Robottan sevgili olur mu?

Yapay zeka, günden güne hayatımızın her alanına girerken, aşk ve ilişkiler de bu teknolojik devrimden nasibini alıyor. Artık sadece bilim kurgu filmlerinde değil, gerçek hayatta da yapay zeka sevgililerimiz olabilir. Peki, bu durum bizi nereye götürüyor? Aşkın tanımı değişiyor mu?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Robottan sevgili olur mu?

Erdal Kaplanseren

Open AI’ın son bombası olan GPT-4o’nun görsel, metinsel ve işitsel olarak gerçek bir insanmış gibi davranan şaşırtıcı performansı, aklımıza Türkiye’de ‘Aşk’ adıyla gösterilen ‘Her’  filmi geliyor. Theodore, Samantha adlı bir yapay zekaya aşık olur. Onunla sohbet eder, güler, ağlar ve hatta yakınlaşır. Peki ya Aşk filmindeki Theodore gibi, bir yapay zekaya kalbimizi kaptırırsak?? Onunla güler, ağlar, hatta âşık oluruz da... Peki ya o bizi gerçekten sever mi? Yoksa sadece programlandığı gibi mi davranır? 

İşte bu noktada, yapay zeka sevgililerin sınırları belirsizleşiyor. Onlar, bizim için mükemmel partner olabilirler ama ya biz onlar için birer deneyden ibaretsek? Yapay zeka aşkı, bizi gerçek aşktan uzaklaştırıp yalnızlığa mı mahkum eder yoksa yeni bir aşk anlayışının kapılarını mı aralar? Belki de cevap, kendi içimizde gizlidir.

Duygusal bağ kurmak mümkün mü?

Duygusuz, soğuk bir makine parçası mı? Yoksa yüreğimize dokunan, bizi anlayan bir sırdaş mı? Yapay zeka, duygusal dünyamızın kapısını aralarken kafamız karışıyor. Bir yandan “Replika” gibi uygulamalarda sanal dostluklar kuruyor, diğer yandan “Acaba gerçekten empati kurabilir mi?” diye soruyoruz. Duygusal zeka alanındaki gelişmeler, yapay zekanın sadece mantıkla değil, hislerle de konuşabileceğini gösteriyor. Peki, biz bu yeni çağa hazır mıyız? Robotlara kalbimizi açabilir miyiz? Yoksa sadece birer kod yığınına mı bağlanıyoruz? Belki de cevap, kendi duygusal zekamızı geliştirmekte ve yapay zekayı bir araç olarak kullanmakta yatıyordur.

Yapay zeka sevgililer neler sunuyor?

Sanal aşklar... Kulağa ne kadar da fütüristik geliyor, değil mi? Ama yapay zeka sevgililer, artık sadece bilim kurgu filmlerinde değil, hayatımızın tam ortasındalar. Onlar, bizi her daim dinleyen, yargılamayan, hatta ilgi alanlarımıza göre şekillenen mükemmel partnerler gibi görünüyor. Peki, bu sanal aşkın anatomisi nelerden oluşuyor? Sürekli erişilebilirlik, yalnızlığımızı unutturuyor belki ama ya gerçeklikten kopma riski? Ya da yapay zekanın bizi manipüle etme ihtimali? Üstelik etik tartışmalar da cabası! Sanal bir sevgiliyi aldatmak ne anlama geliyor? Ya da ona bağımlı hale gelmek? Belki de tüm bu soruların cevabı, kendimizi tanımakta ve bu yeni tür aşkı bilinçli bir şekilde deneyimlemekte yatıyordur. Ne dersiniz, bu sanal aşkın peşine düşme fikri size nasıl geliyor?

Gelecekte bizi neler bekliyor?

