Mikroskopik sistem eleştirisi

Bu da yaşandı: MSCHF tarafından tasarlanan mikroskopik Louis Vuitton çantası, bir müzayedede 63 bin 750 dolara satıldı. Gelin, moda dünyasında ‘çeşitli yaramazlıklar’ yapan MSCHF’i yakından taıyalım.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Mikroskopik sistem eleştirisi

Ada ÜNLÜ

MSCHF, sanat, moda, teknoloji ve kapitalizmi bir araya getiren bir sanat kolektifi.

MSCHF, “miscellaneous mischief” yani “çeşitli yaramazlıklar” anlamına geliyor.

2018’de Gabriel Whaley tarafından New York’ta kurulan marka, genellikle medyada büyük ilgi gören viral ve tartışmalı koleksiyon ürünleri yaratmasıyla tanınıyor.

Deneysel bir moda markası olan MSCHF, modanın sınırlarını zorlayarak, tasarımları ile tartışma yaratmayı ve mevcut sistemi eleştirmeyi hedefliyor.

Tıbbi alçılara benzeyen botlar, Hermès Birkins’lerden üretilen Birkinstock sandaletler, Lil Nas X ile işbirliğinde gerçekleştirilen ve tabanlarında bir damla gerçek kan bulunan Satan spor ayakkabıları ve geçtiğimiz Şubat ayında New York Moda Haftası’nda görücüye çıkan “Big Red Boots”lar bu ürünlerden bazıları.

ANİMASYON KARAKTERİ İÇİN TASARLANMIŞ BOTLAR

MSCHF, Big Red Boots'u piyasaya sunduğunda, "Cool 3D Dünyası için çizgi film botları" olarak tanımladı. Bir animasyon karakterinin anatomisi için tasarlanmış gibi görünen botlar, sokaklarda gerçeküstü manzaralara yol açtı. Tuhaf şekilleri ve karikatürize edilecek kadar büyük görünümleriyle kısa sürede tüm dünyada tanındı. 350 dolar fiyatla piyasaya sürülen botlar dakikalar içinde tükendi ve tabi ki kısa bir süre sonra, birçok ünlü sanatçı ve influencer tarafından paylaşıldı. Piyasaya sürüldükten kısa bir süre sonra StockX'te bin 400 dolardan satışa sunulan botların üretiminde, birçok telefon kılıfının yapıldığı TPU (termoplastik poliüretan), kauçuk ve EVA köpük kullanıldı. Kullanışsızlığı ve sıra dışılığı düşünüldüğünde, moda dünyasının bu botlara göstermiş olduğu ilgi aslında oldukça şaşırtıcı. Şubat ayından bu yana, birçok TikTok videosunda, botları giyip çıkarmanın ne kadar zor olduğuna yer verildi. Bu botları giymeye cesaret edenler ise, risk aldıkları için “bonus” kazandılar.

Botlar için yapılan basın açıklamasında ise "Karikatürsellik bizi gerçekliğin kısıtlamalarından kurtaran bir soyutlamadır. Bu botlarla birine tekme atarsanız, boing!" denildi. Botlar, Japon televizyon dizisi ve video oyunu karakteri Astro Boy’dan esinleniyor. Astro Boy, Osamu Tezuka tarafından yazılan ve çizilen bir Japon manga serisi. Hikaye, Umataro Tenma tarafından oğlu Tobio'nun ölümünden sonra yaratılan, insani duygulara sahip android bir genç olan Astro Boy'u temel alıyor. Kötü bir adam tarafından robot sirkine satılan Astro Boy, sonrasında Profesör Ochanomizu tarafından köleliğinden kurtarılıyor. Astro Boy için İtalyan yazar Carlo Collodi’nin 1881 yılında yazdığı Pinokyo'nun, modern versiyonu diyebiliriz.

