Denizlerimiz boğuluyor
Şahika Ercümen son olarak UNDP Türkiye’nin “Hatay için İklim Eylemi” projesi kapsamında kirlilikle mücadele konusunda farkındalık yaratmak için Hatay Samandağ’da dalış gerçekleştirdi. Gördükleri manzara korkutucu olan rekortmen sporcu uyarıyor: “Yakında okyanuslarda balıktan çok plastik olacak.”
MERVE YEDEKÇİ
‘Hatay için İklim Eylemi’ projesi kapsamında gerçekleştirdiğiniz dalışta neler gözlemlediniz?
Lübnan’da doğup Suriye’de kuzeye doğru akan Asi Nehri, daha sonra Türkiye’ye giriyor. Uzunluğu 571 kilometre olan akışı boyunca atıkları da taşıyan nehir burası. Bu nehir Hatay’dan Akdeniz’e dökülüyor. Samandağ’da Akdeniz’e dökülen Asi Nehri’nin getirdiği atıkları temizlemenin temel hedeflerden birisi olduğu “Hatay için İklim Eylemi” projesi kapsamında gerçekleştirdiğim dalış ile bu kirliliğe dikkat çekmek istedik. Yüzlerce canlının, özellikle vatoz balıklarının yaşadığı ve bu nedenle “vatoz tarlası” olarak da adlandırılan Hırlavuk Burnu’nda gerçekleştirdiğim dalışta bu canlıların en dipte, yüzlerce plastik atık arasında yaşadığını gözlemledim. Bu dalışla UNDP ile birlikte Asi Nehri’ndeki bu plastik kirliliği konusunda alarm vermek istedik. Ancak denizlerimizdeki tehlike çok daha büyük.
Nasıl bir tehlike?
Denizlerimiz binlerce yıldır yoğun insan baskısı altında. Bu baskılar son yüzyılda aşırı oranlara ulaşarak doğal ekosistemler üzerinde geri döndürülemez etkiler yaratıyor. Plastik atıklar, deniz çöpleri, aşırı balıkçılık, istilacı yabancı türler ve kıyı habitatlarındaki bozulma, kötü su kalitesi ve denizel biyolojik çeşitlilikte benzeri görülmemiş düşüşlere yol açıyor. Üstelik bu durumun, iklim değişikliğinin çeşitli etkileriyle daha da şiddetlenmesi olası. Dünyamızın %70’ini kaplayan deniz ve okyanusların yüzde 95’i, buralarda yaşayan canlı türlerinin ise %86’sı henüz keşfedilmedi. Ancak bu gidişle yakın zamanda okyanuslarda balıktan çok plastik olacak.
Bizler neler yapabiliriz?
Yerel eylemler olmadan, iklim ve çevre taahhütleri kâğıt üzerinde kalmaya mahkum oluyor. İçinde bulunduğumuz iklim ve çevre krizleri, şiddeti ve sıklığı önemli ölçüde artan iklim değişikliği ve çevre kirliliği kaynaklı felaketler nedeniyle hemen her gün kendisini hatırlatıyor. En etkili yollardan biri, yerel şartlara uygun hazırlanan plan ve girişimleri uygulamak. “Hatay için İklim Eylemi”, Hatay ilinde hassas durumdaki denizel ekosistemi korumayı amaçlayan yerel eylemlere odaklanıyor. Bu proje, UNDP’nin desteğiyle 2019 yılında hazırlanan Hatay ili yerel iklim eylem planında tanımlanan, atık yönetimi ve geri dönüşümün iyileştirilmesi dahil, öncelikli önlemleri ele alıyor. Projenin uygulayacağı somut önlemler arasında Asi Nehri’nin denize döküldüğü yerde biriken denizel çöpün yakalanması, taşınması ve geri dönüştürülmesi; yerel balıkçı teknelerinin Samandağ kıyı sularındaki atıkları toplamak üzere ilgili donanıma kavuşturulması; gençleri “sıfır atık” uygulamaları konusunda eğitmek üzere 300 anaokulu ve ilkokul öğretmeni ile muhtarlara eğitim verilmesi de bulunuyor.
Sırada ne var?
Hedefim cumhuriyetimizin 100. yılında 100 metre dalışı. 100 metreden derine dalabileceğimi biliyorum. Maalesef dışarıdan her şey çok parlak görünse de, bizim 2023 için ana sponsorumuz yok. Bunu söylediğimde insanlar şaşırıyor, nasıl yani senin sponsorun yok mu diyorlar. 2023 geldi hala bir gelişme yok. Umarım kısa zamanda olumlu bir gelişme olur. Geri dönüşümden üretilen şahane bir havlu sponsorum var fakat tüm Dünya Rekoru masraflarına yetmiyor. Her sene bir sponsor arayışı çok yıpratıcı bir süreç, bazen antrenman yapmak ya da dinlenmek yerine kapı kapı sponsorluk görüşmelerine gidiyoruz. Maalesef sponsor bulmak, 100 metreye dalmaktan daha zor.
HAYAT NEFESİMİ TUTTUĞUMDA BAŞLADI
Dalmayı en sevdiğiniz yer neresi?
Seçmek zor. Kaş, Çanakkale, Salda Gölü…
Nedir sizi suyun altında bu kadar mutlu eden?
Yerçekimsiz, sırsız ve özgür bir dünyada kendi limitlerimi keşfetmek.
Hikayeyi başa saralım… Dalış tutkunuz nasıl başladı?
Aslında benim hikâyem biraz enteresan. Astım hastasıydım. Çocukluğumda bırakın spor yapmayı, evden dışarıya bile çıkamıyordum. Fakat bir okul gezisi sırasında sualtı ile tanıştım. Bütün dünyam bu geziden sonra değişti. Size nasıl anlatsam sualtı masmavi, yer çekimi olmayan büyülü bir dünya. Benim için hayat ilk nefes aldığımda değil, ilk nefesimi tuttuğumda başladı.
Aynı zamanda bir diyetisyensiniz. Peki, beslenme programınız nasıl?
Bunu kapsamlı yanıtlamam zor, aktivitelerime göre farklılaştırıyorum. Üniversite eğitimim Beslenme ve Diyetetik üzerine yani aslında evet diyetisyenim. Genel olarak yeşil ve lifli gıdalara mutlaka yer veriyorum. Fakat zaman zaman kaçamaklarımın da olduğu dengeli bir diyetle devam ettiriyorum beslenmemi.
Yarışlara hazırlık sürecinden biraz bahsedebilir misiniz?
Mesela şimdi sezon başı, daha çok koşu, yüzme, ağırlık çalışmaları yapıyorum. Dalış yarışmaları öncesi deniz kenarı bir bölgede dalış kampları ve yarışmalar için dünyanın farklı noktalarında uzun süreli dalışlarım oluyor. Bu çok yorucu ve yıpratıcı bir süreç. Aylarca her şeyden uzakta oluyorum. Mental çalışmalarla derin dalışlara ve bu uzun soluklu sürece hazırlanıyorum.