Korkularla dans

Korkularımız bizi öyle ele geçiriyor ki kendimizi gerçekleştirmemiz, hayallerimize ulaşmanın, gelişim sağlamanın önündeki en büyük engel oluyorlar. Kendi hapishanelerimizi böyle örüyoruz.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Korkularla dans

Tunç DİPTAŞ

BAŞARISIZ OLMAKTAN korkuyor musunuz? Yalnız kalmaktan, ölümden, bilinmeyenden, değişimden, sevilmemekten korkuyor musunuz? Reddedilmek gibi bir korkunuz var mı? Kendimize dürüst olabilmeyi başardığımızda görüyoruz ki hepimiz zaman zaman bu korkuları yaşıyoruz.

Korkularımız hayatımızın bir parçası… Sabah kalktığımızda, işimize gitmek üzere hazırlanırken, eve döndüğümüzde, eşimizle ailemizle vakit geçirirken, en çok da günün sonunda yatağa başımızı koyup sessizlikle baş başa kaldığımızda korkularımızı hissediyoruz. Bazı geceler bizi uyutmayan, gece yarısı yataktan kaldıran, sabah kalktığımızda sebepsizce etrafımızdaki insanlara bağırmamıza, onlara kızmamıza neden olan genelde korkularımız oluyor.

Öfke, hırs, kıskançlık, nefret gibi yoğun duygularımızın; hastalıkların ve stresin de temelinde yüzleşemediğimiz, bastırmaya çalıştığımız korkularımız var. En kötüsü korkularımızı çoğu zaman hissetmekle kalmıyor, onları içselleştiriyor ve büyütüp bizi paralize etmesine izin veriyoruz. Korkularımız bizi öyle ele geçiriyor ki kendimizi gerçekleştirmemizin, hayallerimize ulaşmanın, gelişim sağlamanın önündeki en büyük engel oluyorlar. Kendi hapishanelerimizi böyle örüyoruz.

Reddedilmekten korktuğumuz için sormuyoruz, denemiyoruz, yeniliklere yelken açmıyoruz. Yalnızlıktan, sevilmemekten korktuğumuz için toksik ilişkilerden, bizi geriye götüren insanlardan kurtulma cesaretini gösteremiyoruz.

Başarısız olmaktan korktuğumuz için yeni projelere, yeni iş fikirlerine, yeni maceralara yelken açamıyoruz.

YENİLGİ DEĞİL ZAFER HALİNE DÖNÜŞTÜRÜN

Peki ne yapmalıyız? Korkularımızın hayatımızı esir almasına, kendimizi gerçekleştirmemiz önündeki bariyer olmasına izin mi vereceğiz? Tabii ki hayır.

Koçluk ve mentorluk verdiğim birçok yönetici başarısız olma korkusunun onların performanslarını etkilediğini, etraflarındaki insanlara liderlik etmekte zorlandıklarını söylediklerinde onlara korkularıyla dans etmelerini öneriyorum. Birçok kişisel gelişim kitabında önerildiği gibi korkuları yok saymak ya da korkuların üzerine gitmek yerine bu enerjiyi kullanmalarını ve hedefe giden yolda itici güce çevirmelerini tavsiye ediyorum. Tıpkı bazı Uzak Doğu sporlarında öğretildiği gibi…

Yıllar önce gece yarısı sokakta yalnız başıma yürürken başıma gelen bir olay üzerine Uzak Doğu sporlarına merak sardım. Bir sokak kavgasının ortasına düştüm. Kaçmaya çalışırken birbirine kıyasıya vuranlardan payımı ben de aldım, sağlam bir dayak yedim. Bu olay bende travma yaratmış olmalı ki aikido dersleri almaya başladım. Derslerde öğrendiğim en önemli bilgi size saldıran insanların gücünü kullanıp onları etkisiz hale getirebilmeyi başarmak.

Japonya kökenli savunma sporu olan aikidonun temel amacı rakibinin kötü enerjisini ters çevirip bu enerjiyi karşı tarafa kullanabilmektir. Adeta onların enerjisiyle dans eder, onların enerjisini kendi gücünüz haline getirirsiniz. Korkularla da böyle dans etmek gerekir. Bu güçlü duyguyu hedeflerinize ve hayallerinize giden yolda kullanabilirsiniz. Başarısızlık korkusu doğru yönlendirilirse daha disiplinli ve daha kararlı olmanızı, başarıya giden yolda asla vazgeçmemenizi sağlar.

Ölüm korkusu hayatın ne kadar kısa olduğu ve doğru yaşanması gerektiğini hatırlatan iyi bir öğretmendir. Zamanın akıllıca değerlendirilmesinin gerekliliğinin altını çizer.

Yalnızlık, ya da sevilmeme korkusu insanlarla anlamlı ve derin ilişkiler kurmak için itici güçtür. Bizi geriye değil ileriye götürecek ilişkileri bulmak için cesaret verir.

Reddedilme korkusu daha çok deneme yapmanın, daha iyi iletişim kurabilmenin katalizörüdür. Korkuları kendi gücümüz haline getirmeden, onlarla dans etmeyi öğrenmeden bilgeliğe ulaşmak mümkün değildir.

Gandhi’nin söylediği gibi “Korkunun bir yararı vardır ama korkaklığın asla yoktur.”

Korkularınızla bol bol dans ettiğiniz keyifli bir hafta dileğiyle.

HAFTA