Deneyimsel lükse kayış pazarın itici gücü

Küresel ölçekte lüks yat pazarının 2032 yılında yaklaşık 17 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Her yıl giderek büyüyen bu pazarı domine eden temel faktörler ise yüksek gelire sahip bireylerin global ölçekte artan nüfusu ve insanların yaşam tarzlarının giderek deneyimsel lükse kayması…

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Deneyimsel lükse kayış pazarın itici gücü

HELİN KAYA – GÜLSEREN ÜST POLAT

Son yıllarda büyüme ivmesine sürdüren küresel lüks yat pazar büyüklüğü geride bıraktığımız 2023'te 7,9 milyar ABD Doları’na ulaştı. İleriye dönük olarak da pazarın 2024-2032 döneminde yüzde 8,6 büyüme oranı ile 2032 yılına kadar 16,9 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Peki, bu yükselen ivmenin temel faktörleri neler? Dünya çapında yönetim stratejisi ve pazar araştırmaları sunan IMARC Group’un yayınladığı ‘Lüks Yat Pazar Raporu 2024’e göre, pazarının kendi iç dinamikleri, yat imalatında yaşanan teknolojik gelişmeler bu artışta etkili oluyor. Ancak pazarı asıl domine eden şey belli bir grubun gelir düzeyinin ciddi şekilde yükselmesi ve yaşam tarzında lükse doğru eğilimin artası...

Gelin bu başlıkları tek tek inceleyelim.

KÜRESEL YAT PAZARI İÇ DİNAMİKLERİ

Artan çevre bilinci ve denizcilik düzenlemelerinin sıkılaşması çevre dostu ve sürdürülebilir yatlara yönelik eğilimi artırıyor. Dolayısıyla hibrit tahrik sistemleri ve çevre dostu malzemelerin kullanıldığı yatlarda talep yükselmesi görülüyor.  

Yat tasarımı ve işlevselliğinde ileri teknoloji ve otomasyonun entegrasyonu da pazarın büyümesini artıran bir diğer etken. Lüks yatlar, son teknoloji ürünü navigasyon sistemleri, daha iyi bağlantı için IoT özellikli cihazlar, gelişmiş güvenlik ve konfor için otomasyonla donatılıyor. Yine yüksek gelire sahip kişilerin, kendi tarzlarını ve ihtiyaçlarını yansıtan benzersiz, kişiye özel yat arayışları, üreticileri özel tasarım seçenekleri sunmaya yöneltiyor.

YÜKSEK GELİRE SAHİP NÜFUSUN ARTMASI

Yüksek gelire sahip bireylerin dünya çapında artan nüfusu, lüks yat pazarının temel itici güçlerinden biri. Özellikle Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya'nın bazı bölgelerinde servet birikimi arttıkça, yatlar da dahil olmak üzere lüks harcamalarda buna paralel bir artış yaşanıyor. Bu kişiler genellikle lüks yatları bir statü sembolü ve ayrıcalıklı, üst düzey deneyimlerden keyif almanın bir yolu olarak görüyorlar. Özellikle gelişmekte olan ekonomilerde artan sayıda milyarderler, lüks yatların müşteri tabanını genişletiyor. Sadece satın almaya değil aynı zamanda yatları kendi tercihlerine göre özelleştirmeye de yatırım yapıyorlar, bu da pazarın büyümesini daha da artırıyor.

YAŞAM TARZININ DEĞİŞMESİ

Özellikle varlıklı tüketiciler arasında yaşam tarzı tercihlerinde deneyimsel lükse doğru gözle görülür bir değişim var. Lüks yatlar, bu trende uygun olarak macera, mahremiyet ve ayrıcalığın benzersiz bir karışımını sunuyor. Uzak destinasyonları keşfetmek veya özel yatlarda özel etkinliklere ev sahipliği yapmak gibi kişiselleştirilmiş deneyimlere olan istek arttı. Benzersiz ve kişiye özel deneyimlere yönelik bu talep, lüks yat pazarını yönlendiriyor; müşteriler sadece ulaşım değil, tüm yaşam tarzı paketini sunan yatlar arıyor. Buna ek olarak, tatiller ve kurumsal etkinlikler için yat kiralama trendi yükselişte.

