Erkek modasına kadın gözünden bakıyorum

Döngüsellik modelini, modanın geleceği olarak gören Orka Holding’in YK Üyesi ve Pazarlama Grup Başkanı Büşra Orakçıoğlu Biberoğlu ile markanın ‘döngüye saygı’ mottosunu konuştuk. Teknoloji yatırımları hedefler ve yeni trendleri de atlamadık tabii. Dünya moda endüstrisinde, güçlerini artırma konusundaki kararlılıklarını aktaran Biberoğlu, “Avrupa’nın podyumunda iddiamızı koyduk” diyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Erkek modasına kadın gözünden bakıyorum

ASLI BARIŞ

 

Moda ve sürdürülebilirlik kelimelerini çok sık yan yana duyuyoruz. Çevresel kaygıların giderek arttığı günümüzde Orka Holding’in sürdürülebilir modaya yaklaşımı nasıl?

Orka Holding, kuruluşundan bu yana ‘değer yaratma’ vizyonu ışığında ilerleyen bir global moda kuruluşu… Damat Tween ve D’S damat’ı sadece bir moda markası değil, ülkemizi dünya moda endüstrisinde temsil eden, dolayısıyla ülkemizin tanıtımına ve uluslararası algısına olumlu yönde ve çok güçlü katkı sunan eşsiz bir değer olarak görüyoruz. Bu kapsamda, üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Sektörümüzün çevreye verdiği hasarı göz önünde bulundurduğumuzda, sürdürülebilirlik çerçevesinde ‘döngüsellik’ modelinin, modanın geleceği olduğunun bilincindeyiz.

Damat Tween ve D’S damat markalarımızla çok güçlü bir insani ve çevresel duyarlılığa sahip durumdayız. Bu nedenle lüks erkek giyimde ‘herkese değil’ hedef kitleye ‘nitelikli’ satışı ön planda tutuyoruz. Dünya çapındaki müşterilerimize ‘en üstün kalite, şıklık, konfor ve fonksiyonellik’ içeren vazgeçilmez bir yaşam stili vaadini, sürdürülebilir geleceğe güçlü katkıda bulunarak gerçekleştiriyoruz. Türkiye ve dünyadaki tüm müşterilerimizle ‘insan ve çevre odaklı’ bir iletişimimiz kuruyoruz. Ürünlerimizin kalitesi ve şıklığı kadar, 7/24 kullanım kolaylığı ve kullanım süresi de bizim için eşit önem taşıyor. Atık yönetimi de dahil olmak üzere ürünlerimizin uzun ömürlülüğü ve yaşam döngüsünü koruması önceliklerimiz arasında bulunuyor.

 

Hedefimiz  daha iyi bir gelecek…                                                                                                                

Damat Tween ve Eco Art Lab işbirliğinde hazırlanan ‘Döngüye Saygı Duruşu’  projeniz de bu noktada oldukça önemli… Biraz bahsedebilir misiniz, çıkış noktası ve misyonu nedir?

Erkek giyimde sürdürülebilirlik felsefemiz ışığında ‘döngüsel moda’ yolculuğumuzda bireysel ve toplumsal farkındalığı artırarak ‘hepimiz için daha iyi bir gelecek’ hayali kuruyoruz. Bu hayali gerçekleştirmek üzere ‘sürdürülebilir moda’ ve ‘döngüye saygı’ mottomuz ışığında yıllar öncesinden önemli yatırımları devreye almaya başladık. Bu anlayışla İstanbul Modern iş birliğinde Eco Art Lab desteğimiz de bu şekilde gelişti.

Damat Tween ile doğa ve çevreyle kurduğumuz bağı sanat yoluyla keşfetmeye davet ettiğimiz Eco Art Lab’te her hafta bir sanatçı ağırlıyoruz. ‘Kağıdın Dönüşümü’, ‘İleri Dönüşüm’ gibi programları deneyimleyen katılımcılarımızla geri dönüşüm bilincini artırmaya katkı sunuyoruz.

İş birliğimiz çerçevesinde son bir yılda; Damat Tween desteği ile Eco Art Lab’te gerçekleştirilen etkinlik sayısı, 10 farklı sanatçı programı eşliğinde şu ana kadar 250’yi geçti. Kağıdın Dönüşümü, İleri Dönüşüm gibi programlara toplam 6 bin 553 kişi katıldı. Programlara, aralarında belediyeler, STK’lar, spor kulüpleri, Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, üniversiteler ve eğitim kurumlarının da olduğu 95 kurumsal iş birliği eşliğinde 3 il ve 33 ilçeden katılım sağlandı.

 

Orka Group olarak sürdürülebilirlik konusunda ciddi çalışmalarınız var. 2023 yılında yaptığınız bir açıklamada 2025 yılı itibarıyla koleksiyonlarının yüzde 90’ını geri dönüştürülmüş malzemelerden üretmeyi hedeflediğinizi söylemiştiniz. Bu hedefi yakaladınız mı? Bu alandaki yeni hedefleriniz neler?

Hedefimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz. Sürdürülebilirlik konusunda üretimden lojistiğe her süreçte ve hatta dijitalleşme alanında ‘çevresel teknoloji’ kullanımına kadar yeni nesil çalışmalarımız sürüyor.

 

Teknoloji hassasiyetle üzerinde durduğunuz konulardan… Bu konudaki yeni stratejileriniz neler?

Sürdürülebilirlik ve dijitalleşme odağında döngüsel tüketim ve benzersiz alışveriş yaklaşımı ile nitelikli satış sağlayan ve marka sadakatini artıran stratejileri önemsiyorum. Geleceğe uzanan yolda ‘duyarlı teknolojilerin’ gücünün bilincindeyiz ve dolayısıyla yüksek teknolojiyi sürdürülebilirlik bağlamına entegre yürütüyoruz.

Uyarlanabilir yapay zeka, endüstri bulutu platformları, süper, 3D kumaş ve kalıp teknolojisi, risk ve güvenlik yönetimi gibi en iyi stratejik teknoloji trendleri başarıyla uyguluyoruz. Öncü adımlarımız arasında; 3D teknolojisi ile sanal mağaza turu, SM entegrasyonu ile satış, sanal deneme için AR uygulamaları, VR moda şovları ile küresel izleyiciye ulaşım, yapay zeka tabanlı chatbot kullanarak 7/24 müşteri hizmeti, stok yönetimi ve üretim planlaması, blockchain teknolojisi ile ürünlerin tedarik zincirinin şeffaf takibi, APP ile uygulamaları ile kolay alışveriş, dijital platformlarda sürdürülebilirlik raporları, çevre dostu ürün tanıtımı, Avrupa’nın en yüksek teknoloji ile donatılan Giresun’daki Giteks üretim tesislerinde tam otomasyon üretim ve Milk Run Yönetim Sistemi ile karbon ayak izinin azaltılması gibi adımlar var.

 

Bu kışın en havalısı olacaklar

 

Bu alanda İtalya’da da bir yatırımınız oldu…

Geçen haziranda modanın kalbi İtalya’da (Bologna kentinde) Avrupa Genel Merkezi ve global showroom olarak faaliyet gösteren Orka Global’i ve Avrupa’ya yönelik e-ticaretin yönetileceği Lojistik Merkezi’nin açılışını yaptık. Bu sayede Avrupa ve dünya çapında online ve offline kanalda liderliğimiz ve gücümüzü pekiştirdik.

Uzun süredir mercek altına aldığımız İtalya, sıradan bir ülke değil, dünya modasının kalbi. Bu ülkede bu yatırımları hayata geçirmek hiç kolay değil. Bu aynı zamanda erkek giyimde üretim ve tasarım kalitesinde dünyanın en büyük kuruluşlarından biri olduğumuzun kanıtı. Bu gurur sadece bizim değil hepimizin, temsil ettiğimiz ülkemizin gururudur. Avrupa’nın podyumunda iddiamızı ortaya koyduk.

Dijitalleşmedeki stratejik yatırımlarımız sayesinde son bir yılda online satışlarımız geçen yıla göre adette yüzde 58, ciroda yüzde 128 arttı, toplam adetteki oranı da yüzde 25’e yükseldi.

 

2014 yılından bu yana erkek modasına yön veren isimlerin başında geliyorsunuz. Yeni sezondaki trendlerden bahseder misiniz, neler ön planda?

2024-25 Sonbahar Kış sezonunda yine şıklık, rahatlık ve fonksiyonellik ön planda. Doğal elyaflar ve malzemelerin çok ön planda olduğu bir sezon olacak. Damat’ta formlarda ve yakalarda cömert büyümeler dikkat çekiyor. Dolgulu kazak, gömlek, ceket ve yeleklerde sarmalayan hacimler, bu kışın en havalısının Damat erkeği olacağının habercisi… Kalın örgü üstlerle tamamlanan bu görünüm hem çok rahat hem de çok şık bir stil sunuyor. Kaşmir, alpaca, yün, süet ve derinin mükemmellik gözetilerek tasarlandığı koleksiyonda ham maddeden renklere doğru ilerleme göze çarpıyor. Renk paletinde beyazdan buza, yulaftan tereyağına kadar uzanan beyazın tonları, kil gibi doğal renklerle mükemmel bir uyum sağlıyor. Doygun kahve, pas ve camel tonları da Damat’ın sofistike stiline vurgu yapıyor.

D’S damat’ta da yün, tüylü ve dokulu kumaşlar, şık, minimal ve sade parçalar ağırlıkta. Yüksek kalite standartları ve titiz işçilik yine ön planda. Rahat ve işlevselliğin vurgulandığı nefes alabilir ve hafif yapıya sahip parçaları ile kaliteli bir gardırop stilinin en güzel ipuçlarını veren koleksiyon, kadife dokunuşları ile dayanıklılığın önemini de hissettiriyor. Renk teması yumuşak ve nötr tonlardan oluşuyor. Nötr tonlarda deve tüyü, yulaf sütü, ekru, bej, optik beyaz, sıcak ve zengin tonlarda ise kahverengi, pas ve ceviz kabuğu da dikkat çekiyor.

