Neden şarkılarımız Türkiye’de bu kadar çok yankı buluyor?
Türkiye’de büyük fan kitlesi olan Balthazar grubunun sakin ve karanlık kişisi Maarten Devoldere, solo projesi ile İstanbul’a geliyor. Öncesinde Hafta’da!
Ece ULUSUM
Balthazar grubundaki yetenekleri ile ayrı, solo projesi Warhaus ile ayrı çalan Maarten Devoldere'nin yeniden İstanbul’da! “Love’s a Stranger”, “When I Am With Me” ve “Leave With Me” gibi hitleriyle yükselen solo projesi Warhaus ile 7. MIX Festival presented by %100 Müzik’nde olacak. ‘Çok sesli festival’ mottosu ile bu yıl 3-4 Kasım’da gerçekleşecek etkinliğin öne çıkan isimlerinden. Festival öncesi hafif uykulu ruh haliyle zoom’da Maarten ile buluşup sohbet ettik.
2022'deki son albümünüz Ha Ha Heartbreak'te sakin duygular, duru bir ses, piyano, yaylı, gibi unsurlar ile dinleyiciyi başka bir duygusal noktaya sürüklüyorsunuz. Peki bu süreç sizin için nasıldı?
Bu albümde farklı bir yaklaşım izledim. Palermo’ya gittim ve üç haftalığına oda kiraladım. Yanımda bazı kayıt malzemeleri vardı, çok basit şeyler, gitar, iyi bir mikrofon, bir preamp ve dizüstü bilgisayarım vardı, hepsi buydu ve otel odamda demolar yaptım. Orada yazdıklarımdan ve kaydettiklerimden çok memnundum, bu yüzden Belçika'ya geri döndüm ve prodüktörüm Jasper'a gittim. "Tamam, otel odasındaki vokal kayıtlarını saklamamız gerekiyor ve bunları düzenleyeceğiz" dedi. Farkında olmadan tüm vokalleri çoktan kaydetmiştim. Daha sonrasında onu yaylılar ve orkestra ile birleştirip biraz daha göz alıcı hale getirdik.
Bazı insanlar otel odalarını üzücü bulur. Bilerek mi seçtiniz?
Bir anda oluverdi. Yani Palermo şehrinden tutun da diğer şeylerin çoğu da öyle, sadece bir tesadüf.
Kendinizi bir gurpla ifade etmeye çalıştığınızda nasıl şeyler oluyor? Bazen sınırlandığınızı hissediyor musunuz ya da ekiple çalışırken kendi duygularınızın ne kadarını müziğe dökebiliyorsunuz?
Bence her iki çalışma şeklini de seviyorum. Çünkü Balthazar'ın en güzel yanı daha fazla şarkı yazarına sahip olmanız. Jinte ve ben olmak üzere bu konu üzerinde iki kişiyiz ve bu çok lüks bir çalışma şekli. Çünkü etrafınız çok yetenekli insanlarla çevrili ve gerçekten çok hızlı çalışabiliyorsunuz ve her şeyi kendiniz yapmak zorunda değilsiniz. Diğerlerinden de bu konuda iyi şeyler öğreniyorsunuz, ki bunu yapmak gerçekten çok güzel, sağlam bir kolektif çalışma gibi. Ortak noktayı ve ne yapmak istediğinizi aramak zorundasınız, bu bir taviz gibi gelebilir size ama aslında net bir iş çıkarmanıza olanak sağlıyor.
Spotify’daki en çok dinlemeler listesinde Türkiye ikinci sırada, bu Balthazar için de öyle. Konserlerde de özel bir bağın varlığından söz edebiliriz. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Evet bu doğru. Asla fark etmedim değil, çünkü nasıl oluyor da şarkılarımız Türkiye’de bu kadar çok yankı buluyor, bu benim için de çok gizemli bir şey ve beni çok mutlu ediyor. Türkiye’de çalmayı ve orada vakit geçirmeyi çok seviyorum. İnanılmaz bir enerji ama açıklaması zor. Belçika’da Gent’te yaşıyorum ve orada aldığım ev bir Türk muhitinde bulunuyor. Belki de Türk komşularımdan aldığım bir bilinçaltı durumu vardır. Kültürden ya da başka bir şeyden bir şey kaptım herhalde, onunla ilişkilendirebilirim. Türkiye'de Warhaus'u dinleyen o kadar çok insan var ki, ne yapmaya çalıştığımı anlıyorlar ve müziği hissedebiliyorlar ve bu benim için gerçekten iç açıcı.
YAZMAZSAM KENDİMİ İYİ HİSSETMİYORUM
Seni bir şarkı ya da müzik yazmaya iten şey nedir?
Sanırım beni yazmaya iten şey oldukça gizemli. 12 yaşındayken gitar öğrenmeye başladım ve ilk akorumu öğrenir öğrenmez hemen bir şarkı yazdım. Muhtemelen okuldaki bir kızla ya da onun gibi bir şeyle ilgiliydi. Yani kendimi ifade etme ya da bir şeyler yaratma fikri her zaman vardı. Bunu gerçekten durduramıyorum. Bu yüzden her zaman yazıyorum. Örneğin kız arkadaşımla tatile gittiğimde dahi yazmayı bırakamadığım için her zaman sinirleniyor. Başka şeyler yapmadan önce her gün biraz yazmak zorundayım çünkü aksi takdirde kendimi pek iyi hissetmiyorum. Yani benim için oksijen gibi. Yazdıklarım çoğunlukla aşk şarkıları, hayatın karmaşıklığı ve bazen yarattığımız karmaşa hakkında şeyler. Çok organik bir şekilde gerçekleşiyor. Gerçekten sadece çalışmanız gerektiğine inanıyorum, masanızın başına oturmalı ve çalışmaya başlamalısınız. İlham gelmesini beklemek zorunda değilsiniz, her gün saatlerce çalışıyorum.
Birkaç hafta içinde yeni bir Warhaus şarkısı yayınlayacağız. Ayrıca yeni bir Warhaus albümü üzerinde çalışıyorum ama bu bir yıl kadar sürecek, çünkü hala daha yazım aşamasında.