‘’Hiçbir zaman kendimi kontrol edemedim!’’

Kortlarda fırtına gibi esen, kaybettiğinde raketleri parçalayan, ‘süper yaramaz’ lakaplı Eurosport yorumcusu ile konuştuk. Avustralya Açık’tan başlayan sohbetimiz, sosyal medyaya hatta meşhur çıkışlarına uzandı!

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
‘’Hiçbir zaman kendimi kontrol edemedim!’’

Aslı Barış 

Carlos Alcaras’ın son dönemdeki performansıyla başlayalım. Olimpiyatlar ve geçtiğimiz hafta Avustralya’da yaşadığı kayıplar üzerine ne düşünüyorsunuz? Bu deneyimlerden nasıl bir ders çıkarabilir?

Bence her şeyden önce, bir noktada onun taş gibi sağlam olduğunu göreceğiz. Maçın başında biraz tereddütlü görünüyordu, sanki kasık bölgesinde bir sorun vardı. Bu da başa çıkması gereken bir durumdu. Fiziksel olarak rakibin durumunu kestirmenin zor olduğu maçlar her zaman zordur. Carlos ilk seti kazandı ve muhtemelen, "Belki rakibim maçı bırakabilir," diye düşünüyordu. Ama söz konusu Djokovic olduğunda işler öyle kolay olmuyor. O bu tür durumlarla daha önce defalarca karşılaştı ve nasıl başa çıkacağını çok iyi biliyor.

Djokovic ile ilgili çıkışınız da sosyal medyada çok konuşuldu…

Sosyal medyada ne konuşuldu ne konuşulmadı bilmiyorum çünkü sosyal medyada yokum. Novak’ın bir şekilde oyunu kontrol altına alması etkileyiciydi. Carlos’un böyle bir durumda yaşadığı hayal kırıklığını anlayabiliyorum, çünkü bir oyuncu olarak bu gerçekten sinir bozucu bir durum. Seyircinin Djokovic’i desteklemesi de bir başka etkendi. Carlos böyle bir atmosferde oynamaya pek alışık değil, bu da işleri zorlaştırdı. Ancak bu, onun için değerli bir ders oldu. Harika bir çocuk ve bu tür deneyimlerden öğrenecektir. Ama bu onun için zorlu bir deneyimdi.

Jannik Sinner’a gelelim. Yeni bir koç arayışında ve adaylar arasında sizin de adınız geçiyor. Koçluk yapmayı düşünür müsünüz?

Koçluk tam zamanlı bir iş ve dürüst olmak gerekirse, bu tür bir bağlılığa hazır değilim. Jannik gibi bir oyuncuyla çalışmak harika olurdu. O, zaten yetenekli bir oyuncu ve neredeyse herkesi yenebilecek seviyede. Ancak 35-40 hafta boyunca seyahat edip ailesinden uzak kalmak zorunda olan koçların ne kadar zorlandığını görüyorum. Bu nedenle şimdilik tam zamanlı koçluk yapmayı planlamıyorum. Koçluk meselesinde de biraz zaman tanınması gerektiğini düşünüyorum. Uzun vadede takımına doğru kişiyi bulacaklardır.

Hakkında çıkan doping iddiaları hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Yannick’in doping iddialarına rağmen iyi bir şekilde odaklanabilmesi oldukça etkileyici. ABD Açık’tan bu yana bu konuların onun üzerinde büyük bir etkisi olmadı. Sıcak havada oynadığı önceki maçlarda hasta görünüyordu ve hatta zatürre olabileceği konuşuluyordu. Buna rağmen rakiplerini tamamen domine etti ve şu an harika bir durumda görünüyor.

Kariyerinizdeki en büyük rakibiniz ve yakın arkadaşınız Björn Borg’un anılarını yayımlayacak bu yıl. Okuyacak mısınız? Ayrıca kitabı eşinin yazmasına izin verme kararı hakkında ne düşünüyorsunuz? Siz de birkaç kitap yazdınız. Yakın birisiyle birlikte yazmanın bir sakıncası olduğunu düşünüyor musunuz?

