Mina Guli nereye koşuyor?
2010 yılında Dünya Ekonomik Forumu’nun ‘Genç Küresel Liderler’ listesine dahil edildi. Fortune dergisi onu Jeff Bezos ve Papa ile birlikte ‘Dünyanın en etkili 50 lideri’ olarak gösterdiğinde 46 yaşındaydı. Thirst’ün kurucusu, su aktivisti ve ultra maraton koşucusu Mina Guli, ‘RUN BLUE’ kampanyasının Avrupa bölümüne Türkiye’den başladı. Biz de onunla beraber koştuk ve öyküsünü dinledik.
Didem ERYAR ÜNLÜ
Büyük bir su krizi ile karşı karşıyayız. Dünya genelinde yaşanan kuraklık, sel, hava kirliliği iklim aciliyetini artık çok net bir durumda ortaya koyuyor. Fakat, küresel tartışmalarda yeterince gündeme gelmeyen bir konu daha var. O da su.
Nüfus artışı, sanayileşme ve iklim değişikliği gibi çeşitli nedenlerden dolayı dünya genelinde su kaynakları büyük bir baskı altında. Su kıtlığı dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlasını etkiliyor. 2050 yılına kadar her dört kişiden birinin su sıkıntısı çekeceği tahmin ediliyor. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 70’i güvenli içme suyuna sahip, ancak yüzde 12 gibi büyük bir oran hâlâ temel içme suyundan bile yoksun.
Türkiye de yakın bir gelecekte su kriziyle karşı karşıya kalabilir. Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Türkiye’de kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarı 2000 yılında bin 652 metreküp iken, 2020’de bin 346 metreküpe gerilemiş durumda.
Su aktivisti ve Thirst Foundation Kurucusu Mina Guli, su kriziyle ilgili farkındalığı artırmak, su kıtlığı sorununun aciliyetini göstermek ve çözüm için harekete geçmeyi teşvik etmek amacıyla, bu yıl 200 maraton koşacağı Run Blue kampanyasını başlattı.
Kampanya, 22 Mart 2023 Dünya Su Günü'nde, 50 yıl sonra ilk kez New York'ta düzenlenecek ilk küresel Birleşmiş Milletler (BM) Su Konferansı öncesinde, ülkeleri, şirketleri ve aslında her birimizi su konusunda harekete geçirmeyi hedefliyor.
Kampanyanın öncelikli hedeflerinden biri Zirve öncesinde dünya çapındaki 200 şirketin su konusunda somut adımlar atma taahhüdünde bulunmalarını sağlamak.
“Dünyadaki su krizini çözmek elimizde” diyor Guli ve ekliyor; “Şirketler bu çözümde kritik bir role sahipler, çünkü dünyadaki tatlı su kullanımının yaklaşık yüzde 90'ını şirketler oluşturuyor.”
“Ne yaparsanız yapın, evde, işte, günlük kararlarınızda; önce suyu düşünün” diyen Mina Guli, kampanyaya 22 Mart Dünya Su Günü’nde kendi ülkesi olan Avustralya’da başladı. Özbekistan, Tacikistan, Kenya, Tanzanya, Malavi, Zambiya, Zimbabve, Botsvana ve Güney Afrika’nın ardından ise, Avrupa ayağını başlatmak için Türkiye’ye geldi. Dünyada kuraklıktan en çok etkilenen 200 bölgede maraton koşma hedefiyle yola çıkan Guli, Tuz Gölü'nde koştu ve kampanyanın Türkiye kısmını İstanbul‘ da Fatih‘teki Küçükayasofya Caddesi’nden başlayarak Beşiktaş’taki Kuruçeşme Parkı’nda bitirdiği koşuyla tamamladı. Guli’nin Avrupa koşuları, Bulgaristan, Arnavutluk, Makedonya, Stockholm, Karadağ, Hırvatistan, Avusturya, Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, İsviçre, İtalya, İspanya ve İngiltere’de devam edecek. Guli ile sohbetimizden öne çıkanlar şöyle:
ASIL SORUN “GÖRÜNMEYEN SU”
