Gökyüzünde dans eden bir yıldız…

Dönüşü muhteşem oldu: Tokyo Olimpiyatları’ndan ruh sağlığını korumak için çekilen yaşayan efsane Simone Biles, Paris Olimpiyat Olimpiyatları’nda art arda sıraladığı madalyalarıyla ışıldıyor. Akıllardaki soru: 27 yaşındaki cimnastikçi için sırada ne var?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Gökyüzünde dans eden bir yıldız…

Aslı Barış

Sinema tarihimizden unutulmaz bir sahne… 1978 yapımı ‘Neşeli Günler’ filminin Ziya’sı Şener Şen, vapurda jilet satmaya çalışırken şu cümleleri sarf eder: “İngiltere kralı, rahmetli Başkan Kennedy, Taçsız kral Pele, Beckenbauer, kaleci Maier, Nadia Comaneci, ‘Biricik’ Bardot, Fenerbahçeli Cemil… Hepsi şöhretlerini bu bıçağa borçlular!” 

Şöhretini ‘malum’ bıçağa borçlu olan isimlerden biri, yirminci yüzyılın en büyük atletlerinden, gelmiş geçmiş en iyi cimnastikçilerden biri olan Nadia Comăneci... Kuşkusuz bu film günümüzde çekilseydi, listede Comăneci yerine Simone Biles yer alacaktı.

Zira, jimnastik dünyasının yeni süperstarı Simone Biles, Paris Olimpiyat Oyunları’nda gösterdiği başarılarla destan yazmaya devam ediyor.

Hakkında filmler çekildi, kitaplar yazıldı. O, kontrolü eşsiz, jimnastiğin sınırlarını yeniden tanımlayan kendi adının verildiği atlayışlarıyla dünya ve olimpiyat tarihinde en çok madalyaya sahip cimnastikçi...  Paris’te takım birinciliği ile kazandığı madalya ile olimpiyatlardaki beşinci altın madalyasını elde etti. Bu hafta itibariyle 27 yaşındaki sporcunun 5 altın, 1 gümüş ve 2 bronz olmak üzere toplamda 8 olimpiyat madalyası bulunuyor. Yeni madalyalar da muhtemelen yolda.

Biles’ın bu kadar ilgi çekmesinin nedeni, belki de sadece havada uçarcasına yaptığı hamlelerle elde ettiği başarıları değil, zorlukların üstesinden gelme stili… 

Yaşayan efsanenin başarı yolu, gerçek anlamda dikenlerle kaplıydı… ABD'nin Ohio eyaletindeki Columbus kentinde 14 Mart 1997 tarihinde dünyaya geldi. Annesi Shannon bir uyuşturucu bağımlısıydı,  Simone ve 3 kardeşinin gereksinimlerini karşılayamıyordu.  Doğumlarının ardından hepsini koruyucu ailelere verdi. Beş yaşında, Biles ve küçük kız kardeşi Adria, anneanneleri Ron ve eşi Nellie tarafından resmen evlat edinildi; onları Spring, Teksas'ta, Houston'ın banliyösünde, Biles’ın hala “evim” dediği yerde iki erkek çocuklarıyla birlikte büyüttüler. İki büyük kardeşi Ashley ve Tevin ise  Ron’un kız kardeşi Harriet tarafından evlat edinildi.

Cimnastiğe olan yeteneği 6 yaşındayken Bannon’s Gymnastix adlı spor tesisine yapılan ziyaret sırasında, antrenör Aimee Boorman tarafından keşfedildi.  Simone, kendi deyimiyle “ailesinin başının etini yiyerek” bu spora başladı.  Vanity Fair dergisine verdiği söyleşide o günleri şöyle anlatıyor. “Dürüst olmak gerekirse, bu yaş jimnastik için bu biraz geçti… Çoğu insan yürüyebildikleri anda bu alanda çalışmaya başlar. Ben gerçekten yetenekliydim ama bu gecikme nedeniyle sahip olduğum her şey için aşırı çalışmak zorunda kaldım. Üstelik jimnastik, oldukça pahalı bir spor. Ailemin hayallerime ayıracak bütçesi olduğundan dolayı şükran duymalıydım, bu da motivasyonumu arttırdı…” Aimee Boorman, 11 yıl boyunca yıldızın antenörü olmayı sürdürdü.

Hikayemi anlatmaktan korkmuyorum

Ulusal ölçekteki şampiyonalara 2011 yılında katılmaya başlayan Simone Biles, bir yıl sonra milli takıma seçildi. İlk çıktığı yarışlarda çok hata yapan ve başarılı dereceler elde edemeyen Biles, milli takımın tecrübeli isimleri olimpiyat şampiyonu Kyla Ross ve Elizabeth Price'in sakatlıklarının ardından ana kadroya girebildi.. Kısa sürede kariyerinde yükselişe geçti;  milli takımda ilk altın madalyasını 2013 yılında henüz 16 yaşındayken elde etti. Sonrasında katıldığı neredeyse her şampiyonadan madalyayla döndü.

