Prens Harry nereye koşuyor?
Kimilerine göre Kraliyet Ailesi’nin sonunu getirmeye kararlı… Bazıları ise ‘kalbi kırık bir çocuk’ olarak görüyor. Dünyayı ikiye bölen kitabı ‘Spare’ ile gündemden düşmeyen Prens Harry aslında neyin peşinde?
İpek YEZDANİ
Tüm dünya İngiltere Prensi Harry’nin son günlerde ard arda patlattığı magazin bombalarıyla çalkalanıyor. Önce Prens Harry ve eşi Meghan Markle hakkındaki Netflix’te yayınlanan belgesel, hemen ardından Harry’nin kazayla vaktinden önce İspanya’da piyasaya çıkan kitabı “Spare” (Yedek) ve kitabın tanıtımı için İngiliz ve Amerikan TV kanallarına üst üste verdiği röportajlar, Prens Harry’yi tüm dünyada manşetlere taşıdı. . 20 yıldan fazla bir süredir dış haberleri ve dolayısıyla da kraliyet haberlerini takip eden bir gazeteci olarak Prens Harry ve Meghan Markle’ın Netflix’teki belgeselini seyrederken İngiltere’deyken yaşadıklarına dair yaptıkları açıklamaları çok da samimi bulmamış ve kendilerinin birer “Drama kraliçesi” gibi her şeyi abarttığını düşünmüştüm. Özellikle Meghan Markle’ın Kraliyet ailesinden ve İngiliz tabloid basınından dert yanarken “Beni kurtlar sofrasında yem ettiler” tarzı açıklamaları, Türkiye’deki whatsapp gruplarında bile tartışmalara neden olmuş ve akıllara şu soruyu getirmişti: “Monarşiye gelin giderken aklın neredeydi? Atlı arabadan halkı selamlarken kendinden çok memnun görünüyordun Meghan!”
YAŞANANLAR ASLINDA ANLAŞILMA ÇABASI MI?
Ancak kitapla ve röportajlarla birlikte şu anlaşıldı ki Prens Harry’nin patlattığı bombalar, magazin sevenler için adeta bir hazine değerinde olsa da aslında bir yanıyla da annesinin ölümünden sonraki yas dönemini atlatamamış, özgüveni düşük ve hüzünlü bir erkek çocuğunun anlaşılma çabalarına işaret ediyor. Nitekim İngiliz The Guardian gazetesi, kitabı tıpkı Harry’nin kendisi gibi “iyi bir doğası olan ancak intikam arayan, mizahi bir dille yazılmış, kendi haklılığını kanıtlayan ancak bir yandan da fazla mütevazi” bir kitap olarak tanımlıyor.
BBC’nin Kraliyet muhabiri Sean Coughlan, Prens Harry tarafından yazılan “Spare” adlı kitabın bugüne dek bir kraliyet mensubu tarafından yazılan en “tuhaf” kitap olduğunu yazıyor. “Kızgın ve alkollü bir kişi tarafından yazılmış en uzun telefon mesajı izlenimi veriyor” diyor. Öyle bile olsa şurası bir gerçek ki kitap, Netflix belgeseline kıyasla çok daha samimi itiraflar taşıyor ve tahta çıkma sırasında hâlâ beşinci olan varisin “bozulmuş psikolojisini” gözler önüne seriyor.
Prens Harry’yi, çok sevdiği Amerikalı dul Wallis Warferd Simpson ile evlenebilmek için tahttan çekilen büyük-büyük amcası 8. Edward’a benzetenler oldu. Ancak ister buna 8. Edward’ın şanssızlığı deyin, isterseniz de Prens Harry’nin şansı, 21. yüzyılda kraliyete arkanı dönmek demek 8. Edward gibi kabuğuna çekilmek değil, aksine Netflix’ten Oprah Winfrey şova kadar uzanan bir çok farklı kitlesel medya platformunda “haklılığını kanıtlama” zemini yakalamak demekti.
