İzmir’in tarihine gastronomik bir yolculuk

Karşınızda dünyanın en kozmopolit yemek kitabı: ‘Anneden Kızına’… Yeme-içme uzmanı, yazar Sırma Güven’in 3 yıl süren araştırmalar sonucu kaleme aldığı ‘Anneden Kızına’ kitabının projesi, aile değerlerini korumaya meraklı Bernard Arkas’a ait: “Bu kitapla Arkas kadınlarından bir iz, geleceğe bir miras kalsın istedim…”

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İzmir’in tarihine gastronomik bir yolculuk

Nasıl Bir Sanat? - GİLA BENMAYOR 

Bornova, Buca gibi bakımlı bahçeler içinde yer alan tarihi levanten köşkleriyle ünlü.

Ayakta kalanlar arasında olan dokuz köşkün seramik maketlerini, İzmirli iş insanı Lucien Arkas’ın titiz bir restorasyon döneminden sonra nisan ayında ziyarete açtığı Mattheys Köşkü’nde görebilirsiniz.

Seramik maketler, köşklerin en küçük ayrıntısına yer veren seramikçi Verda Sipahi tarafından yapılmış.

Restorasyonu mimar- restoratör kardeşler Seda Özen ve Sema Toth tarafından tamamlanan Mattheys Köşkü de tabii bunların arasında.

Arkas Sanat Bornova olarak açılan, eğitim amaçlı Arkas Arcademia ile Arkas Koleksiyonu’ndan nadide halıların görüleceği Halı Müzesini de barındıran Mattheys Köşkü’nü geçenlerde ‘Anneden Kızına’ kitabının lansmanı nedeniyle ziyaret fırsatım oldu.

‘Villa Levanten’ de konakladığım, İzmir’in ve özellikle Bornova’nın Levanten tarihine, gastronomi dahil kültürel mirasına yolculuk anlamında bir ziyaretti.

Yeme-içme uzmanı, yazar Sırma Güven’in 3 yıl süren araştırmalar sonucu kaleme aldığı roman tadındaki ‘Anneden Kızı’na kitabı, 1875 ile 1993 yılları arasında Arkas ailesi kadınlarının, kişisel notlarla, pişirme ve alışveriş öğütleriyle anneden kızına geçirdiği iki tarif defterinden oluşuyor.

Ama bu asla sadece bir yemek tarifi, anı kitabı değil.

İzmir’in bir dönem çok kültürlü, çok dilli kozmopolit yapısının tanıklığını yapıyor.

Sayfalarını çevirdiğinizde İzmir’i İzmir yapan değerleri, farklı kültürlerin bir arada yaşama ve hayatı paylaşma becerilerini biraz da hayıflanarak okuyorsunuz.

ARKAS KADINLARININ ARTIK ADI VAR

Sırma Güven’in önsözünde yazdığı gibi kitap İtalya’nın Toskana bölgesinden Alliotti’ler, Güney Fransa’nın Marsilya şehrinden Pagy’ler ve Adriyatik kıyılarından Arkas’ların İzmir’de kesişen yollarının, geldikleri yerlerden getirdikleri lezzetleri yenileriyle harmanladıkları Levanten Mutfağı’nın benzersiz hikayesi...

Kitabı konuşmak üzere Mattheys Köşkü’nde bir araya geldiğimiz Arkas ailesinin fertleri arasında iş insanı ve koleksiyoner Lucien Arkas, kız kardeşi Aurette Arkas ve oğlu Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bernard Arkas var.

‘Anneden Kızı’na kitabının projesi aile değerlerini korumaya meraklı Bernard Arkas’a ait.

Kitap projesine neden bu kadar önem verdiğini şöyle açıklıyor: “İzmir’de ofisimize girdiğiniz zaman ailenin erkeklerinin  isimlerini, fotoğraflarını görürsünüz. Ailemizin kadınlarına dair bir şey yoktur. Kadınlar sadece hafızalarımızda yaşıyorlar. Adları da mezar taşlarında. Ailemin kadınlarının anıları kaybolmasın, aileye kattıkları değerler, bıraktıkları izler kayda geçsin istedim”.