TEKNOLOJİK GELİŞMELER VE YENİLİKLER

Lüks yat pazarı aynı zamanda yat üretimindeki önemli teknolojik gelişmeler ve yeniliklerden de etkileniyor. Modern yatlar navigasyon, güvenlik ve eğlence açısından en son teknolojilerle donatılmış. Hibrit tahrik sistemleri, gelişmiş stabilizasyon sistemleri ve çevre dostu özellikler gibi gelişmeler, çevreye duyarlı alıcıların ilgisini çekiyor. Özel iç mekanlar, gelişmiş eğlence sistemleri ve son teknoloji iletişim teknolojileri gibi lüks olanakların entegrasyonu, ayrıcalık ve konfor arayan müşterilerin taleplerini karşılıyor. Ayrıca, yat işletmeciliğinde otomasyonun ve IoT'nin (Nesnelerin İnterneti) ortaya çıkışı, bu gemilerin kullanım ve bakım kolaylığını artırarak onları daha geniş bir kitleye daha çekici hale getiriyor.

Yatırım da hedefler de büyük

Geçen yıl eylül ayında açılan ve Akdeniz çanağında henüz erişilmemiş bir kapasiteye göz diken Tersan Marine Ören Yat İmalat’ın gelecek planlarını ve hedeflerini Tersan Marine Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mustafa Eren Paksu anlattı…

Ören'de hizmete açılan Tersan Marine ile sektörde nasıl bir fark yaratmayı düşünüyorsunuz?

Tersan Marine Akdeniz çanağında benzeri olmayan donanıma sahip bir tesis. Toplamda yaklaşık 300.000 m2 alan üzeri ne kurulan tesisimizin 220.000 m2’si bizzat Tersan’a ait. 30.000 m2 kapalı imalat holleri, 6.000 m2 sosyal tesisleri, 200.000 m2 güçlendirilip betonlaştırılmış açık alanı ile Akdeniz çanağındaki yatçılık faaliyetlerine yepyeni bir soluk getiriyoruz. Yakın gelecekte hedefimiz tesis yatırımlarımızla da tesisimizin mega yatların tamir, bakım ve marina hizmetleri için uğrak noktası olması… Tersan Marine ayrıca kısa zamanda temiz enerji yatırımlarını da hayata geçirmeyi planlıyor.

Yatlara hali hazırda ne tür hizmetler sunuyorsunuz?

Tersan Marine, her türlü tekne ve yatlara; çekek, bakım-onarım ve tamir hizmetleri sunmaya başladı. Bu hizmetleri biraz daha açmak gerekirse eğer kara parkımız ile kış aylarında 600 800 adet arasında farklı tür ve büyüklükte tekneyi kışlayabilir durumdayız. Ayrıca 14 hol ile 7 adet tam donanımlı hangarımızda tamir ve bakım faaliyetlerimizi yürütebiliyoruz. Bunun yanı sıra 9 ve 15 m genişliğindeki iki havuzumuz ile yat ve teknele rin kara deniz arası transferini gerçekleştirebiliyoruz. Tekne bakım-onarım faaliyetlerimiz arasında mekanik, boya, ahşap tamiratların yanında teknelerin sezona hazırlanmaları için ihtiyaç duyduğu standart bakım-onarım hizmetleri yer alıyor.

Hangi özelliklere sahip yat çeşitleri bu tesisten yararlanabilecek?

Şu anda tesisimiz 75 metreye kadar motoryat, yelkenli, kata maran ve gulet gibi deniz araçlarına hizmet verebiliyor. Yakın gelecek planladığımız yüzer havuz yatırımımız ile 130 metreye kadar yatlara hizmet vermeyi ve Türkiye ve Akdeniz çanağında henüz erişilmemiş bir kapasite ye ulaşmayı hedefliyoruz.

Bu sezon için beklentileriniz neler?

Öncelikle tesisimiz Eylül 2023 yılında açılmasına rağmen şu ana kadar 100’den fazla yat ve tekneye kışlama ve kara park hizmeti verdi. Bu sayının 2024 2025 kış sezonunda ise 600-800 adet aralığında olmasını bekliyoruz. Bu büyüklükte bir tesis ile yaklaşık 1000 kişiye istihdam sağlamayı hedefliyoruz. Yat refit projelerine imza atmak da 2024 yılı he deflerimiz arasında.

