyoruz. Sergi bitiminde derslerimiz başlayacak. Sanatın içinde olmak illa üretmek anlamına gelmiyor; RS Akademi’de sanat ve kültür alanında üreten profesyonel ve deneyimli hocalar tarafından, sanat tarihi ve çağdaş sanat konulu seminerler, sanatçı ve küratör buluşmaları, yetişkinlere ve çocuklara yönelik çeşitli çalıştaylar ve atölyeler olacak. Bu dünyanın farklı alanlarına girmek isteyen herkese kapılarımız açık.

‘’Başladığımız bu yolculuk bir ‘çığ’ etkisi yaratıyor; fayda ve değer katlayarak büyüyor. Gördüğümüz ilgi ve talebi gözlerim yaşararak izliyorum.”

 

 

 

HAFTA