“Kitap sayesinde artık  Arkas kadınlarının adı var diyoruz” diye ekliyor.

Bernard Arkas’a ilham veren halası Aurette Arkas.

Sırma Güven’in 3 yıl süren araştırmalar sonucu kaleme
aldığı roman tadındaki ‘Anneden Kızı’na kitabı, 1875 ile
1993 yılları arasında Arkas ailesi kadınlarının, kişisel
notlarla, pişirme ve alışveriş öğütleriyle anneden kızına
geçirdiği iki tarif defterinden oluşuyor.

 

Lucien Arkas’ın kızkardeşi, 1910 doğumlu annesi Wanda Arkas’ın kendisine yazdığı yemek tariflerini saklamış.

Daha sonra ailenin eşyaları arasında Wanda’nın 1875 İzmir doğumlu annesi Marguerite Alliotti Pagy’nin kızına bıraktığı yemek tariflerini bulmuş.

Aurette Arkas anneannesinin ve annesinin tarifleriyle dört dörtlük bir aşçı olmuş.

Şimdi defterler annesiyle aynı adı taşıyan Wanda’ya geçecek.

YEMEK KÜLTÜRÜ EVİN YAPI TAŞIDIR

Kitap lansmanı için yaşadığı Atina’dan kızı Wanda ile birlikte gelen Aurette, araya Fransızca ve İzmir Rumcası’nın karıştığı tatlı Türkçesiyle anlatıyor:

“Annem tarif defterini Atina’da babamla kaldığımda yemek pişirebilmem için yazdı. Defter hangi esnaftan ne alacağıma, fiyatlarıyla kadar ince ayrıntısına kadar yazılmıştı”.

Lucien Arkas, annesinin yemek yapmaya pek meraklı olduğunu ve 70 yaşında Atina’da yemek okuluna kaydolduğunu anlatıyor.

“Annemlerin zamanında evlerde öyle aşçılar olmazdı. İş yemekleri dışarıda, restoranlarda olmaz misafirler eve davet edilirdi. İş yemeklerinde zengin sofralar kurulur, evin hanımı tüm hünerlerini gösterirdi. Misafire göre mönüler hazırlanır, gerekirse üç gün mutfaktan çıkılmazdı. Yemek kültürü evin yapı taşıdır”.

İtalyan, Fransız, Türk ve Rum mutfaklarının bir sentezi olan “Anneden Kızına” kitabının tariflerinde yemek adları genellikle Fransızca ve Smyrneika yani İzmir Rumcası.

Güven’in açıklamasına göre “Smyrneika” etnik kökenleri ve ana dilleri farklı olan Levanten ailelerinin kendi aralarında iletişim kurmalarını sağlayan, nesiller arasında sözlü aktarılan neşeli bir lisan.

Kitabın tariflerinin İzmirli şef Osman Sezener tarafından hazırlandığı Mattheys Köşkü’ndeki akşam yemeğinde Türkçe, Fransızca, İngilizce ile birlikte kulağıma çalınan İzmir Rumcası keşke yaşayabilse.

Bu arada kitapta yer alan tarifler, bir dönem İzmir’de yaşayan şimdi ise İstanbul’da Serenita adında yeni bir mekân açan şef Aylin Yazıcıoğlu tarafından günümüz ölçülerine göre uyarlanmış.

Yemek fotoğrafları Derya Turgut, sofra tasarımları Candan Varnalı’ya ait.

Proje koordrinatörü ise Arkas Kurumsal İletişim Direktörü Berna Kumaş Sipahi.

Yerebatan Sarnıcı’nda bir dünya prömiyeri

İBB tarafından restore edilerek yaklaşık 1 yıl önce ziyarete açılan Yerebatan Sarnıcı’nın sihirli atmosferinde dünya prömiyerini yapan ‘Kadınlar Yeterince Bekledi’ konserini dinledik geçenlerde.

