Pozitif bir gelecek için…

PepsiCo, tüm faaliyetlerini uçtan uca sürdürülebilirlik odaklı stratejik bir dönüşümü ifade eden pep+ (PepsiCo Pozitif) vizyonu doğrultusunda yürütüyor. Sürdürülebilirlik, kadın gücü ve yapay zeka ile yeniden şekillenen iş modellerinden PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen’den dinleyelim…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Pozitif bir gelecek için…

DİDEM ERYAR ÜNLÜ

 

PepsiCo Pozitif anlayışını nasıl tanımlıyorsunuz? Bu anlayışla birlikte iş modelleriniz nasıl değişti?

PepsiCo olarak bizim için sürdürülebilirlik, sürdürülebilir bir gıda sistemi oluşturmak anlamına geliyor. Bunun için de tüm ekosistemi dönüştürecek uçtan uca çözümler üretmek gerekiyor.  PepsiCo olarak 200’den fazla ülke ve bölgede, ürünleri tüketiciler tarafından günde bir milyardan fazla tüketilen bir şirketiz. Tüm faaliyetlerimizi uçtan uca sürdürülebilirlik odaklı stratejik bir dönüşümü ifade eden pep+ (PepsiCo Pozitif) vizyonu doğrultusunda yürütüyoruz. Bu kapsamda 3 alana odaklanıyoruz: Pozitif Değer Zinciri yaratmak için net-sıfır emisyona ulaşma, net su pozitif şirket olma ve ambalaj sürdürülebilirliğini iyileştirme yönündeki aksiyonlarımızı her geçen gün daha da güçlendiriyoruz. Pozitif Tarım başlığı altında yenileyici tarım uygulamalarından sözleşmeli tarıma, çiftçileri bilinçlendirmeyi amaçlayan eğitim odaklı çalışmalardan tarımda teknoloji kullanımına kadar uzanan çalışmalar yürütüyoruz, tüketicilere pozitif seçenekler sunmak amacıyla da yenilikçi ürün ve çözümlerin Türkiye pazarında yaygınlaşması için çalışıyoruz.

 

Bu anlayış ile Türkiye’de uzun vadede nasıl bir etki yaratmayı hedefliyorsunuz?

Türkiye’de ve dünyada ilk olan birçok iyi uygulamayı hayata geçirerek sürdürülebilir bir gıda sistemi adına yarattığımız etkiyi her geçen gün daha da büyütüyoruz. Global olarak bu kapsamda 2015 yılından bu yana Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarını %33 oranında azalttık. Mutlak su kullanımını azaltmanın yanı sıra kullanılan suyun doğaya geri kazandırılması için çalışıyoruz. İklim krizi ile mücadele kapsamında karbon salımını azaltmaya devam ediyoruz. Yenilenebilir enerjiye yaptığımız yatırımlarla, PepsiCo içerisinde tüm dünyada yüzde 100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk ülkelerden biriyiz. Yiyecek fabrikalarımızda kurduğumuz Organik Atık İşleme Tesisleri ile elektrik ihtiyacımızın yüzde 35’ini karşılıyoruz. Geriye kalan elektriği ise solar panellerden ve yenilenebilir enerji sağlayan firmalardan temin ediyoruz. Türkiye’de elektrikli tren ile hızlı tüketim sektöründe gıda taşımacılığı gerçekleştiren ilk şirket olduk.  Mersin’in Akdeniz ilçesindeki Tarsus fabrikamızdan Kocaeli’nin Kartepe ilçesindeki Suadiye fabrikamıza elektrikli tren ile gidiş-dönüş olacak şekilde gıda sevkiyatı gerçekleştirildi. Gidiş dönüş olacak şekilde 1600 km’yi aşan bu güzergahta elektrikli tren ile yapılan taşımayla, karayolu ile yapılan taşıma işlemine göre karbon salımını yüzde 83 oranında düşürmüş olduk.

 

Kadın istihdamı konusunda PepsiCo Türkiye olarak nasıl bir yaklaşım sergiliyorsunuz?

