Kendi kaderimizin efendisiyiz

Ülkemizde ‘Olasılıksız’ adlı kitabıyla ünlenen ABD’li yazar Adam Fawer, yeni romanı ‘Mobius’un tanıtımı için Türkiye’ye geldi. “Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye’deki kitlem yok” diyen yazar ile zamanda yolculuk temasını derinleştirerek, özgür irade, bilim ve aşk gibi evrensel konuları sorguladığı yeni kitabını ve kader kavramını konuştuk.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kendi kaderimizin efendisiyiz

İPEK YEZDANİ

 

Olasılıksız, Empati ve Oz romanlarıyla tüm dünyada büyük ilgi gören Adam Fawer ile ilk kez bundan 15 yıl önce İstanbul’da bir araya gelmiştik. Amerikalı yazar, Türkiye de dahil birçok ülkede “en çok satanlar” listesine giren ‘Olasılıksız’ adlı kitabında, hayattaki olasılıkları hesaplayarak yaşamını değiştiren iyi bir poker oyuncusunu anlatıyordu.

‘Mobius’ ile zamanda yolculuk temasını derinleştirerek kader, özgür irade, bilim ve aşk gibi evrensel konuları sorgulayan Fawer ile yeni kitabını konuştuk.

 

İlk kitabınızın tanıtımı için geldiğiniz İstanbul’a 15 yıl sonra yeniden geldiniz. Bir yazar olarak İstanbul’a geri dönmek nasıl hissettirdi?

Harika hissediyorum. Geri dönmek harika. Türkiye’de bu kadar çok insanın çalışmalarımı sevmesi gerçekten teveccühleri; bu durum bana daha fazla yazmam için ilham verdi. Dünyanın başka hiçbir yerinde Türkiye’de olduğu gibi bir takipçi kitlem yok. Gerçekten Türkiye şu anda benim odaklandığım yer. Bununla ilgili birçok farklı teorim var, örneğin son zamanlarda ‘kader’ kavramını öğrendim, Türk okurlar ‘kader’ kavramına çok ilgi duyuyor. İlk kitabımın büyük bir kısmı gerçekten bununla ilgili ve sanırım bu konuda yazdığımda da insanların dikkatini çektim.

 

Diğer kitaplarınızda da ‘kader’ kavramına yer verdiniz mi?

Oz ve Empati’de bu temayı çok fazla ele almıyorum ama Mobius’ta, 20 yıl daha üzerinde düşündükten sonra bu fikirlerin çoğuna geri döndüm, bu yüzden umarım insanlar bundan keyif alır. Sanırım artık kadere çok daha fazla inanıyorum ve biraz daha inançlıyım. Çünkü her şeyi doğru yaptığım ve işlerin kötü sonuçlandığı ya da her şeyi kötü yaptığım ve işlerin gerçekten iyi sonuçlandığı çok daha fazla durumla karşı karşıya kaldım. Bu yüzden kendi kaderimizin efendisi olduğunuza inanıyorum.

 

Bilimin henüz açıklayamadığı şeyler olduğuna inanıyor musunuz?

Hiç dindar değilim ama bilimin de her şeyi açıklayabileceğini düşünmüyorum. Dünyada kuantum teorisi ve görelilik teorisi gibi teoriler var ve ikisi de mantıklı. Bir yandan bilime gerçekten inanıyorum ama bir yandan da dünyada bilimin asla cevaplayamayacağı pek çok açıklanamaz şey olduğunu düşünüyorum.

 

 

Zaman yolculuğu mümkün

Yeni kitabınızda zamanda yolculuk kavramı var. Zamanda yolculuğun mümkün olduğuna inanıyor musunuz?