Hikaye bu noktaya kadar ‘bildiğimiz’ zorlukları aşan genç ve başarılı sporcu hikayesi… Ama bu noktada pembe tablo kararıyor.

Öyle ki Biles, bu kez ABD'nin sağlık sektöründe son yıllarda yaşanan en büyük skandallardan birisinin mağduru oldu.

1998-2015 yılları arasında küçük yaşlardaki 250'nin üzerindeki çocuğa tedavi sırasında cinsel tavizde bulunduğu gerekçesiyle ömür boyu hapis cezası alan ABD Cimnastik Takımı'nın eski doktoru Larry Nassar'ın mağdur ettiği isimler arasındaydı Biles… Mahkemede verdiği ifade şöyleydi: “O zamanlar kimse bize cinsel tacizin ne olduğunu söylememişti. Larry tedavi etmek amacıyla farklı noktalarımıza dokunduğunda ona ‘Bu gerçekten tedavi mi?’ diye sormuştum. O da ‘Evet, kaslarını bu şekilde daha da gevşeteceğiz’ diye cevap vermişti. Bu spora çok küçük yaşta başladık, çoğumuz okula gitmedi. O yaşlarda kimseye söyleyemediğim için takımdaki arkadaşlarıma bunun taciz olup olmadığını soruyordum. Bir arkadaşım ‘Hayır, sanmıyorum’ demişti. Kimse buna ihtimal vermiyordu ama gerçek apaçık ortadaydı. O zamanlar hiçbir şey yapmak istemiyordum. Yalnızca uyumak iyi geliyordu. Uyumak, ölmüş olmaya en yakın şeydi benim için. Hiçbir şey hissetmemek istiyordum.”

Konu hakkında o dönem sosyal medyadan yaptığı açıklamada, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Hikayemi anlatmaktan korkmuyorum. Bu sporu çok seviyorum ve hiçbir zaman pes etmeyeceğim. Bir adamın ya da ona imkan sağlayanların benim sevgimi ve neşemi çalmasına izin vermeyeceğim."

Kendime güvenim kalmadı

Çalışmaya ve ışıldamaya devam etti: Rio 2016 Olimpiyat Oyunlarında, tonoz, takım, taban egzersizi ve bireysel dört altın madalya ve denge demetinde bronz madalya kazandı. ABD cimnastik tarihinin en başarılı sporcusu unvanına henüz 19 yaşındayken ulaştı; 1996’dan beri Olimpiyat ve Dünya Şampiyonası madalya sayısında birinci isim olan Shannon Miller’in rekorunu kırdı.

Ancak yaşadığı karanlık günler, bir şekilde ruhunun derinliklerinden sızdı ve kendi deyimiyle “neşesini” çaldı. 2020 Tokyo Olimpiyatları finallerinden çekilme kararı aldı. Madalyayla döneceğine kesin bakılmasına rağmen finalden çekildiğinde, cimnastikçilerin havadayken yön duygusunu kaybedip nasıl iniş yapacağını bilmemesi anlamına gelen “twisties” sorunu yaşadığını bunun da  zihinsel sağlığına odaklanmasını gerektiğini açıklamıştı. Sebebi ise geçmişte yaşadıklarıydı…  Biles, ABD Jimnastik Takımı'nın eski doktoru Larry Nassar ile yaşananların ruh sağlığını etkilediğini şöyle anlattı:  "Eskisi kadar kendime güvenmiyorum. Aslında son yedi yılda yaşadıklarıma bakarsanız, Tokyo'dan çok daha önce bırakmalıydım. Larry Nassar olayları iki yıl kadar medyada kalmaya devam etti ve bunlar benim için çok fazlaydı. 6 yaşından beri çalıştığım bir şeyi ve içimdeki hevesi almasına izin veremezdim.O yüzden ruh sağlığıma zaman ayırmalıyım."

O zamandan beri, ruh sağlığı üzerindeki çalışmaları, günlük antrenmanlarına da ekledi:  "Her hafta terapi yapıyorum, böylece her şeyin uyum içinde olmasını sağlıyorum, yarışmak için rahat hissediyorum ve kendime güveniyorum. Bu, antrenman programımın önemli bir parçası oldu."

Sporcuların akıl sağlığını koruması için yapılan çalışmalara maddi yardımlarda bulunan Simone Biles, tam 18 ay sonra, 2023’te efsanesi olduğu sporuna geri döndü. Indianapolis'teki US Classic jimnastik etkinliğinde çifte Yurçenko atlayışı gerçekleştiren ilk kadın jimnastikçi olarak tarihe geçti. Bir sonraki durak ise Paris oldu. Işıklar Şehri’ndeki ışıldamasının sonuçları ise ortada… Lady Gaga’dan Tom Cruise’a tüm yıldızlar en ön sıralardan onun havadaki dansını izliyor. Ve izlemeye de devam edecek…

