Koro kültürü bir sanatsal terapi
30 ülkeden, 55 koronun katıldığı ve 44 konserin verildiği Dünya Koro Müziği Sempozyumu sona erdi. İstanbul’da çoksesliliği özlediğimiz bu dönemde böylesi global bir etkinliğin detaylarını sempozyum direktörü ile konuştuk.
Ece ULUSUM
Uluslararası Koro Müziği Federasyonu tarafından üç yılda bir düzenlenen, dünyanın en saygın ve önemli korolar buluşması olan Dünya Koro Müziği Sempozyumu, bu yıl ‘Değişen Ufuklar’ temasıyla İstanbul’da gerçekleşti. 1987’den günümüze dünyanın farklı kültür başkentlerinde dünya korolarını buluşturan etkinlik, bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı sahipliğinde Beyoğlu’nda 11 mekanda 44 konserin yanı sıra sergiler, atölyeler ve etkinliklerle koro müziğinin pek çok farklı stil ve geleneğini içeren bir programla sanatseverlerle buluşturdu. Etkinliğin kapanış parçası, UNESCO 2023 Aşık Veysel yılına ithafen Aşık Veysel’in ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’ eseri oldu. Tüm koroların seyirci arasına inip söylediği eser ayakta alkışlandı. Geniş kapsamlı etkinliğin detaylarını sempozyum direktörü ve Devlet Çoksesli Korosu Şefi Burak Onur Erdem’den dinledik.
Türkiye’de bir ilk olan Dünya Koro Müziği Sempozyumu’nda neler oldu?
Her kıtadan konuşmacı ve uzmanların yer aldığı bu etkinliğin katılımcıları, Afrika’dan Asya’ya Latin Amerika’dan Okyanusya’ya kadar farklı coğrafyaların müzikleriyle tanışma fırsatı buldu. Programda çocuk korosu oyunlarından Amerikan pop-caz tarihine, konser tasarım yöntemlerinden koroların toplumsal alandaki önemine kadar birçok alanda sunum ve atölyeler yer aldı. St. Antuan Kilisesi gibi Beyoğlu’nun tarihi mekanlarında sahne alındı, katılım da çok yoğundu.
6 yıl aradan sonra, İstanbul’da dünya çapındaki ilk koro buluşması oldu bu etkinlik...
Evet. Bu yıl özel bir tema belirledik o nedenle. İnsanlığın birlikte şarkı söyleme geleneğini onurlandırmak, dünyanın farklı coğrafyalarını temsil edebilmek ve koro müziğine dair mümkün olduğunca çeşitli ve farklı biçimleri kapsayabilmek adına ‘Değişen Ufuklar’ dedik. Ayrıca 6 yeni koro eseriyle dünya koro müziği repertuvarına katkıda bulunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Venezuela, Singapur, ABD, Almanya ve Malezyalı bestecilerin eserlerinin yanısıra Türk çağdaş müziğine yaptığı katkılarla tanınan Özkan Manav’ın Orhan Veli’nin en bilinen şiirlerinden ‘İstanbul’u Dinliyorum’ için bestelediği parça var.
Sempozyumda yer alan başlıklardan biri de ‘Dayanışma Oturumları’ idi. Amacı neydi bu oturumların?
Koro müziğinin içerisindeki birliktelik ve dayanışma duygusunu ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde vurgulamak istedik. 6 Şubat sabahı başka bir Türkiye’ye uyandık ve yaşadığımız afet hepimizi derinden etkiledi. Travmalı çocuklarla çalışmak, farklı altyapılardan gelen çocuk ve gençleri koroda birleştirmek, müziğin sosyal açıdan birleştirici etkilerinden yararlanmak üzere hem uluslararası hem de Türkiye’den uzmanlarla bir ‘iyileşme programı’ kurguladık. Koro müziğinin birbirimizi dinlemek, anlamak ve paylaşmak için önemli bir araç olması noktasında içeriklerimize ‘Dayanışma Oturumları’ adını verdik. Uzman psikologların yardımıyla sempozyum bünyesinde özellikle Anadolu’daki müzik öğretmenlerimiz ve koro şeflerimiz için hazırladığımız bu yeni programda hedefimiz, Anadolu’dan birçok müzik öğretmeninin Dünya Koro Müziği Sempozyumu’na katılımını sağlamak ve koro kültürünü bir sanatsal terapi olarak kullanmalarına destek oldu.