Mucize çocuk nasıl başardı?
İlk oyuncağı bir oktu, sonrasında hedefleri hep 12’den vurdu. Mete Gazoz, Berlin’ deki dünya şampiyonasına adını yazdırdı. Milli okçu, 2024 Paris Olimpiyatları’na şampiyon unvanıyla katılmaya hak kazandı. İşte size sıra dışı bir başarı öyküsü...
CEYHUN KUBURLU
Futbol ülkesi olduğumuzu sanıyoruz ama futbol dışındaki branşlarla gururlanmaya devam ediyoruz. Voleyboldaki destandan sonra şimdi de okçulukta gelen tarihi başarı... Farklı spor dallarında gerek bireysel gerek ise takım olarak yakalanan bu çıta çok önemli. Çünkü bu tarihi başarıların arkasındaki hikayelere baktığımızda aslında futboldaki başarısızlığımızın, daha doğrusu nasıl başarılı olmamız gerektiğinin çokça örneği mevcut. Son olarak göğsümüzü kabartan kişi Mete Gazoz oldu. Çok net bir ifadeyle onu tanımlayacak olursak; Türk okçuluğunun dünya sahnesindeki süperstarı demek hiç de lüks sayılmayacak kuşkusuz.
SADECE 24 YAŞINDA...
Kariyer basamaklarını teker teker azimle yükselişi, onun için mesleğe dönüşen tutkusu ve bundan sonrasına dair koyduğu hedefleriyle her attığı okta başarıyı yakalıyor, branşının şimdiden dünya üzerindeki unutulmazları arasına adını yazdırdı. Peki bu tarihe altın harflerle geçen serüven nasıl ortaya çıktı? 24 yaşında alanında dünyanın en iyisi olan Mete Gazoz’un hikayesi karşınızda... Türk okçuluğunun altın çocuğu Mete Gazoz’un başarı hikayesi, aslına bakarsanız önüne konan her hedefi birer birer vurarak, vurmak adına gelişerek, öğrenerek, emek vererek yazıldı. Doğduğundan itibaren okçuluk dünyasında büyüyen bir çocuktan bahsediyoruz, Mete’yi anlatırken... 1999 yılında Giresunlu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi, İstanbul’da gözlerini açtı. Mete Gazoz, okçulukla iç içe bir ailede büyüdü. Eski millî okçu olan babası Metin Gazoz ve İstanbul Okçuluk Kulübü başkanı olan annesi Meral Gazoz’un oğlu olan Mete'nin, ailenin tutkusu olan bu sporla tanışması henüz 3 yaşında, babasının onu okla tanıştırmasıyla oldu. Yani aslında ilk oyuncağı bir oktu. Genç okçunun başarı hikayesi, daha o yaşlarda başladı ve kısa sürede parlayan bir yıldız haline geldi.
BABA FAKTÖRÜ ETKİLİ OLDU
Elbette babası Metin Gazoz onun bu konudaki en büyük destekçisi ve şansıydı. Okçuluğun ülkede deyim yerindeyse esamesinin okunmadığı bir dönemde milli bir sporcu olarak hayata tutunmaya çalışan Metin Gazoz, oğlu Mete’nin ilerleyen yıllarda sahip olması gereken tüm donanımların, karşılaşabileceği zorlukların ve yeteneğini geliştirmesi için gerekenlerin tamamen farkındaydı. Yani kendisine sunulmayan imkanların tümünü oğluna vermeye adamıştı kendini.
VE ART ARDA BAŞARILAR…
2013 yılında uluslararası spor kariyerine başlayan Gazoz, okçulukta dünya sıralamasında olimpik yay erkekler kategorisinde 2021 tarihinde 2. sıraya ulaştı. Gazoz’un hedefleri sadece Türkiye sınırlarını aşmakla kalmadı, aynı zamanda dünyanın en iyisi olmayı hedefledi. Tokyo 2020 Olimpiyatları’nda Erkekler Bireysel Okçuluk kategorisinde İtalyan rakibi Mauro Nespoli’yi 6-4 yenerek Türk okçuluk tarihinin ilk Olimpiyat altın madalyasını kazandı. Bu başarı, Türk okçuluğunun sadece ulusal değil, uluslararası sahnede de rekabet edebileceğini kanıtladı.
ŞAMPİYON UNVANIYLA OLİMPİYAT’A GİDİYOR
Bakü’den Nottingham’a, Rio’dan Berlin’e kadar dünya çapında pek çok turnuvada boy gösteren Gazoz, 2018 yılında Dünya Okçuluk Federasyonu tarafından düzenlenen oylamada erkekler klasik yayda 2018’in en iyi sporcusu seçildi ve ‘Yılın En İyi Çıkış Yapan Sporcusu’ ilan edildi. Dünya Okçuluk Şampiyonası, Avrupa Okçuluk Şampiyonası ve Akdeniz Oyunları gibi önemli turnuvalarda madalyalar kazanan Mete, üstün performansını istikrara dönüştürüp hep daha yukarı çıktı. En son Berlin’deki Dünya Okçuluk Şampiyonası’nda erkekler klasik yay şampiyonu oldu. Gazoz, finalde Kanadalı rakibi Eric Peters’i 6-4 yenerek altın madalyaya ulaştı. Gazoz, her zaman olduğu gibi hedeflerine ulaşmak için çok çalışmaya devam ediyor. Gelecek hedefi, 2024 Paris Olimpiyatları’nda yeni bir altın madalya kazanmak. Gazoz hedeflerini ise şöyle açıklıyor: “Olimpiyat şampiyonluğundan sonra dünya şampiyonluğunu da elde ettim. 2024 Paris Olimpiyatları’na dünya şampiyonu olarak gidiyorum.”
GELİŞMEK İÇİN FARKLI SPORLAR
Mete’nin hikayesi, çoğu sporcu gibi onun yeteneği, azmi ve disiplinle birleşince anlam kazandı. Yüzme, basketbol, resim ve piyano ile ilgilenerek okçuluk ile ilgili becerilerini geliştirdi. Omuzlarını geliştirebilmek, iyi bir vücut yapısına sahip olabilmek adına 4 yıl yüzme eğitimi aldı. Dikkat ve göz bilincini daha ileri seviyeye taşıyabilmek adına ünlü bir ressamın yanında uzun süre çalıştı. Piyano eğitimi alması ise parmaklarının koordinasyonunun gelişimini sağladı. İlk ve lise öğrenimini İhlas Koleji’nde tamamladı. Ancak Mete’nin asıl tutkusu, her zaman okçuluk oldu.
Olimpiyat şampiyonluğundan sonra dünya şampiyonluğunu da elde ettim. 2024 Paris Olimpiyatları’na dünya şampiyonu olarak gidiyorum.
—METE GAZOZ