Peki Prens Harry’nin açıklamaları arasında en çarpıcı ve dikkat çekici olanlar nelerdi? Prens Harry’nin açıkladığı kraliyete dair en önemli 10 ifşaya bakalım:
YAŞANANLAR ASLINDA BİR “TRUMAN ŞOV”MUŞ!
Prens Harry kitabında, kraliyet ailesinin mensubu olmayı “sürreal bir akvaryumda olmaya” ve de “sonu olmayan bir Truman şovuna” benzetiyor. Gerçekten de İngiliz monarşisinin varlığının, İngiliz vergi mükellefleri tarafından her geçen gün daha fazla sorgulandığı bir dünyada, İngiliz kraliyet ailesinin yaşantılarının İngiliz basını tarafından didik didik edilmesi kraliyet için “ödenmesi gereken bir bedel” gibi gözüküyor. Prens Harry, tıpkı 1998 yapımı “Truman Şov” filminde Jim Carrey’nin yaptığı gibi aslında bütün yaşamının bir televizyon şovu malzemesi olduğunu öğrendikten sonra bu şovdan kaçıp kurtulmaya çalışan Truman Burbank karakteri gibi “Kraliyet şovu”ndan kaçıp kurtulmaya çalışıyor.
ÖNCE "ÖLDÜRDÜM" DEDİ ARDINDAN MEDYAYI SUÇLADI
Prens Harry kitabında Afganistan’daki askerlik görevi sırasında bir Apaçi helikopterinden 25 Taliban militanını öldürdüğünü, bu eyleminden dolayı ne utanma ne de tatmin duygusu hissettiğini yazıyor. Harry’nin bu sözlerinin şu anda Afganistan’da iktidarı ele geçirmiş olan Taliban güçleri açısından bir intikam planını tetikleyip tetiklemeyeceği bir kenara, hem kendisi hem de ailesi açısından güvenlik tehididi oluşturduğu ortada! Ancak Harry kitabı yayımlandıktan sonra çıktığı Amerikalı televizyoncu Stephen Colbert’in progamında medyanın kitabında yazdıklarını “Bağlam dışına çıkarıp çarpıttığını” iddia etti!
AĞABEYİNİN “YEDEĞİ” OLARAK DÜNYAYA GELMİŞ
Kitabın adından da anlaşılacağı üzere Prens Harry, kendisinin, tahtın varisi olan ağabeyi William’ın “yedeği” olarak dünyaya geldiğini söylüyor. “Ben gölge kişiydim” diye yazan Harry, kendisinin “William’a bir şey olması durumunda B planı olarak dünyaya getirildiğini” anlatıyor.
PRENS HARRY SÜNNET OLMUŞ
Kitaptaki belki en lüzumsuz bilgilerden bazıları ise kuşkusuz Prens Harry’nin penisine dair öğrendiklerimiz. Öncelikle Harry’nin sünnetli olduğunu öğrendik, ikincisi de ağabeyi William ile Kate Middleton’ın düğününden bir süre önce Kuzye Kutbu’na yaptıkları seyahatte penisinin donduğunu!
HARRY, UCUZCUDAN ALIŞVERİŞ YAPIYORMUŞ
İngiltere Prensi Harry’nin, zaman zaman benim ve İngiltere’de yaşayan diğer birçok orta halli tüketicinin kıyafet alışverişini yaptığı, iyi markaların seri sonu kıyafetlerini ucuza satan TK Maxx’ten alışveriş yaptığını öğrenmek her ne kadar gururumu okşasa da, kendimi kraliyet ferdi gibi hissetmeme sebep olmadı! Özellikle de Harry’nin, kraliyet mensuplarına dair kafamda yer alan ‘özelterziler, özgün tasarımcılar, vs.’ gibi bütün büyülü imajı yerle bir eden alışveriş operasyonun şu sözlerle tanımlaması: “Mağazaya doğru zamanda giderseniz, özellikle de indirimin ilk gününde, başkalarının yüksek fiyatlara aldığı aynı kıyafetleri çok uyguna bulabilirsiniz!”