“Sektörün ulaşılabilir olmasını istiyoruz”

Denizcilik endüstrisinde öncü sektörler arasında bulunan yatçılığın yeni trendlerini Trio Deniz Yönetim Kurulu Başkanı Murat Bekiroğlu anlattı.

Kurulduğunuz 20 yıl öncesinden bugüne gelirsek marka özelinde neler değişti ve gelişti?

Bundan 20 yıl önce çıktığımız yolda bugün, Sanlorenzo, Blue game, Prestige, Jeanneau, Sacs, Ryck, Hanse, Moody ve Excess gibi dünya çapında saygınlığa sahip İtalyan, Fransız ve Alman markalarını temsil ediyoruz. 7 metreden 177 metreye, süper yattan lüks motor yata, yelkenliden katamarana, günlük gezi teknesinden RIB’lere kadar tek ne arayışında olanların taleplerine cevap verebiliyoruz. Satış sonrasında da çok deneyimli ve geniş bir ekiple hizmet vermeye devam ediyoruz. Bizim en önemli gücümüz, satış sonrası servise yaptığımız yatırımdan geliyor.

Peki ya bundan sonrası?

Türkiye’de bir denizcilik, yatçılık bilincinin oluşması, deniz ve tekne sevgisinin yaygınlaşması arzusundayız. Bunun için YATED’le iş birliği içerisinde eğitimler, destekler düzenliyoruz. Yatçılığın toplumca daha ulaşılabilir bir uğraş olmasını hedefliyoruz. Diğer yandan yatçılık camiasının gelişmesi, genişlemesi ve güçlenmesi için de çalışmalarımız oluyor. Yatçılık camiasının her unsuru için çalışmalar yapıyor; camiayı büyütmeyi hedefliyoruz.

Türkiye’nin yat alanında marka olması için ne yapması gerektiğini düşünüyorsunuz?

Halihazırda, özellikle cus tom-made süper yat ve maga yat üretiminde zaten dünya genelinde kendilerini ispatlamış markalarımız bulunuyor. 40 metre üzeri yatlarda ciddi söz sahibiyiz. Çok güzel işler yapıyorlar. Mega yat üretiminde dünyada dördüncüyüz. Tekne turizmi alanında ise yapılacak regülasyonların, vergilendirmelerdeki adaletsizliklerin giderilmesiyle ülkemizin kısa sürede Akdeniz yatçılık pazarının lideri konumuna gelmesini hedefliyoruz. Ülkemizin tekne turizmi potansiyelinin tam olarak değerlendirilebilmesi için marina sorununun da acilen çözülmesi gerekiyor.

Yatçılık alanında yeni trendler neler peki?

Denizseverler özellikle motor yatlarda denizden kopmadan, denize daha yakın yaşamayı ve denizin tadını çıkarmalarını sağlayacak çeşitli “oyuncakları” taşıyabilmeyi istiyorlar. Bu nedenle teknelerde değişen bir anatomi söz konusu. Bunların en iyi örneği Blue game BGX ve Sanlorenzo SX serileri. Bu tekneler, jet-ski, se a-bob vb çokça oyuncak taşımayı da sağlayan ama bu oyuncaklar denize atıldığında dev beach club’lara dönüşen alanları ile öne çıkıyor. Ayrıca, ergonomik ve tam fonksiyonel dış mekânların ön plana çıktığını görüyoruz.

Önümüzdeki sezon için beklentileriniz neler?

Pandemi döneminde tekne alım talebi son 20 senenin en üst seviyesine çıkmıştı. Çok doğal olmayan bu hız, 2023’te biraz yavaşladı ama yükselişini de sürdürdü. Önümüzdeki sene de fazla ritim kaybetmeden istikrarlı bir tempo yakalanıp, büyüme devam edecektir. Bugün Türk yat ve tekne endüstrisinin yan sanayi ile birlikte ekonomik büyüklüğü 5-5,5 milyar doları aşıyor. Pazarın yıllık büyüme oranı ise ortalama yüzde 20’lerde. 2024 yılında da bu büyümenin, biraz hız kaybetse de süreceği anlaşılıyor. Bizim, kendimiz için öngörümüz, bu ortalamanın üzerinde olacağımız yönünde.