“Çoğu insan suyu içmek, yıkamak, yemek pişirmek ve temizlik yapmak için kullanır. Ancak bu günlük su kullanımımızın ötesinde, yediğimiz yiyeceklerdeki, giydiğimiz giysilerdeki ve satın aldığımız ürünlerdeki ‘görünmez su’yu unutmamak gerekiyor. Şirketler bu görünmez suyu kullanarak mal ve hizmet üretiyorlar. Bu nedenle şirketler dünyadaki su krizini çözmenin merkezinde yer alıyor. Dünya çapında, su liderleri, su uzmanları ve STK'lar, su eylemi için denenmiş ve test edilmiş araçlar, süreçler ve standartlar oluşturarak, kanıta dayalı yöntemler geliştirdiler. Thirst Foundation olarak, bu tutkulu insanları ve çözümleri bir araya getirerek ‘Six for 6’ (Altı için 6) adını verdiğimiz en iyi uygulamalar çerçevesini oluşturduk. ‘Six for 6’, Birleşmiş Milletler’in 6. Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nda (SKA6) belirlenen hedeflerdeki boşluğu kapatmak için, şirketlerin uygulayabileceği çözümlere ve ortaklıkları içeriyor. Bir tür yol haritası niteliğinde. SKA6 şöyle diyor: ‘2030 yılına kadar herkesin güvenli ve erişilebilir içme suyuna kavuşmasını sağlamak için, altyapıya yatırım yapmak, sıhhi tesisleri inşa etmek ve her düzeyde hijyeni teşvik etmek zorundayız. Su kıtlığını hafifletmek istiyorsak, ormanlar, dağlar, sulak alanlar ve nehirler gibi suyla bağlantılı eko-sistemleri korumak ve eski haline getirmek zorundayız. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerde su verimliliğini teşvik etmek ve arıtma teknolojilerini desteklemek için uluslararası işbirliğine de ihtiyaç var.’”
2030’DA SU TALEP ARZI YÜZDE 40 ORANINDA AŞACAK
“Bugün şirketlerin yüzde 66'sı doğrudan operasyonlarında veya tedarik zincirlerinde önemli su riskiyle karşı karşıya. 2030 yılına kadar, küresel su talebimiz, su arzını yüzde 40 oranında aşacak. Su krizinin tarımdan, tekstile ve inşaat malzemelerine kadar çeşitli sektörlerdeki iş kolları üzerinde büyük mali etkileri var. Bu nedenle Run Blue hareketine katılmak, şirketleri su krizinin çözülmesine yardımcı olmada liderlik rolüne sahip oldukları güçlü bir konuma getiriyor.”
İNSANLARIN DİRENCİ İYİMSER OLMAMI SAĞLIYOR
Dünya çapında büyük bir su krizinin içerisindeyiz. Ne yazık ki çok sayıda insan bunun farkında değil. Ben bunu gittiğim bir çok ülkede gördüm ve tüm dünyanın görmesi için koşuyorum. İnsanların yaşadıkları zorlukları anlatıyorum. Su krizi, başkasının sorunu değil, hepimizin sorunu. Su hepimizi ilgilendiriyor; yemek yiyoruz, giyiniyoruz, elektrik kullanıyoruz. Su olmazsa bunların hiç biri olmaz. Artık bu gerçeği görmek ve harekete geçmek zorundayız. Bekleyecek vaktimiz kalmadı. Değişim için fırsatımız var. Başka bir şansımız da yok zaten. Su krizi giderek ciddileşiyor. Uzun zaman bunu yok saydık, artık görmezden gelemeyiz. Ama ben umutluyum. Bana umut veren en güzel şey de insanların direnci. Eğer birlikte hareket edersek, tüm zorlukların üstesinden gelebiliriz. Her birimiz küçük adımlar atarak, büyük bir dönüşüm yaratabiliriz. Daha farklı bakmamız, alışkanlıklarımızı değiştirmemiz, su kaynaklarının sonsuz olduğunu düşünmekten vazgeçmemiz gerekiyor.”
TUZ GÖLÜ’NDE SU YOK, SADECE TUZ VAR
“Tuz Gölü’nde koştuğum yol boyunca çok büyük obruklar gördüm. Bunun nedeni yer altı sularının çekilmesi. Bu sonlandırmak için harekete geçme şansımız var. Ekinlerimizin sulama şeklini değiştirmek bu çözümlerden biri. Doğru sulama yöntemlerinin kullanılması, suyun verimliliğini artırmak için yerel halkın ve çiftçilerin bilinçlendirilmesi çok önemli. Aynı zamanda akıllı teknolojiler de, su kıtlığını önlemede önemli birer araç olarak kullanılmalı. Tuz Gölü çok güzel bir göl. Yıllar önce bu gölde çok su vardı; ama iklim krizi nedeniyle, su kalmamış. Sadece tuz var. Su sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın sorunu. Ülkeniz konumu gereği, çok önemli kaynaklara sahip. Yaşanan su sorunlarını çözecek fırsatlara sahipsiniz.”
