Dinleyici de müzisyen de tembelleşti
Alternatif pop ikilisi Perdenin Ardındakiler ile Beyza Başak’la seslendirdikleri ‘Ruhum Girdi Bir Çıkmaza’ adlı yeni şarkılarını konuştuk!
Zeynep Toker
Doruk Ereşter ve Direnç Kaçmaz’dan oluşan Perdenin Ardındakiler grubu, geçtiğimiz günlerde Beyza Başak ile birlikte yayınladıkları Ruhum Girdi Bir Çıkmaza isimli yeni şarkılarıyla dinleyicisiyle buluştu. İki aşığın karşılıklı ve çaresiz isyanının yüzleşmesini anlatan Ruhum Girdi Bir Çıkmaza, bir süre dinleyiciyle buluşmak için beklese de en sonunda grubun bu şarkı için doğru ses olduğunu düşündüğü Beyza Başak ile buluştu. 18 Şubat’ta Bostancı Gösteri Merkezi’nde sahne alacak olan Perdenin Ardındakiler, bu konserin kariyerlerinde yeni bir dönüm noktası olacağını ve yıllar önce hayalini kurdukları sahnelerden birinde konser verecekleri için heyecanlı olduklarını dile getirdi. Hepsi ve daha fazlasını röportajımızda sizi bekliyor.
Perdenin Ardındakiler ilk gününden bugüne müzikal kariyerinin neresinde?
Direnç Kaçmaz: Biz kendimizi henüz müzikal kariyerimizin başlarında görüyoruz. Artık tüketim dünyasının içinde olduğumuzdan dolayı 6-7 yıl uzun gibi geliyor insanlara. Bir yılda inşa edilip ikinci yılda yıkılan kariyerler görebiliyoruz. Pek çok örneği var. Ama henüz 24 yaşındayız ve önümüzde müzik dolu yıllar olduğuna inanıyoruz. Her geçen yıl müziğimizin olgunlaştığını ve büyüdüğünü düşünüyoruz.
Sizi besleyen şeyler üretiminizi nasıl etkiliyor? Daha sık beslediğiniz düşünceler neler?
Doruk Ereşter: Aslında ben şarkıları yazarken genellikle anılarımdan besleniyorum. Ancak izlediğim filmler, okuduğum kitaplar ya da işittiğim hikayeler de yazımımı etkileyen önemli şeylerden bazıları. Genellikle mutsuzluk, karamsarlık gibi duyguları hem müziğimizde hem duygusal dünyamızda daha sık besliyoruz. Mutluluk arayışına dair kafamda oturtamadığım bazı şeyler var. Gerçek ve kalıcı bir mutluluk formülüne sahip bir dünyada yaşadığımıza inanmıyorum. Küçük mutluluklar ve hayatın karamsarlığı içimizde ahenkle dans ediyor diyebiliriz.
Milyonlarca dinlenen şarkılarınız var. Peki neden hep melankoli? Yolculuk hep böyle mi ilerleyecek?
D.K: Aslında sadece içimizden geleni yapıyoruz. Hissettiğimizi, hissettiğimiz gibi. buna zaten biir önceki soruda kısmen de olsa değindik. Ama müzik oyun alanımız, bu zamana kadar ne yapmak istersek onu yaptık. Yarın ne gösterir bilemeyiz. Uzun vadeli planlar yapmaktan fazla hoşlanmıyoruz.
Son tekliniz Ruhum Girdi Bir Çıkmaza yayımlandı. Beyza Başak ile yollarınız nasıl kesişti? Şarkı bize ne anlatıyor? Birbiriniz hakkında düşünceleriniz neler?
