Hayata mobil ile b‘ağ’lı kuşak

Çoğu zaman sayılar pek çok şey anlatır bize. Bazen sayfalarca yazmaya ya da saatlerce konuşmaya bedeldir rakamlar. Bu hafta da sayıların dili ile konuştuk. Bakalım sayılar neler söylüyor?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Hayata mobil ile b‘ağ’lı kuşak

SAYILARIN DİLİ - GÜLSEREN ÜST POLAT

Yedikleri, içtikleri, sevdikleri, sevmedikleri… Çözülmesi gereken bir bilmece misali, onlarla ilgili araştırılmayan detay kalmadı neredeyse. Beklenti ve tercihleriyle diğer kuşaklardan ayrışan Z kuşağından söz ediyoruz. Bu kuşağın maaş odaklı bir kariyer planı yerine esnek çalışma saatleriyle, teknolojik olanakların üst seviyede olduğu iş yerlerini tercih etiklerini bilmeyen yoktur. Tüm hayat görüşlerini neredeyse teknolojiye göre oluşturan bu kuşağın günde 8 saatten fazla online olması ya da Y kuşağına göre mobil cihazlardan 2 kat daha fazla alıveriş yapması da şaşırtmayacaktır sizi. Dell Teknolojileri tarafından yapılan bir araştırma Z kuşağı üyelerinin %91’inin iş seçerken teknoloji odaklı düşündüğünü ortaya koyuyor. Hubspot araştırması ‘%74’ü boş zamanlarını online ortamda geçiriyor’ diyor. Hayata ‘mobil bağlı’ olan Z kuşağının en önem verdiği konulardan biri de doğal olarak hız tabii ki… Bakın IBM araştırması, ‘%62’si yüklenmesi çok yavaş olan bir uygulama veya web sitesini bir daha tercih etmiyor’ diyor. Markalar, işverenler… Araştırmaya, değişmeye, dönüşmeye devam… Yoksa bu kuşak sizi bitirir!


YÜZDE 1’DEN AZ

UN Women ve UNDP, kadınlar ve kız çocuklarının insani gelişmesinde kaydedilen ilerlemenin kapsamlı resmini çizen yeni bir rapor yayınladı. Tabii tablo parlak değil. Rapora göre kadınlar ve kız çocuklarının %1’inden azı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı ülkelerde yaşıyor. Kadınların Güçlenmesi Endeksine göre, dünya genelinde kadınlar ortalama olarak tam potansiyellerinin yalnızca %60’ını gerçekleştirebiliyor. Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksine göre ise temel insani gelişme boyutlarında kadınlar erkeklerin elde ettiğinin %72’sini başarıyor. Bu da %28’lik bir cinsiyet eşitsizliği anlamına geliyor ki bu güçlenme açıkları ve eşitsizlikler yalnız kadınların ilerlemesine değil, aynı zamanda insanlığın ilerlemesine de zarar veriyor.


28 MİLYON TON

Doğanın insan eliyle yavaş yavaş yok edilişini ve atmosferde yarattığımız tahribatı gözler önüne seren bir çalışma geldi Greenpeace’den. İngiltere özelindeki bu inceleme, hükümet politikalarının dünyanın geleceğini için ne kadar önemli olduğunu gösterir nitelikte. Çalışma, Birleşik Krallık hükümetinin son iki yılda Kuzey Denizi için onayladığı yeni petrol ve gaz lisanslarının, yaklaşık 14 milyon arabanın yıllık emisyonları veya Danimarka'nın tüm yıllık emisyonları kadar karbondioksit üreteceğini gösteriyor. Kamu kaynaklarından alınan verilerden yapılan analizlere göre, söz konusu potansiyel lisansların da verilmesi durumunda, sahaların kullanım ömrü boyunca yaklaşık 28 milyon ton karbondioksit olan bu miktar sekiz kattan fazla artacak.

YÜZDE 31

Tüketicilerin cep telefonu alma tercihlerine dair olarak Sia Insight tarafından yapılan bir çalışmayla kapatalım haftayı. Malum; Ticaret Bakanlığı tarafından lisans verilmiş yenileme merkezleri 2020’den bu yana özel tanımlı bir kanuni altyapıda hizmet veriyor. Araştırma da bu yenilenmiş telefonlarla ilgili. Çalışma diyor ki: Yenilenmiş telefonun ne olduğunu öğrenen tüketicilerin %31’i alışverişlerini bu yönde yapabileceklerini ifade ediyor. Aralık 2022’de bu oran %17 seviyesindeydi. Yenilenmiş telefon almayı düşünen tüketicilerin %60’a yakını ise ‘boşuna daha fazla para ödememek için’, yarısı ‘sıfır telefonla yenilenmiş telefon arasında fark görmediği’, yüzde 28’i ise ‘elindeki parayla daha iyi marka/modelde telefon’ alabilmek için tercihini bu yönde kullanıyor. Zaten cep telefonu fiyatları da insanlara neredeyse başka seçenek bırakmıyor!..

HAFTA