Güç, bu sergide olsun!
“Uzun zaman önce, çok çok uzak bir galakside…” Bu cümleler sizi heyecanlandırıyorsa, ilginizi çekecek bir haberimiz var. Star Wars, 600 parçadan oluşan özel koleksiyonuyla olağanüstü evrenini İstanbul’a taşıdı. Etkinliğin adresi İstanbul Sinema Müzesi ve Atlas Sineması Genel Müdürü Ceyhun Tuzcu ile bu ev sahipliğini konuştuk.
Helin KAYA
Bu günlerde yeni bir heyecanınız var… Geniş kapsamlı bir Star Wars koleksiyonuna ev sahipliği yapılacak. Koleksiyonun İstanbul’a gelme süreci nasıl gerçekleşti?
Geçen sene ikna süreci bir buçuk yıl süren Stanley Kubrick Sergisi Türkiye’ye gelme fikri hiç yokken bunu başarmamız bizi çok gururlandırmasının yanında bir o kadar da yordu. Bu defa gerçekleştirdiğimiz Stanley Kubrick sergisi ve diğer önceki sergileri referans olarak kullanıp sergi sahibi olan Las Vegas merkezli şirketi ve koleksiyonerleri ikna etmemiz kısa sürdü. Çoğunluğu Avrupalı koleksiyonerlerden oluşan serginin hazırlığı ve yolculuğu İstanbul Sinema Müzesi’ne başlamış oldu.
Star Wars oldukça geniş bir kitleye sahip. Bu nedenle hayranların sergiye yoğun bir ilgi göstereceğini ve beklentinin yüksek olacağını düşünüyorum. Hazırlık aşamanız ne yönde ilerledi?
Serginin duyurusunu basın ve sosyal medya ile yapmadan önce kulaktan kulağa bir iletişim süreci başlattık. Burada asıl amacımız ‘Fanlar tarafından Fanlar için’ yapılmış bu sergide bir ilki yaparak az da olsa Türk koleksiyonerlere de yer vermekti. Bunu da başardık. Ancak şunu da rahatlıkla söyleyebilirim ki bizimkilerin sahip olduğu koleksiyon birçok yabancı eser sahibini kıskandıracak seviyede.
Serginin Star Wars hayranlarının koleksiyonlarından oluştuğundan bahsettiniz. Serinin bu kadar ilgili bir kitleye sahip olması popüler kültür ve sinema tarihi açısından neden önemli?
Star Wars serisi hikaye anlatıcılığında ‘aşina sürprizlerle’ bezenmiş oyun ve konu çeşitliliği barındırıyor. İsa hikâyesinden, Kartacalı Hannibal’in Roma’ya yürümesine veya kollektif bilinç dışına göndermelerde bulunmasına kadar bizleri bekleyen sürprizler konusunda fikrimizin olmasına işaret ediyor. Kısaca bizde yer etmiş iyi ile kötünün nesilden nesle aktarılmasıyla veya kadim olanla geleceğe dair olanı birleştiriyor olması seriyi tek kelimeyle müthiş kılıyor. ‘İyi’ olanların katı kurallarının olması veya ‘kötülerin’ baştan çıkartıcı serbestliği… İki tarafın da güçlü ve ölesiye savaşıyor olması filmleri bilinen en eski savaşın anlatısı olarak da okunmasını sağlıyor. Seri kısaca salt iyiliği savunmadan iyi ve kötü arasında bir dengeyi işaret ediyor.
Peki, katılımcılar Star Wars evrenine nasıl bir kapı aralayacak?
Sergiyi 3 ana bölüme ayırdık; immersiv alanlarda gerçek ölçüde figürler ve senografik diye tabir ettiğimiz serinin unutulmaz sahnelerini 3 duyuya hitap edecek şekilde görselleştirildik.
Diaromalar ile Star Wars evreninin küçük boyutlara sığdırarak ‘büyük resmin’ anlatılmasını kolaylaştırdığımız bölümler ve koleksiyonerlerin belirli bir alanda sakladıkları veya ilgi alanına göre topladıkları objeler (artifektler) ışın kılıçları, kasklar, kostümler, maketlerden oluşuyor. Ancak koleksiyonun heyecanlı boyutuna örnek vermek gerekirse filmlerin çekildiği sahnelerden hatıra parçalara sergide rastlıyor olmamız.
İstanbul Sinema Müzesi son yıllarda Beyoğlu ile buluşan önemli kültür noktalarından bir tanesi. Bize müzenin serüveninden bahseder misiniz?
Yaklaşık 200 yıllık tarihiyle Köçeyan Konağı, 2 yıl süren tadilat sürecinden sonra İstanbul Sinema Müzesi’ne dönüştürüldü. Bugün İstanbul Sinema Müzesi, ‘müzeler binalarıyla anılır’ konseptinin en iyi örneklerinden birini oluşturuyor. Sultan Abdülaziz’in sık ziyaretleri dolayısıyla memnuniyetini dile getirmek için Fransa’dan getirttiği ve Musée d’Orsay’de eserleri bulunan ressam Hippolyte Berteaux’nun yaptığı tavan freskleri nefes kesici boyutta. Alçı rölyefler, mermer şömineler, marküteri parkeler, Rönesans dönemi mimarlarından Sangallo’nun bir örnek mimarisi ve dev sütunlarıyla anıtsal girişi Atlas Pasajını unutulmaz boyutlara taşıyor. Sadece sinema tarihine adanmış müze, Yeşilçam sinemasının onurlandırıldığı ve dijital alt yapıyla unutulmaz deneyim sunan 1. Katı, dünya sinema tarihine ışık tutan 2. katıyla İstanbul Sinema Müzesi, 3 koleksiyoner ve 2 enstitü ile oluşturulmuş 130 parçalık eserleriyle dünyanın en iyi ilk 3 sinema müzesi arasında yer alıyor.
‘’Serinin unutulmaz sahnelerini 3 duyuya hitap edecek şekilde görselleştirildik. Star Wars evreninin küçük boyutlarasığdırarak ‘büyük resmin’ anlatılmasını kolaylaştırdık ‘’ —CEYHUN TUZCU