Efsane teknelerin büyülü dünyası…

Kıyılarımız amatör denizciler için adeta doğal cennet, iklimimiz harika, insanlarımız maviliklere aşina. Ancak, ekonomik ve sosyal etkenler nedeniyle amatör denizciliğin oldukça zor koşullar altında yapıldığı da bilinen bir gerçek!

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Efsane teknelerin büyülü dünyası…

HAKAN ATİS 

Amatör denizciliğimizin anıt isimlerinden Sadun Boro, Karadeniz ve Akdeniz’in yanı sıra İyon Denizi, Kuzey ve Güney Ege Adaları ile Adriyatik seferlerini anlattığı kitabının önsözünü “Kısmetin Dümen Suyunda ile denizci dostlarımıza faydalı olabilirsek ne mutlu bizlere. Sizlere keyifli, güvenli seyirler diler, denizlerinizin sakin, rüzgarın kolayınıza olmasını temenni ederim. Allah selamet versin” diyerek noktalıyor. Sizleri kutup yıldızımız olan ustamızın satırlarıyla selamladım. Konuya öyle girmek istedim çünkü amatör denizcilik söz konusu olunca onu anmamak mümkün değil. O halde sözü uzatmadan başlayalım. Günümüzde terazinin bir yanında “bu ülkede neden denizci olamıyoruz?” diyenler var. Diğer tarafta ise mavi sevdaya gönül veren ancak bu alanı çevreleyen ağır mali ve mevzuat koşulları nedeniyle bunalan büyük bir kitle! 

TEMEL PROBLEMLER 

Tekne maliyetlerinden marina kiralarına, atık su çilesinden maviliklerde kendilerini ilah gibi gören, bunun getirdiği yanlış bakış açısı ile seyir emniyetini hiçe sayanlara; en temel nezaket ve yardımlaşma kurallarını bile göz ardı edenlerden çekek ve bağlama yeri sorunlarına; malzeme ve onarım fiyatlarının yüksekliğinden ‘teknesi varsa zengindir!’ ön yargısına… Bir yığın ağır ve düşündürücü sorun mevcut. Bunlar ortada öylece duruyor! Öte yandan amacım marinaları eleştirmek değil! Her birinin fevkalade ağır işletme giderleri ve ülkemize has yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğu aşikar. Buna rağmen uluslararası düzeyde kaliteli hizmet sunuyorlar. Uzun lafın kısası, sorunlar yumağı çok daha derinlere iniyor. Bu nedenle Türkiye’de sadece maviliklerle ilgilenecek, bu alanla ilgili A’dan Z’ye her konuda tek ve tam yetkili olacak Denizcilik Bakanlığı kurulmalıdır. Günümüzde T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesinde başarıyla görev yapan Denizcilik Genel Müdürlüğü var. Lakin ben bakanlık kurulması konusunda ısrarcıyım. Sözün özü, denizciliğin her alanında son derece iyi yetişmiş insan kaynağına sahibiz. Teknolojiyi mükemmel kullanan, dünya ile bütünleşik ve başarılı işlere imza atan tecrübeli bürokrasi kadrolarımız var. Denizcilik eğitimi veren kurumlarımıza gelince... Bazılarında davetli olarak bulundum ve oldukça etkilendim. O halde geriye ne kalıyor? Daima saygı, özlem, rahmet ve minnetle andığımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği gibi denizciliği milli ülkü haline getirmek! Şayet bu yapılırsa dünya liginin üst sıralarına doğru hızla yükseliriz.

ÖNERİYORUM!

Yazımın başında söze büyük usta ile başlamıştım. Amatör denizcilik denilince hepimizi mavi düşler atlasının sayfalarında dolaştıran, hayaller kurduran ve nice denizcimize esin kaynağı olan Sadun ve Oda Boro’nun sembolü Kısmet’ten söz etmemek haksızlık olur. Efsane yelkenli Haliç’te bulunan Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergileniyor. Dümen suyunda bıraktığı okyanuslara inat gururlu ve vakur duruşuyla sizleri adeta dikkatle izliyor. Lütfen bu şahane müzeyi ziyaret edin. Kısmet’i görün. Onu usulca selamlayın. Dahası… Gözlerinizi kapatıp kendinizi okyanuslarda hayal edin. Rüzgarın sesini ve yedi denizin kokusunu duyacaksınız. Dilerim yakın bir gelecekte girişinde Kısmet’in replikasının yanı sıra Boro çiftinin yaşam öykülerini anlatan kitabelerinin de yer alacağı T.C. Denizcilik Bakanlığı kurulur. 

DÜNYA DENİZLERİNE…

Bugün dünya denizlerini aşmış bir başka yelkenliden daha söz etmek istiyorum. Aslına bakarsanız o da değer biçilemez bir Rönesans tablosu gibi. Denizcilik camiasının saygın isimlerinden Özkan Gülkaynak’ın eseri. Kayıtsız 3 yelkenlisinden söz ediyorum. Görenleri hayran bırakan ve denizlere çağıran pek çok özelliği var. Metrik ölçüleri şöyle: Boyu 7,95 metre. Eni 2,90 m. Su  kesimi 1.55 metre. Deplasmanı yaklaşık 5 ton. Ana yelken alanı 22.5 m2, trinket 12.5, flok ise 22 m2. Ahşap bir teknenin bronz aksamlarla nasıl da farklılaştığının en güzel örneklerinden biri. Dünya denizlerinde onunla kader ortaklığı yapan Özkan Gülkaynak’a gelince… Mavilikleri esir alan kirlenmeden amatör denizcilerin sorunlarına ve çözüm yollarına kadar her alanda düşünce üreten, çözüm önerileri sunan ve yetkililerin iletişim halinde olması gereken usta bir denizci. Yaşadıkları dört cilt roman olur! Yine de yılmıyor… Eminim yakın bir gelecekte yine dünya denizleriyle kucaklaşacak. 

Bu haftalık noktalıyorum. Tüm denizcilerimizin pruvası neta, rüzgar kolayına olsun. Gelecek hafta yeniden buluşmak üzere esen kalın. 

 

 

 

HAFTA