Bunu hayal etmek benim için zor, ancak öte yandan 70’lerde büyüyen bir çocuk olarak şu anda sahip olduğumuz tüm teknolojik gelişmeleri o dönemde tahmin etmek de imkansızdı. O dönemden bakınca bugün yaşadıklarımızın hepsi çok fantastik görünüyor, bu yüzden zamanda yolculuğun da mümkün olduğunu düşünüyorum. Aslına bakarsanız ben her şeyin mümkün olduğuna inanıyorum. Bence yaptığımız her şeyde çok fazla rastlantısallık var ve hayatın o kadar rastlantısal olabileceğine inanmak bir yandan da dehşet verici. Örneğin bir partide rastgele biriyle tanışabilirsiniz ve o kişi eşiniz ve çocuklarınızın annesi olabilir. Örneğin ben eşimle rastgele tanıştım ve bu rastlantı olmasaydı hayatımı daha iyi bir noktaya getiremeyebilirdim. Dindar biri değilim ama bu noktada kaderin işin içinde olmadığını düşünmemek zor.

 

İlk kitabınızda kuantum fiziği kavramına da yer vermiştiniz, bu kitabınızda da benzer bir durum var mı?

Kuantum fiziğine bu kitapta da girdim. Ayrıca ‘Sicim teorisi’nden de çok bahsediyorum. Sicim teorisi,  dünyanın 11 boyutlu uzayda var olduğuna dair bir teoridir ve biz sadece dört boyutun farkındayız. Bu teoriye göre tüm evreni oluşturan parçacık ya da sicimler farklı frekanslarda salınıyor.

 

Size göre kitaplarınız neden Türkiye’de bu kadar sevildi?

‘Olasılıksız’ın çok satmasının sebepleri, kader, kuantum ve özgür iradenin işin içinde olmasından kaynaklanıyor. ‘Mobius’ ise aslında yeni bir şey başlatacak bizim için. Çünkü tam bir ‘Olasılıksız’ denginde ya da onu aşan bir hikayeyle karşı karşıyayız. Bu nedenle insanlar bana gelip kitaplarımı sevdiklerini çünkü onları gerçekten düşündürdüğünü söylüyorlar.  İnsanların hem hikayeden hem de hikayenin arkasındaki fikirden hoşlanmalarını çok takdir ediyorum, bu yüzden de Türk okuyucuların dünyanın en zeki okuyucuları olduğunu düşünüyorum.

 

 

Okuru felsefi yolculuğa çıkarıyor

Adam Fawer’ın son kitabı ‘Mobius’, zamanda yolculuk temasını derinleştirerek kader, özgür irade, bilim ve aşk gibi evrensel konuları sorguluyor. Polisiye gerilimle harmanlanmış bu hikâye, okuyucuyu aynı zamanda felsefi bir yolculuğa çıkarıyor. Fawer’ın hızlı temposu ve zengin kurgusuyla yazdığı kitabın konusuna gelince, romanın başkahramanı Caleb, mükemmel görünen bir yaşam sürerken beklenmedik olaylar zinciriyle her şeyini kaybeder. Son umudu ise Andy ve Rowan adlı iki girişimcinin geliştirdiği zaman yolculuğu teknolojisidir. Bu teknoloji, ona geçmişte yaptığı hataları düzeltme şansı sunar, ancak bu fırsat beraberinde büyük etik ve felsefi sorunları da getirir. Geçmişe müdahale etmenin sonuçlarının, düşündüğünden çok daha karmaşık ve tehlikeli olduğu ortaya çıkar.

 

 

Adam Fawer kimdir?

New York’ta yaşamını ve çalışmalarını sürdüren yazar Adam Fawer, Pennsylvania Üniversitesi’nde lisans ve lisansüstü derecelerinin ardından, Stanford Graduate School of Business’da MBA eğitimini tamamladı. Kariyeri esnasında Sony Music, J.P. Morgan ve son olarak da About.com gibi çeşitli şirketlerde çalışan Fawer’in ilk kitabı ‘Olasılıksız’ 18 dile çevrildi ve 2006 yılında ‘En İyi İlk Roman’ dalında ‘International Thriller Writers Ödülü’nü kazandı.

 

 

HAFTA