Kendinize karşı dürüst olma cesaretini gösterin

John Malkovich ile yaptıkları şovla çok konuşulan, mizah ve klasik müziği bir araya getiren Aleksey Igudesman ve Hyung-ki Joo, İstanbul’daydı. Klasik müziğe komedi sosunu yakıştıran ikili ile sohbet ettik: “Yakında eğlenceli bir yapay zeka skeci ortaya çıkarırız.”

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kendinize karşı dürüst olma cesaretini gösterin

Ece ULUSUM

Klasik müzik konserleri düşünün desem çoğumuzun aklına pür sessizlik ve enstrümanlara odaklanırken dinleyicinin yüzündeki ciddi ifade gelir. Ancak Perşembe günü Zorlu PSM’de gerçekleşen BİFO İle Igudesman & Joo konserinde ezber bozan bir ortam vardı. Bolca gülümseyen yüzler ve kimi zaman müziğin sesini bastıracak kadar kahkahalar!

Kendilerine özgü esprili tarzları ve sundukları gösterilerile dünya çapında kitlesi olan Aleksey Igudesman ve Hyung-ki Joo, odağına mutluluğu alarak renkli bir şov gerçekleştirdi. Sahnede ikiliye Sascha Goetzel yönetimindeki BİFO ve ödüllü perküsyoncu ve besteci Lucy Landymore eşlik etti. Bu işin ardındaki hazırlığı, Malkovich ile yaptıkları iş birliğini ve fazlasını ikiliden Igudesman ile konuştuk.

Sahnenizdeki skeçler çok seviliyor. Ne kadarı doğaçlama?

İlginçtir ki, ‘mizahi’ bir program hazırlarkenki süreç ‘normal’ bir konserden daha ciddi olabiliyor. Mizahın zamanlaması, müziğin zamanlaması kadar hayati önem taşıyor. Bir de teatral ve görsel tarafı var. Öte yandan, müzik yaparken kendini o kadar rahat hissetmelisin ki, mizah doğal hissettirmesini de sağlasın. Bunun tam tersi de geçerli, dolayısıyla birçok düzeyde virtüözlük gerekiyor. Bunun da konserden önce ayrı ayrı ve birlikte çalışılması ve prova edilmesi gerekiyor. Yani işi iki katına çıkarır, ancak genellikle eğlenceyi de ikiye katlar!

Bu kadar hızlı bir sahnede hatalar da elbette oluyordur.

Birçok insan için hata yapmak bir gösterideki en büyük kâbus. Her gösteride en sevdiğimiz kısım, işler ters gittiğinde doğaçlama yapmamız ve seyirciye her şey yolundaymış gibi davranmamız. Bu hataların birçoğunu aslında gösterimize kasıtlı olarak dahil ediyoruz. Ayrıca gösteri sırasında birbirimize söylenerek, yeni replikler ekleyerek ya da özellikle aptalca bir şey yaparak birbirimizi güldürmeye çalışıyoruz.

Müzikal yetenekleriniz kadar oyunculuk yeteneğiniz de gösterinin en önemli parçası. Sizce hangisi daha zor?

Klasik müziğin birçok yüzü var. Ciddi olabilir, komik olabilir, çok duygusal olabilir veya sadece hafif ve eğlenceli olabilir. Opera birçok şeyin karışımı. Belki de bizim yaptığımız şey bir nevi “piccola opera buffa moderna”. Şarkı söyleriz, çalarız, konuşuruz, hatta yer yer dans ederiz… Tiyatroya, sinemaya ve oyunculuğa her zaman çok yakın olduk, bu yüzden bize çok zor gelmiyor.

İzleyenler John Malkovich ile yaptığınız şovdan övgüyle söz ediyor. Sizin kariyerinizde bu gösterinin önemi nedir?