PepsiCo Türkiye olarak toplumsal konularda Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile uyumlu bir şekilde hareket ediyoruz. Kadınların iş hayatında ve yaşamın her alanında güçlendirilmesi için çalışıyoruz. PepsiCo Türkiye olarak toplumsal cinsiyet eşitliği odağında T.C. GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı iş birliği ile ilk olarak 2003 yılında Batman’da başlatılan “GAP-Cheetos Çocuk Gelişim Merkezleri” ile eğitimde fırsat eşitliğinde bölgeler arası farklılıkları azaltmak için çalışmalar yaptık. Güneydoğu Anadolu’da 13 adet GAP-Cheetos Çocuk Gelişim Merkezi’mizde 250.000’den fazla çocuğa ulaşarak, akademik, sanat, spor alanında sosyal gelişimlerine katkıda bulunduk. GAP-Cheetos Çocuk Gelişim Merkezleri’nin devamı niteliğinde geliştirmiş olduğumuz “Kızlarımız Okuyor, Işık Saçıyor” projesi ile merkezlerimize devam etmiş ancak ailelerinin ekonomik şartları sebebi ile lise eğitimlerine başlayamayacak veya devam edemeyecek olan başarılı kız öğrencilerin lise ve üniversite eğitim masraflarını karşıladık.

 

450 kadın çiftçiye hibe sağlayacağız

Bu alanda diğer projeleriniz neler?

Daha adil, daha eşitlikçi ve daha sürdürülebilir bir dünya için; toplumsal cinsiyet eşitliği ve nitelikli eğitimi odağımıza alarak çalışmaya devam ediyor ve bu kapsamda yeni projeler üretiyoruz. Geleceğin Bilim Kadınları Akademisi Projesi de bu anlayışla hayata geçirdiğimiz bir proje. PepsiCo Vakfı desteği ve Türk Eğitim Vakfı aracılığıyla şimdiye kadar STEM alanında okuyan 325 öğrenciye burs verdiğimiz proje kapsamında 2024 yılında aktif 200 bursiyerimiz bulunuyor. Yine kısa bir süre önce PepsiCo Vakfı ile kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesine odaklanan CARE ile iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz 35 milyon TL bütçeli “Dünyayı Besleyen Kadınlar” projesiyle depremden etkilenen illerden biri olan Adana’daki kadın çiftçi ve üreticileri destekliyoruz. Yaklaşık iki yıl sürecek bu projeyle, tamamı kadın olan 35 binden fazla kişiye doğrudan ve aileleriyle birlikte yaklaşık 140 bin kişiye dolaylı olarak erişim sağlayarak çiftçilerin geçim kaynaklarını iyileştirmelerine destek olmak istiyoruz. Proje kapsamında 450 kadın çiftçi ve üreticiye hibe sağlayacağız.

 

Türkiye’nin mevcut ekonomik durumu ve enflasyon ortamı PepsiCo Türkiye’nin iş stratejilerini nasıl etkiliyor? Bu zorluklarla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Türkiye’nin uzun soluklu yatırımcılarından biriyiz. Tarım, üretim ve dağıtım faaliyetlerimizle istihdam yaratıyor ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlıyoruz. Türkiye’deki 6 fabrikamızda sürekli yatırımlar yapıyoruz. Yarım asırdan fazla bir süredir Türkiye’deyiz ve her türlü ekonomik koşula uyum sağlama konusundaki kaslarımız oldukça güçlü. O yüzden bu süreçte de işlerimizin sürdürülebilirliğini sağlamak bizim için en temel konu. Mevcut ekonomik koşullara göre işlerimizi esnek ve çevik bir şekilde yöneterek, uzun dönemde kalıcı değer yaratma hedefimiz doğrultusunda çalışmaya devam ediyoruz.

 

Bugün Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri, beyin göçü. Yetenekli insana ulaşma ve kaybetmeme konusunda zorluk yaşıyor musunuz?

Açıkçası biz zaten Türkiye ve global merkezimiz bir bütün olarak çalışıyoruz. Arkadaşlarımız bazen buradan yurt dışına göreve giderken bazen de yurt dışındaki ofislerimizden Türkiye’ye atanarak oradaki tecrübelerini buraya aktarıyorlar. Biz her iki yönlü insan kaynağı akışı sağlayabiliyoruz. Çalışanlarımızın memnuniyeti, mutluluğunu ve gelişimini en önemli önceliklerimizden olarak görüyoruz. Çünkü bir şirketin başarısının çalışanlarının mutluluğuyla çok ilgisi olduğuna inanıyoruz.

 

 

 

HAFTA