Yazıya Nadia Comăneci ile başladık, onun sözleriyle bitirelim: 62 yaşındaki olimpiyat şampiyonuna Biles hakkındaki görüşleri sorulduğundan şöyle dedi: “Herkes Paris’e sadece onu izlemek için geldi. Ona kim olduğunu anlama, gücünü fark etme, engelleri aşma ve koskoca yeni bir nesile ilham verme fırsatı verildi. Her neslin kendilerine ilham verecek birine ihtiyacı var, işte Simone da ‘o’ kişi…”

Kendi cümleleriyle Simone Biles

Kahramanı

Özgüvenimin büyük bir kısmını (olimpiyat şampiyonu) Aly Raisman'a borçluyum. Bana sahne arkasında güzel olmayı ve makyajım ve saçım yapılmamış haliyle kim olduğumu kucaklamayı öğretti. O asla umursamadı ve beni de umursamamaya teşvik etti. Bana olduğum halimle güzel hissetmeyi öğretti. Kyla Ross da benim için büyük bir mentordu. Dünya Şampiyonaları ve Olimpiyat Oyunları boyunca bana rehberlik etti. Ona sonsuza dek minnettar olacağım.

En ‘gaza geldiği’ şarkı

Kendrick Lamar'ın "Not Like Us," çünkü çok akılda kalıcı. Sürekli kafamda çalıyor.

En sevdiği cimnastik hareketi

Muhtemelen ilk kez yaptığım Biles hareketi, çünkü bence çok benzersiz.

En sevmediği cimnastik hareketi

Paralel barda yapılan herhangi bir hareket, çünkü barlar benim uzmanlık alanım değil. Onu sevmeyi öğreniyorum ve giderek daha iyi oluyorum.

Aldığı en iyi tavsiye

Sadece kim olduğum olmam. İlk Dünya Şampiyonalarımın birinde, antrenörüm "Kendine bir isim yap. Kaybedecek hiçbir şeyin yok, bu yüzden git ve başar" dedi. Bence aldığım en iyi tavsiye bu.

Uğuru

Ailem her yarışma için bana kaplumbağa figürleri alır. Üzerlerinde "kendi hızında git" ve "adım adım" gibi küçük sözler yazar. Bir tanesi dolabımda kız kardeşimden var. Bu kaplumbağalardan küçük bir koleksiyonum var.

Cimnastikçi Olmasaydı Ne Olurdu?

Bir doğum hemşiresi, çünkü bebekleri seviyorum. Hayatım boyunca hemşire olmak istedim.

Sporcunun altın avı

Dünya şampiyonalarında en fazla madalya kazanan cimnastikçi konumundaki Biles'ın dünya şampiyonaları ve olimpiyatlarda ise toplam 30 madalyası bulunuyor. Bu hafta Paris’te takım birinciliği ile kazandığı madalya ile olimpiyatlardaki beşinci altın madalyasını elde etti. Biles, 2026 Rio Olimpiyat Oyunları’nda 4 altın madalya daha kazanmıştı. 27 yaşındaki sporcunun 5 altın, 1 gümüş ve 2 bronz olmak üzere toplamda 8 olimpiyat madalyası bulunuyor. Dünya Şampiyonaları’nda kazandığı 19 altın, 3 gümüş ve 3 bronz madalya ile genç yaşına rağmen tarihin en iyi jimnastikçisi olarak anılıyor.

Yaşam öyküsü film oldu

Netflix’in Simone Biles Rising belgeseli, Biles’ın son üç yılını ve olimpiyatlara dönüş sürecini derinlemesine inceliyor. Belgesel, Biles'ın Tokyo'daki zor anlarını, COVID’in getirdiği izolasyonu ve zihinsel sağlık mücadelesini açıkça samimiyetle anlatıyor. Başarılı sporcu yaşadığı travmanın spor yaşamını nasıl etkilediğini, bu krizle başa çıkma sürecini de gözler önüne seriyor. Biles’ın cinsel istismardan kurtulan biri olarak yaşadığı travmayı ve tedavi sürecini de unutmamalı. Biles, zihinsel sağlığının önemini anlatırken, genç sporculara yönelik etik dışı baskıları ve spor dünyasındaki zorlukları da ele alıyor.

Başarılı bir sporcu olmanın koşulunun fiziksel dayanıklılığın ötesinde gereklilikleri biliyoruz, artistik cimnastiğin fazlasıyla talepkar oluşu da buna eklenince en güçlü diye düşündüğünüz yıldız sporcular bile yıkım yaşayabiliyor. Biles’ın geri dönüşü işte bu yüzden de önemli, tüm bu durumdan muzdarip sporcular için umut verici.

Bu dört bölümlük belgeselin ilk yarısı Netflix’te izleyebilirsiniz. İkinci yarısı Biles’in Paris Olimpiyatları’ndaki yolculuğunu üzerine olacak. Daha önce Biles'in  kişisel mücadeleler ve sınırları zorlayarak başarılarını nasıl sürdürdüğünü anlatan ‘Simone vs Herself’ adlı yapımda imzası olan Katie Walsh bu belgeselin de arkasında.

 

HAFTA