 

Ocak ayında, 2024/25 Sonbahar/Kış Koleksiyonu’nu Pitti Uomo’da tanıttınız. Bu sene küresel moda alanlarında atılımlarınız sürecek mi?

Damat Tween global bir marka olduğu için Pitti Uomo gibi organizasyonlara katılmak artık doğal bir süreç oldu bizim için. Bu tür uluslararası ve markalaşmış etkinliklere artık davet edilen taraftayız. Dünya moda endüstrisinde, zirvedeki gücümüzü her geçen gün artıracak adımlarımız sürecek.

 

Sohbet moda olunca sormadan olmaz. Peki siz tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Vazgeçilmezleriniz nelerdir?

Basic, minimal ama tasarım parçalar, aynı zamanda doğru kalıp ve en kaliteli kumaşlar vazgeçilmezim. 

 

Babam akılcı mentorüm

Hikayeyi başa sararsak, eğitim hayatınız ve iş tecrübelerinizden bahseder misiniz?

Aslında kendimi bildim bileli bu şirketteyim diyebilirim. Henüz çocuk yaşlardan itibaren boş zamanlarımda babam Halidun Orakçıoğlu ile birlikte şirkete geliyor ve iş süreçlerini gözlemliyordum.

Üniversite eğitimimi Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nde tamamladım. Üniversite eğitimi süresince Kaliforniya Üniversitesi’nde de (UCLA) yaz okuluna katılırken, New York Parsons’ta tasarım üzerine eğitim aldım. Eğitim hayatım hem akademik hem de sosyal olarak kendimi geliştirdiğim bir dönem oldu. Üniversite eğitimim sürerken iş hayatına da atıldım ve Orka Holding’in bütün departmanlarında çok önemli tecrübeler edindim. Yaklaşık dokuz yıldır Orka Holding’de tam zamanlı olarak çalışmaya devam ediyorum. Erkek modasına kadın gözüyle katkı sağlamak için var gücümle çalışıyorum.

 

Mesleki yolculuğunuz boyunca karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi ve bunları nasıl aştınız?

Değişime ve yeniliğe kapalı kişilerle çalışmak gerçekten zorlayıcı… Açık iletişim, doğru stratejiler ve hedeflerinizi aşan sonuçlar, bu zorlukları da aşmak konusunda yardımcı oldu.

 

Başarıya giden yolda takip ettiğiniz veya ilham aldığınız kişiler var mı? Onlardan aldığınız en iyi öğütler nedir?

İş hayatında birbirini tamamlayan, farklılıklarına saygı duyan, birbirlerini her zaman motive ederek daha ileriye gitmeyi hedefleyen farklı iki rol model olan babam Halidun Orakçıoğlu ve amcam Süleyman Orakçıoğlu ile birlikte çalıştığım için çok şanslıyım. Her iki duayen isim sayesinde çok yönlü gözlemler ediniyorum.

Babam, vizyoner, çalışkan ve akılcı mentorum. Her gün farklı yönlerimi geliştirmemde, güçlü olmamda ve yere daha sağlam basmamda en büyük destekçim, babam. İşine inanılmaz bağlı ve saygılı. Özverisi ve disiplini, beni hayatım boyunca çok etkiledi. Günlük iş rutinimizde, kendisinden öğrendiğim birçok değerli anekdot oluyor. 

Babamın öğütlerinin hepsi benim için çok kıymetli. İş dışındaki her küçük sohbetimizde babamın yaşadığı deneyimler bana ışık tutuyor. Aslında verdiği birçok kıymetli nasihatin arasında en önemli olanı, başarının sadece çok çalışmaktan geçtiği…

Bunun dışında ise masamda gün içerisinde babamın koydurduğu bir sürü küçük kağıt üzerine yazılmış tavsiyeler bulurum.

Her gün uygulamaya çalıştıklarıma gelince; her şeyden önce bir konuya derinlemesine hakim olunabilmesi için dinlemek çok önemli. Bir şey istişare edildiğinde eyleme dönüşmesi için süreci takip etmek gerektiğini de babamdan öğrendim. İsabetli kararlar alabilmek için işimize dair her konuya vakıf olmaya, her daim kendimi geliştirmeye gayret ediyorum. Babam aynı zamanda iş yaşamında koyduğu hedeflere ulaşma doğrultusunda fedakarlık yapmaktan çekinmeyen bir karaktere sahip. Bu özelliğini de kendime örnek alıyorum.

Amcam Süleyman Orakçıoğlu’ndan ise -tıpkı babamdan olduğu gibi- aldığım pek çok kıymetli öğüt var. İlk aklıma gelen ve iş hayatımda kulağıma küpe olan öğütleri şunlar: “Sahibi olmadığın iş senin değildir” ve “Bir işi birden fazla kişi yapıyorsa aslında o işi kimse yapmıyordur.”

 

 

 

HAFTA