Bu kitabı okumayı kesinlikle dört gözle bekliyorum. Ben eşime yazdırmadım ama… Çünkü sonuçta mesele onun hikayesi, eşinin nasıl bir bakış açısıyla aktaracağı belli değil. Belki o süreçler hakkında farklı düşünüyordur. Eşinin yazarlık konusunda ne kadar deneyimi olduğunu bilmiyorum ama Björn’ü sevdiğini ve onun hikâyesini en iyi şekilde anlatmaya çalışacağını düşünüyorum. Umarım bu süreç, Björn’ün anlatmak istediği hikâyeyi yansıtır, yalnızca eşinin yorumlarını değil. Kitapta neler yer alacak, bunu görmek ilginç olacak.

Kitapta sizin hakkınızda yazılacak şeyler konusunda endişeli misiniz?

Hiç endişeli değilim. İyi, kötü ya da çirkin, ne yazacaksa yazabilir. O benim en iyi arkadaşlarımdan biri. Onu sık sık görmüyorum ama ona büyük bir sevgi duyuyorum. Umarım beni tamamen bir aptal olarak göstermez! (Gülerek)

Sizi siz yapan şeylerden biri korttaki ikonik öfke patlamalarınızdı. Günümüzde tenis oyuncuları daha kontrollü görünüyor, belki sosyal medyanın etkisiyle daha fazla PR odaklılar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? 

Bu kesinlikle çok farklı bir dönem. Oyuncular sosyal medyanın ve insanların kendileri hakkında düşündüklerinin çok daha fazla farkında. Bu durum insanı çıldırtabilir. Bu yüzden sosyal medyada değilim; muhtemelen başımı belaya sokardım. Sosyal medyada olmamam herkesin hayrına! Ama diğer oyuncular için bu ciddi bir mesele. Sosyal medyada yapılan pek çok yorum doğru değil. Umarım oyuncular, kortta yaptıklarının en önemli şey olduğunu fark ederler. Mesela, Kyrgios bunun mükemmel bir örneği. İnanılmaz yetenekli bir oyuncu, kort dışında oldukça iyi biri ve onunla aram iyi. Ama kortta zaman zaman kendini gösteremiyor. Sosyal medyada bir varlık olmayı, en iyi tenisçi olmanın önüne koyuyor gibi görünüyor. Bu onun baş etme yöntemi olabilir ama tenis için bu bir kayıp.Tüm sporcuların başarısızlık korkusu vardır ve Kyrgios da bu konuda zorlanıyor. Bazı oyuncular ise kendilerini tamamen kontrol altında tutuyor ve duygularını göstermiyor. Bu çok zor bir şey. Ben bu konuda konuşacak son kişiyim çünkü hiçbir zaman kendimi kontrol edemedim! Ancak mikrofonların eskiden olduğu gibi sesleri yakalayamaması iyi bir şey, o dönemlerde başım belaya girerdi. (Gülüyor)

Günümüzde favori bir oyuncunuz var mı? 

Favori oyuncum Alcaraz, çünkü her şeyi yapabiliyor. Bu, diğer oyuncuların da oyunlarını geliştirmelerine katkı sağlıyor. Örneğin, Jannik Sinner, Alcaraz ile olan rekabetinden çok şey öğrendi ve oyununa farklı bir boyut kazandırdı. Djokovic ise hâlâ “GOAT” (dünyanın en iyisi) olarak tüm oyuncuları zorluyor ve onları daha iyi hale getiriyor. Bu da oyunun seviyesi açısından harika bir durum. Taylor Fritz’e de bayılıyorum. Şu an dünya sıralamasında ilk 10’da ve bir Amerikalı olarak büyük bir turnuva kazanma şansı en yüksek oyuncu. Harika bir kişiliği var ve Amerika için büyük bir değer. Yarı finaller gerçekten çok iyi eşleşmeler. Umarım bu kaliteli maçlar devam eder.

CİDDİ OLAMAZSINIZ!

McEnroe, özellikle hızlı refleksleri, üstün vole yetenekleri ve yaratıcı oyun stiliyle tanınır. Sert ve saldırgan bir oyun tarzına sahiptir. Kaybettiğinde raketini parçalamasıyla, kortta hakemlerle sık sık tartışmasıyla ve ünlü “You cannot be serious!” (Ciddi olamazsınız!) çıkışıyla da bilinir. Bu davranışları nedeniyle hem eleştirilmiş hem de büyük bir hayran kitlesi kazanmıştır.

 

 

 

 

 

HAFTA