Karl Lagerfeld: Güzelliğin çizgileri
Moda dünyasının Oscar töreni olarak kabul edilen Met Gala’ya geri sayım başladı. New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi için bir bağış toplama etkinliği olan Met Gala’nın bu yılki teması Karl Lagerfeld’e saygı duruşu niteliğinde…
Ada ÜNLÜ
Ben bir rüzgar satıcısıyım. Havayı gerçek yapıyorum… Ağırlaşmamalısınız: Her şeyi yapabilmek, her şey olabilmek, bir bukalemun gibi tüm ortamlardan geçebilmek çok ilahi bir yetenek…” diyen Karl Lagerfeld, her zaman kendi kurallarını yazdı… New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi için bir bağış toplama etkinliği olan Met Gala, “modanın en büyük gecesi” olarak anılır. 2023 yılının Met Gala teması, ‘Karl Lagerfeld: A Line of Beauty’ olarak belirlendi.
Metropolitan Sanat Müzesi Kostüm Enstitüsü’nün düzenli katılımcılarından olan Karl Lagerfeld’i onurlandırmayı hedefleyen etkinlik 1 Mayıs’ta gerçekleşecek.
Fotoğrafçı, stilist ve yönetmen olan ‘Kaiser/Kayzer’ lakaplı modacı, Fendi’den Chanel’e her zaman kendi kurallarını yazdı… Chloé’yi, Fendi; Fendi’yi Chanel izledi. Coco Chanel’in en değerlisi ‘siyah-beyaz’ ya da ‘tüvit’ gibi kodlar, senelerce Karl Lagerfeld’in koleksiyonlarında korundu. Sınır tanımayan bir moda ustası olan Lagerfeld, Chanel’in ikonik mirasına saygı duyarak, evin zamansız parçalarını yeniden yorumladı.
‘Karl Lagerfeld: A Line Of Beauty’ sergisi Lagerfeld’in 60 yıllı kariyerini yansıtan 150’den fazla obje ve bu objelerin eskizlerini bir araya getiriyor. Sergi aynı zamanda tasarımcının Art Deco’dan Memphis’e, edebiyattan filme, 18. yüzyıldan robotlara kadar uzanan zamanlar ve kültürlerarası bakış açısını yansıyan sanat eserlerine de ev sahipliği yapacak.
Serginin küratörü Andrew Bolton, Lagerfeld’in çizimlerine özellikle önem veriyor. Bunun nedeni, Lagerfeld’in fikirlerini önce kağıt üzerine yansıtıp, sonrasında kumaşa taşıması. Bolton, “Karl hayatında tasarladığı her şeyi önce çizdi” diyor.
Lagerfeld’in şu sözleri ise çizimlerin hayatındaki önemini anlamlı bir şekilde ortaya koyuyor: “Piyano öğrenmek için yanıp tutuşuyordum. Bir yıl ders aldıktan sonra annem piyanonun kapağını parmaklarımın üzerine kapattı ve şöyle dedi: ‘Çiz, daha az ses çıkarır’. Annem haklıydı.”
ZITLARIN YARATTIĞI “PATLAMALAR”
O da annesini dinledi ve çizdi… Sergide, Lagerfeld’in çizimlerinin kumaşta akıcı bir şekilde ‘dans etmesini sağlayan’ ilk tasarımları yer alacak. Fransız film yapımcısı Loïc Prigent tarafından çekilen belgesel ise serginin temalarını daha da canlandırmayı amaçlıyor.
5 Mayıs-16 Haziran arasında genel ziyarete açılacak olan serginin kuramsal çerçevesi William Hogarth’ın 1753 tarihli ‘Güzelliğin Analizi’ adlı kitabına dayanıyor. Sanatçı ve yazar olan Hogarth, durgunluk ve hareketsizliği düz çizgilerle, zıt nitelikleri ise kıvrımlı çizgilerle temsil ediyor.
JAPON MİMAR VE LAGERFELD ÇİZGİLERİNDEN BİR LABİRENT
Lagerfeld’in düz ve kıvrımlı çizgilerinden etkilenen bir diğer önemli sanatçı ise Japon mimar Tadao Ando. Minimal mimarlığın en önemli temsilcilerinden biri olan Ando, eserlerinde, ışık, duvar, geometri ve doğa ilişkisini kullanarak, sadeliğin güzelliğini yansıtmayı amaçlıyor.
Lagerfeld’in MET’teki sergisinin tasarımını gerçekleştiren apon mimar, Tisch Galerisi için yaptığı tasarımda Lagerfeld’in “yaratıcı dinamizmini”, eğri ve doğru çizgilerle oluşturduğu bir labirent ile yansıtıyor.
2011’de gerçekleşen ‘Alexander McQueen: Savage Beauty’ sergisi gibi, ‘Karl Lagerfeld: A Line of Beauty’ de, tasarımcının ölümünden kısa bir süre sonra gerçekleştiriliyor. Bolton, hızlı tepki verme becerisinin çok önemli olduğunu söylüyor.
BEDEN DİLİ YARATICILIĞININ GÖSTERGESİ
Almanca, Fransızca, İngilizce ve İtalyanca konuşan Lagerfeld, çok dilli olmasının yanı sıra, beden dilini de son derece akıcı kullanan bir tasarımcı olarak fark yarattı. Bu akıcılık özellikle tasarımlarındaki çizgiler ve kıvrımlara etkileyici bir şekilde yansıdı. Lagerfeld’in 2 boyutlu tasarımlarının, 3 boyutlu objelere dönüşmesi de bunun en somut kanıtı.
“Altı yaşındayken 3 dil konuşuyordum; okula gitmeye başladığımda sadece okumayı ve resim çizmeyi sevdim. Beş yaşında ise, yazmayı çoktan öğrenmiştim” diyen Lagerfeld, 80’li yaşlarını yılda 14 koleksiyon yaratmaya devam eden bir modacıydı. 83 yaşındayken bir defilesinde “Çalışırsanız yeni fikirler kendiliğinden gelir” demişti. Lagerfeld’in, moda dahiliği dışındaki önemli bir diğer özelliği ise, açık sözlülüğü oldu.
Lagerfeld’in ‘Karl’a Göre Dünya: Karl Lagerfeld’in Zekası ve Bilgeliği’ isimli kitabı da, diğer birçok kitabı gibi ünlü tasarımcının kışkırtıcı ve bazen şok edici özdeyişlerinden oluşuyor.
Güneş gözlükleri arkasına saklandığı dünyaya dair şu sözleri etti Lagerfeld; “Ben, her şeye bakan bir tür vampirim. Her şeyi görmek, her şeyi okumak istiyorum. En iyisini, en kötüsünü. Her şeyi saklarım, her şeyi unuturum ve içgüdülerimle çalışırım.”