Hüseyın Şeynova: Sadece baba-oğul değil ayrıca arkadaşız
1977’de kurduğu Efor markasının yönetimini oğlu Gökmen Şeynova’yla paylaşmaya başlayan Hüseyin Şeynova, “Gökmen 5 senedir volümü artırarak iş yükünü üzerimizden almaya başladı. Finanstan tasarıma her sürece hakim” diyor.
ÖZGE YAVUZ
Aile şirketlerindeki en büyük problemlerden biri, çoğu zaman kurucunun tohumlarını attığı işi yıllar sonra ikinci ya da üçüncü kuşağın devralmaya gönüllü olmamasıdır. Büyük özveriyle kurulan ve belli bir noktaya getirilen iş, yönetim problemlerinden dolayı yürüyemez olur. Neyse ki, erkek hazır giyimin öncü markalarından Efor’da bu konuda güzel bir süreç işliyor. 1977’de kurulan, önce toptan sonra perakendeyle büyüyen Efor’da yönetimi büyük ölçüde oğlu Gökmen’e devretmeye başlayan Hüseyin Şeynova’nın bu konuda keyfi yerinde. Üniversite eğitimini ABD’de işletme ve pazarlama üzerine tamamlayan, yurt dışında perakende deneyimi kazanan Gökmen Şeynova, son 5 yıldır Efor’da özellikle finans başta olmak üzere tasarımdan stok yönetimine kadar her konuda uzmanlaşmış durumda. Hüseyin Şeynova ile aile şirketindeki baba-oğul profilini konuştuk…
Kısaca Efor’u anlatır mısınız?
Efor, 1977’de kuruldu. Eski eşim Ergül Şeynova ile halen beraber çalışıyoruz. Önce toptan olarak başladık, daha sonra perakendeciliğe girdik. Şu anda 30 mağazamız var. Türkiye perakende pazarında erkek giyimde 37-38 marka var. Tabii herkes pazar payını artırmaya çalışıyor. Kendimizi bu yarışta ayrı konumlandırıyoruz. Niş bir markayız. Değişik ürünler değişik kalıplar uygulayarak müşteri kazanıyoruz.
Oğlunuz Gökmen Şeynova, şirkette hangi görevde?
Gökmen, 40 yaşında. Ağırlıklı olarak şirketi yönetiyor şu an. Birçok işi o yapıyor. Unvanı Yönetim Kurulu Üyesi. Ama epey bir yükü var. Ben Yönetim Kurulu Başkanı’yım, Ergül Şeynova da Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı. Gökmen liseye kadar Türkiye’deydi. Üniversiteyi Florida’da okudu. Orayı bitirdikten sonra Florida ve New York’ta bizim işimizi toptan olarak yaptı. İşletme-marketing okudu. New York’ta Efor mağazası açtık. 5 sene kadar o mağazayı çalıştırdı. Fuarlara katıldı, mağazacılık deneyimi yaşadı. Ürünlerimizi ABD’nin ünlü zincirlerine sattı. Sonra bizim yaşımız ilerlediği için onun dönmesini istedik. Hemen işe başladı.
Kaç yılında döndü?
2018’de döndü. Önce yönetim kurulunda görev aldı, sonra yavaş yavaş işleri paylaşmaya başladık. Bizde şöyle bir şey var; Ergül Hanım’la benim odam yan yana, kapılarımız açık, hep aynı odalarda çalışırız, her şeye birlikte karar veririz, ürün yönetiminden finansa kadar… Evde de iş konuşuruz. Gökmen 5 senedir volümü artırarak iş yükünü üzerimizden daha fazla almaya başladı.
Oğlunuz gelecek dönemde işi tek başına yürütebilir mi, kendisine güveniyor musunuz?
Yarın bir gün bir hastalığımız olsa ya da yaşlanıyoruz, kendisi şirketi yönetebilir. Tüm süreçlere hakim, güveniyorum. Kızım da var, o da gelse şirkete, bu işin acemisi olmaz. Çünkü bizim evimizde yıllarca iş konuşuldu. Dolayısıyla çocuklar da bizim kadar işe hakim.
Oğlunuza iş yerinde patron gibi mi davranıyorsunuz, baba gibi mi?
Ben çok genç yaşta baba olduğum için onunla hem baba oğul hem de arkadaş gibiyiz. Gökmen örf ve adetlerine bağlıdır. ABD’den de öyle döndü.
Gökmen Şeynova, işinden memnun mu?
Memnun. Zaten bizim işimizi sevmeden kimse yapamaz. Sevmeden birçok işi yapabilirsiniz ama bir moda markası olamazsınız.
Peki, kendisinin gelecek vizyonu nedir?
Bildiğiniz gibi Türkiye’de bizim alanımızda birçok markanın 100’ün üzerinde mağazası var. Biz çok mağazamız olsun istemiyoruz. Daha az sayıda şubeyle daha nokta atışı ürünler yapıp niş bir marka olmayı sürdürmek istiyoruz. Finansal yapıyı iyi götürmek Gökmen’in en büyük hedefi. Onu da gayet iyi yapıyor, hatta bu konuda bizden bile iyi… Bizde hem üretim var, hem de fason yaptırıyoruz. Bu kolay iş değil, çok detaylı bir iştir. Hem seçtiğiniz mallarda, renklerde hem stoklarda, son derece kontrollü gitmek gerekiyor. Eskiden bizim gençliğimizde mal ucuzdu, şimdi ürün çok pahalı. Dolayısıyla stoklarınızı çok iyi yönetmeniz gerekiyor.
“ÇOCUKLARINIZI YURT DIŞINA GÖNDERMEYE ÇEKİNMEYİN”
Hüseyin Şeynova, oğluna ABD’de eğitim almasının çok şey kattığını düşünüyor. Gökmen Şeynova’nın orada farklı bakış açılarına sahip olduğunu söyleyen Hüseyin Şeynova, “Ailelere tavsiye edebileceğim en önemli şey yurt dışı tavsiyesidir. Çocukların dünya görüşleri değişiyor, çok farklı ortamlar. Birçok aile korkuyor yurt dışına çocuğunu göndermekten. Hiç korkmasınlar. Benim babamın söylediği bir laf vardır, armut dibine düşer diye. Çocuğunuza güveniyorsanız, korkmadan göndereceksiniz. Ben de korkmadan gönderdim. Hiç de gözüm arkada değildi.”