İnsanlar stres yaratan lidere ihtiyaç duymaz
Vizyoner liderliğin ‘Da Vinci’si olarak adlandırılan Dr. Oleg Konovalov, “Liderlikte, ‘SOS’ sinyali sadece gerçekten bir ihtiyaç olduğunda kullanılmalıdır. Bir lider her şeyden önce güven dağıtıcısıdır. İnsanlar streslerini besleyen liderlere ihtiyaç duymazlar” diyor.
Didem ERYAR ÜNLÜ
Çok ses getiren ‘Vizyonun Şifreleri‘ kitabının yazarı Dr. Oleg Konovalov, 5-6 Haziran’da ‘Değişimde Öncü Ol’ paneli için İstanbul’a geliyor. Öncesinde ünlü yazar, konuşmacı ve lider koçu ile küresel iş dünyasında karşılaşılan yeni zorluklar ve yeni yönetim modelleri ile ilgili konuştuk.
Günümüzün iş dünyasında, liderleri en çok zorlayan konular neler?
Kişisel veya iş hayatında, çoğunlukla insanların sorunlar hakkında konuştuğunu duyuyoruz. Büyük liderler ise çözümler hakkında konuşur. Sorunlar hakkında konuşmak sadece daha fazla sorun yaratır. Vizyoner liderlik koçluğu yapıyorum ve dünyanın dört bir yanından yüzlerce CEO, üst düzey yönetici ve iş sahibinin bu çalkantılı dönemde karşılaştıkları yaygın zorlukları şöyle sıralayabilirim.
Bu zorluklardan ilki cam tavanı aşmak. Cam tavan, genellikle kişisel kariyerle ilgili bir terim ve işletmeler açısından önemli bir zorluk. Gelişen pazarlarda, şirketin büyümesini sürekli kılmak zordur. İkincisi lider konumları kaybetmek. Bugünün başarısı, yarının başarısını garanti etmez. Başarı evrimsel olup, yeni bir zihniyetin sonucudur. Zihniyetlerini değiştirmeyenler kayıplarla karşı karşıya kalır. En büyük hata, işletmelerin paraya odaklanması ve değer yaratmaya odaklanmamasıdır. Ancak para anlam satın alamaz veya gerçek bir değeri yansıtmaz.
Çoklu kriz döneminde örgütsel değişim ve dönüşümü nasıl yönetmek gerekir?
Yöneticiler bugünden sorumludur, liderler ise gelecekten. Bir liderin en kritik rolü, insanları gelecekte nereye götüreceği ve birlikte yaratılan gelecekte ne kazanacakları konusunda net olmaktır. Hayat belirsizdir; gelecek daha da belirsizdir. Belirsiz gelecekteki kesin olan tek şey, güçlü ve net bir vizyondur. Liderlerin, bu belirsizlikte ekiplerini ilham ve bağlılıkla motive etmek için üç konuya odaklanmaları gerekir. Birincisi, insanlara yol haritası sunun. Eğer, nereye gideceğimizi bilmiyorsak, özgür değiliz demektir. Oysa, hedeflerin net olması özgürlük sağlar. Karar vermek için özgür olmak, özgür kalmak için de karar vermek gereklidir. İkincisi, insanları vizyonunuzun bir parçası yapın. Vizyon, çabanın neden ve nereye odaklanması gerektiğini tanımlar ve açıklar. Bu nedenle lider, vizyonu etkili bir şekilde iletişim kurarak diğerlerine ilham vermelidir. Üçüncü unsur ise güvendir. Vizyoner bir lider, değer katarak ve vaatlerini yerine getirerek güvenilirlik kazanır. İyi niyetli insanlar söz verir, ancak iyi karakterli gerçek liderler bunları tutar.
Başarılı liderlerin temel nitelikleri nelerdir?