D.E: Beyza aslında uzun süreden beri arkadaşımız. Müzisyenliğini de çok seviyoruz. Bu şarkıyı yazarken zaten aklımda karşılıklı bir anlaşmazlık, bir yüzleşme teması kurmak vardı. Dolayısıyla şarkı özü itibarıyla düet idi. Ama şarkıyı yazar yazmaz harekete geçmek yerine bir süre bekledik. Şarkının akıbeti belirsizdi özetle. Tam o sıralarda Beyza’nın bu şarkı için çok uygun olacağını düşündük ve onun bu konu hakkındaki fikrini sorduk. O da demoyu dinledi ve çok beğendi. Süreç öyle başladı ve buralara kadar geldi. Şarkı ise; iki aşığın karşılıklı ve çaresiz isyanını, yüzleşmesini anlatıyor diyebiliriz kısaca.
18 Şubat Bostancı Gösteri Merkezi konserinin kariyeriniz için önemli olduğunu söylemiştiniz. Bunu anlatabilir misiniz? Sizin seyircisiz ile iletişiminiz nasıl?
D.E: Bostancı Gösteri Merkezi konserinin bizim için yeni bir dönüm noktası olacağına inanıyoruz. Yıllar önce hayalini kurduğumuz sahnelerden birinde binlerce dinleyicimizle bir arada olmak inanılmaz heyecan verici. Yapılacaklar listesine yeni bir tik atıyoruz yani. Seyircimiz ile olan ilişkimizin de çok iyi olduğunu düşünüyoruz. Bizi gerçekten sahiplenen, koruyan ve her zaman yanımızda olduklarını hissettiren bir kitlemiz var. Onları çok seviyoruz!
Müzik dünyası çok hareketli. Hızına yetişemediğimiz bir çeşitlilik var. Tam da bu noktada sanatçılar artık projelerini tanıtabilmek için özellikle Tik-Tok gibi uygulamalar üzerinden gündeme gelmeye çalışıyor. Sizce bu bir sanatçının samimiyetini sorgulatmalı mı?
D.K: Herkes oyunu kurallarına göre oynuyor. Böyle olmamasını en çok biz dilerdik muhtemelen ama müzik sektörünün geldiği nokta bu. Artık müziği değil, viral olan içeriğin arkasında çalanı dinliyoruz. Dinleyici de müzisyen de tembelleşti. Artık müziğin içeriğinden ziyade nerede çaldığı konuşuluyor. Günümüz müziğinin kalitesi de doğal olarak düşüyor bu sebepten. Müzisyenin artık yalnızca müzik yapması yetmiyor. Onun tüccarlığını da yapması gerekiyor. Yadırgamıyorum, yadırgamıyoruz. Bir şeyleri değerlendireceksek bağlamı göz ardı etmemeliyiz. Aşırı romantizme de gerek yok, dünya çapında müzik sektörünün geldiği yer maalesef bu. Biz yine de her koşula rağmen öncelikle güzel müzik üretmeye çalışıyoruz. Gerisi teferruat. Bu bağlamda değerlendirdiğimizde de böyle hareketlerin sanatçının samimiyetini sorgulatması gerektiğini düşünmüyoruz. Herkes bir şekilde müziğini dinletmek ister ne de olsa. 60’larda 70’lerde müzisyenler plak vs. çıkartabilmek için nasıl müzik şirketlerinin kapısında sabahlıyorsa, günümüzde de müzisyenler keşfedilebilmek için farklı arayışlar içinde olabiliyor. Oldukça normal, oldukça anlaşılır. Tabii öncelikleri para değil müzik olduğu sürece.
Yeni projeleriniz, konserleriniz ve gelecek planlamalar hakkında fikirlerinizi alabilir miyiz?
D.E: Bu yıl yeni şarkılara ve bolca konsere tanık olacaksınız. Geçen yıl olduğu gibi. Ya da önümüzdeki yıl olacağı gibi. Biz bir şekilde müzik ve müziğe dair şeyler üretmeye devam edeceğiz işte... Daha önceden söylediğimiz gibi, uzun vadeli planlar yapmayı sevmiyoruz. Umarım dinleyicilerimiz bu yıl çıkaracağımız şarkılardan hoşlanırlar ve konserlerde bize eşlik ederler.