Mockumentary olan ‘Noseland’ filmini yönettim. Yıllar içinde çok değerli dostlarım olan Sir Roger Moore ve John Malkovich’i rol aldığı için çok şanslıyım. Sir Roger ne yazık ki yakın zamanda aramızdan ayrıldı. John Malkovich ile geçtiğimiz yıllarda ‘The MuMusic Critic’ ile turneye çıktık. Hem John hem de ben, yaratıcı sektördeki insanların Beethoven, Brahms ve diğer büyük bestecilerin eleştirildiğini bilmelerini çok olumlu bulduk. Onlardan nefret ediyorlardı, ama sanatçılar için de bu böyledir. Dolayısıyla genç bir sanatçıysanız eleştirilmeniz veya küçümsenmeniz son derece normal. Ancak ne olursa olsun, bizim yapmayı öğrendiğimiz gibi, yolunuza devam etmeniz gerektiğini bilmek önemli.

Breaking Rachmaninoff adlı bir belgesel üzerine çalıştınız. Belgesel fikri nasıl ortaya çıktı? Türkiye’de de belgeseli izleyebilecek miyiz?

Rachmaninoff yılı için bu büyük maestroyu kutlamak gerekti, bu yüzden dostlarımı ziyarete gittim. Malkovich ile Rachmaninoff’un çalışmalarından biri hakkında çok kötü bir eleştiri aldıktan sonra içine düştüğü ünlü depresyonu hakkında konuştum. Rachmaninoff’un müziğinden yola çıkarak yazılan All By Myself’i yazan Eric Carmen ile tanışma şansım oldu. Belgesel şu anda sadece Almanya, Avusturya, İsviçre ve Çek Cumhuriyeti’nde izlenebiliyor, ancak yakında Türkiye’de de gösterilebileceğini umuyorum. Rachmaninoff hakkındaki keşiflerimi Türk halkıyla paylaşmayı çok isterim.

BAŞARININ TEK YOLU ÖZGÜN OLMAK

Dünyada müzikler birbirine benzemeye başladı, bol synth, baslar, autone sound’lar her yerde. Bir ülkenin kendine özgü müziğinin kimliğini kaybetmesi söz konusu mu?

Teknolojiler değişiyor. İş değişiyor. durumlarda, yatak odasında müzik yapan biri büyük bir isim haline gelebiliyor. Gelenekler sadece sınırlı bir süre var olur ve şey gelenek haline geldiği anda peşini bırakma zamanı gelmiş demektir. Başarılı olmanın tek özgün olmak. Kendinize karşı dürüst olma cesaretini gösterin. nda, kendiniz olun.

İstanbul’dan gitmeden neler yapmayı planlıyorsunuz?

Bol bol kalkan yemeyi planlıyorum. balığa bayılıyorum ve başka yerde bulamıyorum. Kelle sakatatı kesinlikle seviyorum, mutfağının bu tür yemeklerde olduğunu düşünüyorum. Son dokunuş olarak glütensiz baklava.

SAVAŞMAK YERİNE ONLARA KATILIYORUZ

Fantastik bir soru! Klasik müzik dünyasından hangi iki ismi bir izlemek isterdiniz?

Prokofiev ve Stravinsky.

Yapay zeka hakkında sormazsam olmaz. Bugün yapay zekaya Mozart tarzında bir pop bestesi gibi komutlar verebiliyoruz. gelecekte bu gibi teknolojiler müzik sektörünü nasıl etkiler?

Aslında Aleksey Igudesman’ın kendisi tamamen yapay zekadan oluşuyor! Baksana adamın baş harfleri A.I.! (Gülüyor.) Şaka bir yana, bu her şeyi etkileyecek ama biz her zaman onlarla savaşmak yerine onlara katılmayı seçiyoruz. Yapay zekayı kullanmamızla ilgili bazı komik metinler yazarak zaten eğleniyoruz ve eminim yakında eğlenceli bir yapay zeka skeci ortaya çıkarırız.

HAFTA