Fırtınanın merkezindeki hastaneler
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın bu seneki gündem maddelerinden biri de sağlık. XDI (Cross Dependency Analysis) Raporu’na göre, ülkeler fosil yakıt emisyonlarını azaltamazsa, dünya genelindeki her 12 hastaneden 1’i iklim değişikliği kaynaklı aşırı hava olayları nedeniyle kısmen veya tamamen kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.
DİDEM ERYAR ÜNLÜ
Küresel Karbon Projesi’nin ön değerlendirmesine göre, fosil yakıtlardan kaynaklanan küresel karbon emisyonları 2023’te rekor seviyelere ulaştı. Yıllık Küresel Karbon Bütçesi, fosil karbondioksit emisyonlarının 2023 yılında, 2022 yılına göre yüzde 1,1 artışla 36,8 milyar ton olacağını öngörüyor. Türkiye ise, 2022’de 400 milyon ton karbon emisyonu ile küresel olarak en çok emisyona sebep olan ülkeler sıralamasında 15. sırada.
30 Kasım’da başlayan ve 12 Aralık’a kadar devam edecek olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP 28/28. Taraflar Konferansı), petrol ülkesi Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlendiği için eleştirilerin hedefi olsa da, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda önemli gelişmelere gebe.
EN FAZLA RİSK DÜŞÜK VE ORTA GELİRLİ ÜLKELERDE
İlk defa yayınlanacak olan Küresel Durum Değerlendirmesi Raporu, fosil yakıtlardan çıkış, iklim finansmanıyla ilgili süregelen sorunlar ve gıda sektörü kaynaklı emisyonların azaltımı, gündemdeki önemli konular arasında.
Bu sene gündemde yer alan konulardan biri de iklim krizi ve artan emisyonların sağlık üzerindeki etkileri.
Fiziksel iklim risk analizinde küresel çalışmalara imza atan XDI (Cross Dependency Analysis) tarafından COP28 kapsamında yayınlanan yeni bir rapora göre, ülkeler fosil yakıt emisyonlarını azaltamazsa, dünya genelindeki her 12 hastaneden 1’i iklim değişikliği kaynaklı aşırı hava olayları nedeniyle kısmen veya tamamen kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.
Sonuç olarak, kasırgalar, şiddetli fırtınalar, seller, orman yangınları ve diğer felaketlerden etkilenen topluluklar, en çok ihtiyaç duydukları anda acil hastane bakımından mahrum kalabilir. En çok risk altında olanlar ise tabi ki düşük ve orta gelirli ülkeler.
HASTANELER KAPANIRSA NE OLUR?
XDI Bilim ve Teknoloji Direktörü Dr. Karl Mallon, “İklim değişikliği dünyanın dört bir yanındaki insanların sağlığını giderek daha fazla etkiliyor. Şiddetli hava koşulları hastanelerin de kapanmasına yol açarsa ne olur? Analizimiz, fosil yakıtlardan hızlı bir şekilde vazgeçilmediği takdirde, binlerce hastanenin krizler sırasında hizmet veremez hale gelmesiyle küresel sağlığa yönelik risklerin daha da artacağını gösteriyor” diyor.
XDI 2023 Küresel Hastane Altyapısı Fiziksel İklim Riski Raporu’ndan öne çıkan önemli bulgular şöyle:
1. Fosil yakıtlardan hızlı bir şekilde vazgeçilmediği takdirde, yüzyılın sonuna kadar dünya genelinde her 12 hastaneden 1’i, toplam 16 bin 245 hastane, aşırı hava olayları nedeniyle tamamen veya kısmen kapanma riski altında olacak. Bu sayı, şu anda yüksek risk altında olan hastane sayısının neredeyse iki katı. Bu düzeyde risk taşıyan bir konut ya da ticari bina sigortalanamaz olarak kabul edilecek.
2. 16 bin 245 hastanenin tamamı, mümkün olan yerlerde iklim uyum yatırımlarına ihtiyaç duyacak. Bu muazzam yatırımla bile taşınma, birçokları için tek seçenek olacak.
3. 2100 yılına kadar yüksek riskli olarak tanımlanan 16 bin 245 hastanenin yüzde 71’i (11.512) düşük ve orta gelirli ülkelerde bulunuyor.
4. Fosil yakıtların hızlı bir şekilde kullanımdan kaldırılmasıyla küresel ısınmanın 1,8 santigrat derece ile sınırlandırılması, yüksek emisyon senaryosuna kıyasla hastane altyapısına yönelik hasar riskini yarıya indirecek.
5. Emisyonların yüksek olması durumunda, aşırı hava koşullarının dünya genelindeki hastanelere zarar verme riski yüzyılın sonuna kadar dört kattan fazla (yüzde 311) artacak. Düşük emisyon senaryosunda ise bu risk artışı sadece yüzde 106’ya düşecek.
6. Güney Doğu Asya, dünyada aşırı hava olaylarından zarar görme riski yüksek olan hastanelerin oransal olarak en fazla olduğu bölge. Yüksek emisyonlarla, Güney Doğu Asya’daki neredeyse her 5 hastaneden 1’i (yüzde 18,4) yüzyılın sonuna kadar tamamen veya kısmen kapanma riski altında olacak. Güney Asya, yüksek nüfusun bir yansıması olarak risk altındaki en yüksek hastane sayısına sahip. Emisyonların yüksek olması halinde, 2050 yılına kadar dünyadaki en yüksek riskli hastanelerin üçte biri (3 bin 357) Güney Asya’da olacak. Bu sayı 2100 yılına kadar 5 bin 894’e yükselebilir.
7. Kıyı şeridinde ve nehirlerin yakınında bulunan hastaneler en fazla risk altında olanlar. Günümüzde, nehir ve yüzey suyu taşkınları hastanelere zarar verme riskini domine ediyor. Yüzyılın sonuna doğru kıyı su baskınları hızla artacak (deniz seviyesinin yükselmesiyle daha da şiddetlenecek) ve 2100 yılına kadar nehir su baskınlarından sonra en önemli tehlike haline gelecek.
NE KADAR RİSKLİ?
Rapor, devam eden emisyonların dünya çapında 200 binden fazla hastanenin altı iklim değişikliği tehlikesine karşı savunmasızlığını nasıl etkileyeceğini analiz ediyor. Bu tehlikeler; kıyı su baskını, nehir taşkını, yüzey suyu taşkını, orman yangını, aşırı rüzgar ve siklon rüzgarı olarak sıralanıyor. Analiz, bina yapılarındaki fiziksel hasara odaklanıyor ve farklı emisyon senaryolarının riski nasıl azaltabileceğini hesaplıyor.
Raporun bir parçası olarak XDI, dünya çapında 200 binden fazla hastanenin adını, yerini ve risk düzeyini (yüksek, orta, düşük) yayınlıyor. XDI, tüm hükümetleri bölgelerindeki yüksek riskli hastaneleri kontrol etmeye ve bu riski anlamak ve azaltmak için daha fazla analiz yapmaya çağırıyor. Dr. Karl Mallon, “Hükümetlerin kritik hizmetlerin devamlılığını sağlamak için halklara karşı görevleri var. Tek tek hükümetlerin bu bilgiler ışığında harekete geçmemesi ya da küresel toplumun ihtiyacı olan hükümetleri desteklememesi, vatandaşlarının refahını açıkça göz ardı etmek anlamına gelir” yorumunu yapıyor.