Koşuyorum, çünkü bizi bir araya getiren suyu kullanmak istedim
Dünya Bankası’nda bürokrat olarak ABD, İngiltere ve Çin’de görev yapan Guli, Dünya Ekonomik Forumu’nda tanıştığı, çevre sorunlarına dikkati çeken gençlerden esinlenerek, kariyerini bırakıp iklim dostu projelere yönelmeye karar veriyor. Koşularını çeşitli sivil toplum örgütleri ve Hollanda hükümeti tarafından sağlanan finansal destekle yürüten Guli, koşmaya başlamasını ise şu sözlerle anlatıyor:
“Rastlantı sonucu ‘iklim değişikliği’ konusu ile karşı karşıya geldim. Sydney Vadeli İşlemler Borsası'nda bir proje fırsatı doğdu. Başka kimse projeyi almak istemedi ve takımın en yeni üyesi olarak proje kucağıma düştü. Dünya Bankası'nda bir fırsat yakaladım ve Washington DC'ye taşındım. Oradan Londra'ya ve ardından en yakın arkadaşlarımdan biri olacak olan yatırımcı ve yazar Tim Clissold'la birlikte iklim dostu projeler geliştirmeye odaklanan bir yatırım şirketi olan Peony Capital'i kurduğum Pekin'e taşındım.
Peony'deki çalışmamla, Dünya Ekonomik Forumu'nun Genç Küresel Liderler (YGL) topluluğuna katılmaya aday gösterildim. Böylece, kendini dünyayı değiştirmeye adamış inanılmaz bir genç grupla tanıştım. Bu grup sayesinde 'görünmez su' sorunu anlamış oldum. Yani; giyim ve yiyecek gibi günlük eşyaları yapmak için gereken şok edici miktarda su harcandığını gördüm. Bir çift ayakkabı, bir kot pantolon, bir ceket, telefonda konuşmak… Tüm bunlar bir ömür boyu içeceğinizden daha fazla su harcıyorlar… Böylece hayatım değişti.
Küresel su krizini çözmeye yardım etmeyi hayatımın işi haline getirmeye karar verdiğimde, kar amacı gütmeyen Thirst Foundation’ı kurdum. Mart 2012'de beyaz tahtaya çizilen çılgın bir fikir olarak başlayan şey, Çin'de hızla yayılan bir harekete dönüştü. Bir milyondan fazla çocuğa, ebeveyne, öğretmene ve hükümet yetkilisine ulaştık. Koşmaya, sporcu olduğum için başlamadım. Koşmayı sevmiyorum. Koşuyorum, çünkü bizi bir araya getiren enerjiyi, suyu kullanmak istedim. Daha fazlasını yapmam gerektiğini anladım. Mart 2016'da yedi haftada yedi kıtada yedi çölde 40 maraton koştum. Dünyada bir ilkti. Fortune'un Dünyanın En Büyük 50 lideri listesinde yer almak beni çok şaşırttı. Adımı Papa, Angela Merkel ve Jeff Bezos'un yanında görmek garip bir duyguydu ama işte oradaydım!”
Suyun geleceği için şirketlerin atması gereken 6 adım
1. NİTELİK
Su sorununu çözmek için kendinize kullanmanız gereken su miktarı hedefi belirleyin.
2. NİCELİK
Operasyonlarınızı sürdürdüğünüz bölgelerde, su kalitesini korumak için hedefler belirleyin.
3. TEMİZLİK
Çalışanlarınızın her birinin ve tüm tedarik zincirinizin, çocuklarınızın erişebildiği temiz suya ve sanitasyona erişebiliyor olmasını sağlayın.
4. ŞEFFAFLIK
Su kullanımı ve kalitesi konusundaki çalışmalarınızın sonuçlarını tüm paydaşlarınıza açıklayın. Su raporlamasını standart hale getirin.
5. SUYA DEĞER VERMEK
İşinizin her aşamasında suya bağımlı olduğunuzu ve su riski ile karşı karşıya kalabileceğinizi anlayın. Bu gerçeği tüm stratejik kararlarınıza dahil edin.
6. KOLEKTİF HAREKET
Su riskini, diğer şirketler ve STK’larla iş birliği yaparak azaltmaya çalışın; su sorununa yönelik birlikte ortak çözümler geliştirin.