Kaos ritim ve keşif

15’inci yaşını kutlayan Salon İKSV’de müziğin sesi ilkbaharda daha da yükseliyor. Yeni sezonda neler var, inceliyoruz.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kaos ritim ve keşif

ECE ULUSUM

İstanbul’un keşif sahnesi denildiğinde akla gelen ilk mekanlardan biri Salon İKSV, 15. yaşını kutladığı bu yıl, baharı müzikle karşılamaya hazırlanıyor. Bugüne kadar sayısız bağımsız müzisyeni, yükselen grupları ve deneysel projeleri sahnesinde ağırlayan mekan ilkbahar sezonunda da sınırları zorlayan bir programla karşımızda.

Salon’un programı her zamanki gibi şehrin ruhuyla birebir örtüşen bir seçki. Bu yılın konser takvimine bakıldığında, Berlin’in rave punk sahnesinden Londra’nın avangart cazına, Polonya’nın köklerinden Kanada’nın kasvetli folk hikayelerine kadar birçok farklı sesin bir araya geldiği görülüyor. Ve tabii ki İstanbul’un yeraltı sahnesinin, büyük plak şirketlerinden bağımsız kalabilmiş yeteneklerinin sesi de duyuluyor.

Tanıdık ama yepyeni

Sezonun açılışını 13 Şubat’ta Arc de Soleil yapıyor. İsveçli multi-enstrümantalist Daniel Kadawatha’nın projesi, 60’ların surf rock’ını modern lounge tınılarıyla birleştirerek nostaljik ama yenilikçi bir müzikal dünya yaratıyor.

Kendine özgü enerjisiyle dikkat çeken Błoto, Polonya’nın enstrümantal caz füzyonu olarak tanımlanıyor. Ancak sadece caz değil, sert hip-hop ritimleriyle doğaçlamaya dayalı bir performans sunuyor.

İstanbul sahnesinden çıkan 3pillie, klasik müzik geçmişinden gelen ama hip-hop, post-rock ve neo-soul arasında mekik dokuyan bir MC. Labirentvari düzenlemeleri ve içe dönük şarkı sözleri, İstanbul’un kaotik enerjisini birebir yansıtıyor.

Seslerin yeni anlamları

Salon’un en iddialı isimlerinden biri Istanbul Ghetto Club. Berlin’in gece kulüplerinden çıkan bu çılgın kolektif, bağlama ve modüler synthesizer’ı aynı cümlede yan yana getirebilen nadir projelerden biri. Doğu’nun geleneksel enstrümanları ile Batı’nın yeraltı elektronik müziğini buluşturuyorlar.

Yeni nesil sahnenin güçlü vokallerinden Selût, ACID SEA ile dikkat çektikten sonra bu kez “Değerlim’in Hikayesi” albümünü Salon’da dinleyiciyle buluşturuyor. Hem sahne şovları hem de deneysel prodüksiyon anlayışıyla, Türkiye’de daha önce yapılmamış bir şeyi deniyor.

Karanlığın içinden

Salon’un bahar sezonu, karanlık ama büyüleyici bir müzik seçkisini de beraberinde getiriyor. Timber Timbre, Leonard Cohen ve Brian Wilson etkili gotik folk tınılarıyla, sinematografik bir ses yaratıyor. Breaking Bad ve The Good Wife gibi dizilerde kullanılan şarkılarıyla dünyaya karanlık bir soundtrack yazmış gibi.

Avangart caz sahnesinin en büyük sürprizlerinden biri Alabaster dePlume. Saksafonun sınırlarını zorlayan sanatçı, kaos ve uyum arasındaki dengeyi müzikle kuruyor. Önceden planlanmış değil, tamamen doğaçlama gelişen bir sahne performansı vadediyor. 

Dans müziğiyle sahneyi sarsacak bir diğer isim Sirens of Lesbos. BBC Radio 6 Music tarafından keşfedilen ve reggae ile house müziği iç içe geçiren kolektif, Eritre ve Sudan köklerinden ilham alarak müzikal bir füzyon yaratıyor.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız
HAFTA