Hüzünlü hikayeleri olan mitolojik ve gerçek kadın kahramanlara ithaf edilmiş. Yerebatan’ın bin beş yıllık sütunlarında yankılanan, zaman zaman tınıları kuyuya düşmüş ya da uçuruma yuvarlanmış kadınların çığlıklarını, yalvarmalarını andıran etkileyeceği bir eser… Üç kadın besteci Kate Moore, Aida Shirazi, Meriç Artaç’in bestelerini yaptığı, üç bölümden oluşan eseri soprano Katherine Dain seslendirdi.

Tümü kadınlardan oluşan Nemeth Quartet, klasik kemençe sanatçısı Elif Canfeza Gündüz, Hollandalı duduk sanatçısı Raphaela Danksagmüller ve kanun sanatçısı Esra Berkman Dain’e eşlik etti.

Eserin librettosunu halen Hırvatistan ve Almanya’da yaşayan yazar Ece Temelkuran şiirsel bir dille kaleme almış.

Aida Shirazi’nin Bizanslı başrahibe, besteci, şair Kaisa için bestesini birinci bölümde, Kate Moore’un gazeteci Suat Derviş, Meriç Artaç’ın ise Anadolu’nun mitolojik kahramanı Şahmeran için bestelerini ikinci ve üçüncü bölümde dinledik.

Ece Temelkuran’ın programda yer alan satırlarını buraya bırakıyorum.

“Sözlerini yazdığım bu 3 eserin ilk gösterimi İstanbul’da yapılıyor. Gidemiyorum. Çünkü ben de eserlerdeki üç kadın gibi bana sorulan “oyunu oynayacak mısın” sorusuna hep yanlış cevap verdim. Fakat belki de bizim gibi kadınları koruyan başka bir kadın tanrı var ve o kadın tanrı epey esprili. Çünkü eserlerin ikinci gösterimi Amsterdam yakınlarında bir ormanda ve benim 50. yaş günümde.

Belki de bütün yanlış cevapları veren kadınları koruyan bu kadın tanrı bana “Bu da senin hediyen” diyor. “Çünkü yeterince beklemiştin”. Yanlış cevap veren kadınlar bir şeye inanmalı değil mi?

Ani’ye sanal yolculuk

Türkiye’de bir kültürel miras alanı için ilk uygulama Anadolu Kültür tarafından hayata geçirildi.

Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ani kentinin, çok katmanlı tarihini tüm boyutlarıyla tanıtmak üzere hazırlanan sanal rehber niteliğindeki Ani Mobil uygulaması üç dilde…

Ani Arkeolojik Alanı’nın korunması için 10 yıldır çalışmalarına sürdüren Anadolu Kültür’ün bu projesi Portekiz merkezli Gülbenkyan Vakfı, ABD merkezli Dünya Anıtlar Fonu tarafından desteklendi.

Kültürel Mirası Koruma Derneği’nden İsmail Yavuz Özkaya, mimarlık tarihi uzmanı Armen Kazaryan, Norveç Kültürel Araştırma Enstitüsü eski direktörü Carsten Paludan-Müller destek veren isimler arasında.

App Store ve Google Play Store’dan ücretsiz indirilebilen uygulamada ne var?

Ani ve çevresine ait bilgiler, ‘tarihçe’, ‘mimari’, ‘sanat tarihi’ ve ‘koruma çalışmaları’ başlıkları altında veriliyor.

Farklı yapıların Ani içindeki konumlarını temel alarak dört farklı rota sunuyor.

Kullanıcılar tercih ettikleri yapıları seçerek kendi güzergâhlarını oluşturabiliyor.

Uygulamada ayrıca tarihi ve mimarı metinlerin daha rahat anlaşılması içir bir sözlük, ziyaret saatleri, ulaşım gibi pratik bilgiler de var.

Mahir Günşiray, Tilbe Saran, Görkem Yeltan’ın Türkçe, Dr. Elmon Hançer’in Ermenice, Christina Maranci, Veronica Kalas ve Robert Dulgarian’ın İngilizce seslendirmeleri uygulamayla yapılacak geziye ayrı bir boyut katıyor.

Uygulama için daha fazla bilgiye www.anadolukultur.org adresinden ulaşmak mümkün.

HAFTA