SAYKODELİK İLAÇLAR KULLANMIŞ
Harry, kitabında Amerikan “Friends” dizisinin bölümlerini peş peşe izlediğini ve kendisini “Chandler” karakteri ile özdeşleştirdiğini söylüyor. Sonra ABD’de olduğu bir sırada, katıldığı partide Chandler’ın dizideki sevgilisi aktris Courtney Cox ile karşılaştığını, sonrasında da halüsinojenik uyuşturucu aldığı için bir çöp kutusunun canlandığını gördüğünü anlatıyor. Ayrıca yaşının daha genç olduğu yıllarda uyarıcı madde içtiğini de saklamıyor.
YANINDA NE PARA NE ANAHTAR TAŞIMAMIŞ
Harry, alışverişe çıktığı zamanlar dışında hemen hemen hiçbir zaman üstünde para taşımadığını, hiç bir zaman ev anahtarı olmadığını ve hiç bir zaman bir arabası olmadığını anlatıyor. Neredeyse hiç metroya binmemiş, ayrıca hiç internetten sipariş vermemiş. Kıyafetlerini kaloriferin üstünde kurutuyormuş.
“ABİM BANA VURDU” ŞİKAYETİ
Kardeşi olanlar bilir, özellikle aranızda az yaş farkı varsa küçükken kardeşler arasında vurma, kaçma, kovalama vs. tarzı eylemler çok olur. Prens Harry de ağabeyi Prens William’ın ona fiziksel olarak saldırdığını yazıyor. Harry’nin eşi Meghan nedeniyle çıktığı anlaşılan tartışmada, Harry, “Abim beni gömleğimin yakasından yakaladı, kolyemi kopardı ve beni yere fırlattı” diyor. Bizler “Kardeşler arasında böyle şeyler olur” mottosuyla büyüyen bir neslin evlatları olarak küçükken kardeşimizle ettiğimiz kavgaları “kan çıkmazsa para yok” seviyesinde yaşadık. O yüzden “kolyem koptu” falan bize biraz hafif geliyor be Harry.
BABASINA “CAMİLLA İLE EVLENME” DİYE YALVARMIŞ
Harry’nin, Cooper röportajında öne çıkan sözleri ise ağırlıklı olarak üvey annesi Camilla Parker Bowles ya da yeni unvanıyla Konsort Kraliçe Camilla ile ilgili. Elbette kitabında da bu konuyla ilgili bölümler de yer alıyor. Harry, annesi Prenses Diana’nın hayattayken verdiği meşhur BBC röportajında, “Bu evlilikte biz üç kişiydik” derken kastettiği, Kral Charles’ın eski metresi yeni eşi Camilla’ya karşı olan olumsuz hislerini hiç gizlemiyor. Camilla’dan “zalim ve tehlikeli” diye bahseden Harry, ağabeyi William ile birlikte babasına Camilla ile evlenmemesi için yalvardıklarını anlatıyor.
ANNESİNİN ÖLÜMÜ İLE GELEN TRAVMA
Şüphesiz ki 38 yaşındaki Prens Harry’nin yaşadığı kırgınlık, üzüntü ve kendine güvensizlik gibi duyguların merkezinde yer alan en büyük yara, 1997 yılında, Harry’nin henüz 12 yaşındayken annesini kaybetmesi. Harry, kamuoyu önünde kederini göstermemek için nasıl çabaladığını, ancak bir kez annesinin mezarı başında tek başına ağladığını büyük bir açık yüreklilikle anlatıyor. Tıpkı BBC’nin Kraliyet muhabiri Sean Coughlan’ın dediği gibi; annesine tamamıyla hayran bir çocuk olan Harry’nin yaşadığı tüm kaygıların merkezinde bu geçmemiş yas duygusu var.