Gerçek liderler, insanları geleceğe nasıl yönlendirecekleri konusunda sorumluluk üstlenirler. Zaman içinde başarılı kalmak, sürekli bir zihniyet yenilemesini gerektirir. Şimdi ve gelecek doğrudan bağlantılıdır. Şu anda yaptığımız her şey gelecekte yankılanır. İnsanları bugüne yönlendirmek için liderlere ihtiyacımız yok, geleceğe yönlendirmek için liderlere ihtiyacımız var. Başarı her zaman kasıtlı değişimin sonucudur. Gerçek liderler şansa güvenmez, değişimin hızını ve yönünü tanımlarlar. Ancak, bugünün liderlerinin birçoğu, ‘kasıtlı’ liderlik uygulamalarına rağmen şansa güveniyor ve sadece olup bitenlere tepki veriyor. İşletmeler de hızlı değişen gerçekliğe ayak uyduramadıkları için yok oluyor. Onlar değişimin mağdurlarıdır, sürücüleri değil. Ancak liderlerin rolü, işletmeyi ve insanları bu zor sularda yönlendirmeye yardımcı olmaktır. Gerçek liderlik, başkalarının tam potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olmaktır. Bunu yapan bir lider de şirketi büyütür. İnsanları, vizyon ve stratejiyi bağlama yeteneği, gerçek liderlik zihniyetinin göstergesidir. Gelecekteki başarı, geleceğe odaklı düşünce ile tanımlanır. Gerçek liderlik, her şeyden önce, bugünün iş sorunlarını çözmek için değişim yaparak değil, daha çok bugünün ve yarının sorunlarını etkili bir şekilde çözmek için daha büyük bir vizyon geliştirmekle ilgilidir.
Kariyerinizden unutulmaz bir liderlik dersi veya deneyimi paylaşabilir misiniz?
Yıllar önce, Kuzey Atlantik'teki trol teknelerinde mühendis olarak çalışıyordum ve Charlie Newcombe adında inanılmaz bir kaptanla kısa bir yolculuk yaptım. Bir sohbet sırasında konu SOS sinyalleri gönderen gemilere geldi. Kurtarılma Çağrısı (SOS), kayıp riskinin yüksek olduğu durumlarda kullanılan uluslararası bir yardım sinyalidir. Her geminin bir SOS düğmesi bulunur. Burada Charlie şüpheci bir ifadeyle bana dönüp şunu söyledi: ‘Kurtarmanın, kurtaran için bir ödül olduğunu biliyor musun? Gerçek risk olmadan gönderilen birçok SOS sinyali vakası var. Kaptanlar hiçbir şey yapmadan pes ediyorlar. Oysa iyi bir kaptan için ‘SOS’ sinyali bir yardım değil, eylem sinyali olmalı. Kırmızı düğmeye basmadan önce, SOS sinyalini, 'Bat Ya Da Yüz' olarak düşün. Bu, sizin ve mürettebatınızın bir çözüm bulmak için neler yapabileceğini ortaya koyar. Yardım beklemek veya harekete geçmek sizin kararınız.” Kaptan Charlie’nin sözlerinden şunu anladım: Kırmızı düğmeye basmadan önce düşünün. Gerçekten sıkıntı içinde misiniz yoksa panikle düşüncesizce mi davranıyorsunuz? Bunu sakin bir şekilde analiz ettiğimde, bu sıkıntının işimin değil, benim olduğunu fark ettim. Felaket için her zaman bir çözüm vardır. Ne tür bir yardıma ihtiyacım olduğunu bildiğimde her zaman yardım etmeye hazır biri vardır. İhtiyacım olmadan sadece çığlık atarsam insanlar yardım edemez. Liderlikte, 'SOS' sinyali sadece gerçekten bir ihtiyaç olduğunda kullanılmalıdır. Bir lider her şeyden önce güven dağıtıcısıdır. İnsanlar kendilerini geliştirmek için onlara ihtiyaç duyarlar. İnsanlar streslerini besleyen liderlere ihtiyaç duymazlar.