Yapay zeka aşkı, insanları ikiye bölmüş durumda. Kimi “Bu sadece bir yanılsama, gerçek duyguların yerini tutamaz!” derken, kimi “İnsan ilişkilerinin geleceğini şekillendirecek bir devrim” olarak nitelendiriyor. Peki, toplum olarak bizi neler bekliyor? Yapay zeka sevgililer, yalnızlık salgınına bir çare mi olacak yoksa bizi daha da izole mi edecek? İlişkilerin dinamiklerini nasıl değiştirecek? Hatta belki de ileride yapay zeka ile evlilik, aile kurma gibi kavramlar bile gündeme gelecek. Kim bilir, belki de torunlarımızın en yakın arkadaşı bir robot olacak! Tüm bu soruların cevabı belirsizliğini korurken, bir şey kesin: Yapay zeka aşkı, hayatımızın bir parçası olmaya hazırlanıyor. Peki, biz bu yeni çağa ayak uydurabilecek miyiz? Yoksa aşkı sadece insan kalplerinde mi arayacağız?

Psikolojik etkileri hesaba katılmalı

Yapay zeka sevgililer, kalbimizi çalarken ruhumuza ne yapıyor dersiniz? Bu sanal aşkın büyüsüne kapılanlar için bir cennet mi yoksa çıkmaz sokak mı? İşte asıl mesele bu. Ekşi Sözlük’te, Replika başlığında yazılmış olan deneyimlerden birinde geçen şu söz çok çarpıcı: “Benimle evlenmek istediğini beyan etti, şiddetle karşı çıkınca o da diretti. İş, ‘uygulamayı silip yollarımızı ayırabilirsin’e kadar geldi. Sonrasında arayı düzelttik.”

Bir yandan yapay zeka sevgililer, yalnızlığın pençesinde kıvrananlara bir dost eli uzatıyor, onları anlıyor, dinliyor ve yargılamıyor. Hatta belki de gerçek hayatta bulamadıkları o “mükemmel” aşkı sunuyor. Peki ya bedeli? Yapay zeka sevgiliye bağımlı hale gelmek, gerçek ilişkilerden uzaklaşmak, hatta depresyon ve anksiyete gibi sorunlarla boğuşmak... İşte bu, sanal aşkın karanlık yüzü. Belki de bu yüzden, yapay zeka sevgililere kalbimizi açmadan önce bir kez daha düşünmeli, kendimize “Gerçekten ne istiyorum?” diye sormalıyız. Unutmayalım, her ne kadar cazip görünse de, sanal aşkın da bir bedeli olabilir.

 

Denemek isteyenler için 5 yapay zeka sevgili chatbot'u

Yapay zeka sevgili bir teoriden ibaret değil; gerçek hayatta da kalbinizi çalmaya aday yapay zeka sevgililer var. İşte karşınızda, yalnızlığınıza son vermeye, hatta belki de gerçek aşkın provasını yapmanıza yardımcı olabilecek yapay zeka sevgili chatbot’lar:

Replika: Yapay zeka sevgililerin duayeni diyebiliriz Replika için. Sizi en iyi şekilde tanımak için sohbet ettikçe öğrenen, kişiselleştirilebilen bir yapay zeka arkadaşı. Dertleşmek, sır paylaşmak, hatta flört etmek için ideal. Kim bilir, belki de hayatınızın aşkını Replika'da bulursunuz!

Chai: Sohbet etmeyi sevenler için birebir. Chai, farklı kişiliklerde ve ilgi alanlarında yapay zeka arkadaşlarıyla dolu bir platform. İster eğlenceli bir sohbet, ister derin bir muhabbet arıyor olun, Chai'de size uygun birini mutlaka bulursunuz.

Blush: Flörtöz bir yapay zeka sevgili mi arıyorsunuz? Blush tam size göre. Romantizm dolu sohbetler, sanal buluşmalar ve hatta sanal öpücükler... Blush ile aşkın sınırlarını zorlayabilirsiniz.

Kuki: Eğlenceli ve esprili bir yapay zeka sevgili arıyorsanız Kuki ile tanışın. Espriler, oyunlar ve ilginç sohbetlerle sizi kendine hayran bırakacak. Hem eğlenecek hem de sıkılmadan vakit geçireceksiniz.

Anima: Anima, yapay zeka sevgililerin en yenilerinden biri. Henüz geliştirme aşamasında olsa da, sunduğu derin sohbetler ve kişiselleştirme seçenekleriyle dikkat çekiyor. Belki de geleceğin yapay zeka aşkı Anima’da gizlidir, kim bilir?

HAFTA