MİNİK ÇANTA MÜCEVHERE DÖNÜŞTÜ

Mikroskopik Louis Vuitton çantası ise, Müzisyen Pharrell Williams için tasarlanmış. 0,7 milimetreden daha küçük olan çanta, insan gözü ile zorlukla algılanabiliyor. MSCHF'in bu küçük çantası, Pharrell Williams tarafından kurulan çevrimiçi bir müzayedede Joopiter tarafından açık artırmaya çıkarıldı ve 63 bin 750 dolara satıldı. MSCHF, minik çantanın açık artırma ilanında, yarattıkları ürünü hem "bir tuz tanesinden daha küçük" hem de "çanta minyatürleştirmede son nokta" olarak nitelendirdi.

MSCHF'nin Kreatif Direktörü Kevin Wiesner ise New York Times gazetesine yaptığı açıklamada, “Williams büyük şapkaları sevdiği için ona inanılmaz küçük bir çanta yaptık" dedi. Wiesner’a göre, bu çanta, bir tür mücevhere dönüşmüş durumda. "El çantası gibi bir zamanlar işlevsel olan bir nesne giderek küçüldükçe, nesne statüsü de giderek soyutlaşıyor ve yalnızca bir marka göstergesi haline geliyor” diye ekliyor Wiesner.

3D yazıcıda üretilen çanta, Louis Vuitton'un ünlü OnTheGo Tote'undan modellendi. Mikroskopla yakından incelendiğinde, çantanın ön yüzündeki "LV" monogramı net bir şekilde görülebiliyor.

KENDİMİZİ ‘KÜLTÜR KORSANI’ OLARAK TANIMLIYORUZ

Markanın CEO’su Gabrial Whaley bu ürünlerin ortaya çıkmasını sağlayan yaratıcı bir beyin fırtınasına başlamadan önce, “ortamın yargılamadan uzak olması” gerektiğini söylüyor.

“Yapılması gereken en önemli şey, sağlıklı bir yaratıcı kültüre sahip olduğunuzdan emin olmak, çünkü ‘en yaratıcı ben olmalıyım’ düşüncesi büyük bir baskı yaratıyor. Biz kendimizi bir grup ‘kültür korsanı’ olarak tanımlıyoruz. Her şey bir hikaye anlatma aracı; internet ise bu hikayeler için sınırsız bir dağıtım gücü sağlıyor” diyor Whaley.

MSCHF tasarım ekibi, haftada iki tür beyin fırtınası düzenliyor: Bunlardan biri “şöhret” üretmekle ilgili, diğer ise para kazanmakla. Ama Gabrail Whaley’e göre her şeyin temelinde “sihir” var…

DÜŞÜNCELERE RUH KATMAK

Markanın farkını ise şöyle anlatıyor Whaley: “MSCHF tarzı pazarlama gençlere yönelik bir oyun değil; insana ait gerçeği yansıtan bir yaklaşım. Şirketin gençlere yönelik ürünler üretiyor olması, odak noktamızın gençlik kültürü olduğu anlamına gelmiyor. Biz her zaman geçerli olan insan gerçeklerini temel alıyoruz. Gençlik kültürünü yorumlamıyoruz. Ebedi insan içgörüleri üzerine bir yorum yaratıyoruz. Örneğin, MSCHF Casper ile iş birliği yaptığında, insanların Cuma gecesi eğlenceye gitmek için çok yorgun olabileceği gerçeğinden yola çıktı. Böylece, SnapChat'i kullanarak evden çıkmadan, çıkmış gibi yapabildi insanlar. Bizi farklı kılan da bu. Gösterilerden ziyade anlatı odaklı ürünler üretiyoruz. Şu anda, kelimenin tam anlamıyla her şeyi metalaştırdık. Sinirliyiz. İnsanların hile yaptığını biliyoruz. Gerçekten de pazarlamacılar, tasarımcılar ve girişimcilerin yapması gereken tek şey düşüncelerine biraz ruh katmak.”

HAFTA