Sezon yaklaşırken ilk kural…

Bahar yaklaşırken denizcilerin yüreği farklı atar. Teknelerde eksiklikler tamamlanır, bakımlar yapılır ki enginler çağırdığı an yelkenler büyük bir keyifle açılsın… Maviliklerde güvenli seyrin temel koşulların başında tekne bakımları gelir. Bu hafta deniz dostları için pratik tavsiyeler aktaracağım.  

HAKAN ATİS

Maviliklerin cazip davetine koşa koşa gitmemize az kaldı. Bir başka deyişle deniz ve tekne severlerin hayatın tüm renklerini zamansız duygularla yeniden keşfetmesi için geri sayım başladı. Gerçi denizciler genellikle yaz veya kış demez. Uygun koşulları bulduğu an yelkenlerini açar veya motor seyri yapar. Bu nedenle tekne bakımları yılın her döneminde özenle takip edilmesi gereken konuların başında gelir. Hal böyle olunca bu haftanın konusunu tekne elektriği olarak belirledim. Değerli dostum Özkan Gülkaynak’ın  referansıyla tanıdığım Tanser Özbağ, deyim yerindeyse konunun profesörü… Bu nedenle seyirde, alargada, bağlama veya kışlama alanlarında en büyük tehlikenin elektrik sistemlerinden kaynaklanabileceğini belirtiyor.

GÜVENLİK İŞİ İHMALE GELMEZ

Teknelerde genellikle 12 veya 24 volt doğru akım kullanıldığını vurgulayan deneyimli isim bunun sizi çarpmayacak kadar düşük olduğuna dikkat çekmekle birlikte risklerinin altını çiziyor. 12V sistemi olan bir teknede evinizdeki ile aynı güç sarfiyatı olduğunu ancak yaklaşık 20 kat daha fazla akım çekileceğini vurguluyor. Ben de son sözümü baştan söyleyeyim… Bilgi ve tecrübe sahibi değilseniz, dahası güvendiğiniz deniz elektrikçiniz yoksa kendi başınıza iş yapmaya kalkışmayın. Zira maviliklerin merhameti yoktur. Hataları bağışlamaz! Kırk yılın getirmediğini bir an getirir. Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğum Tanser Özbağ, Ege Bölgesi’nde yüzlerce teknenin elektrik aksamıyla ilgilenen deyim yerinde ise uzmanlığı amatör denizciler tarafından onaylanmış bir kişi. Tekne sahiplerinin yılın her döneminde dikkatli ve özenli olmasını isteyen deneyimli isim özetle şöyle diyor: “Kablo kesitlerinin çekilecek akıma göre hesaplanarak seçilmesi, tüm almaçların (elektrik sarf eden her elektrikli cihaz, priz ve/veya aletin) ayrı sigorta ile bağlanması, kablo ve almaçların marin/deniz özellikli olması önemlidir. Sigortaların olabildiğince akü, jeneratör, sahil besleme gibi enerji kaynaklarına yakın bağlanması gerekir. Zira kendinden sonraki sistemi koruduğundan, kaynağa ne kadar yakın bağlanırsa o kadar uzun alanı güvende tutar. Örneğin telsizin girişindeki sigorta, o cihaza kadar gelen besleme kablosunda oluşabilecek kısa devre durumunda atmaz. Kullanılan sigortaların çekilen akıma uygun değerde seçilmesi de önemlidir. Olması gerekenden düşük akımda sigorta takıldığında sürekli atarak almacı kullanmaya fırsat vermeyeceği gibi yüksek akımda kullanılan sigortalarda aşırı akım çekilmesi durumunda atmayacağından görevini yerine getirmemiş olur. Bu da çok ciddi riskler yaratabilir. Örneğin yangına sebebiyet verebilir.”

ELİNİZ HEP ÜSTÜNDE OLSUN

Konu son derece önemli olduğu için önerilere devam ediyorum… Tekneler ekseriyetle denizde bulunduğundan elektrik sistemleri kara taşıtlarından çok daha fazla neme maruz kalır. Bu nedenle elinizin her zaman üstünde olması gerekir. Altı ayda bir akü kutup başları, both şalter veya devre kesiciler, bara ve bağlantılarının vazelin veya sıvı gres sürülmek sureti ile oksitlenmesi önlenmelidir. Gevşemiş olan bağlantılar sıkılmalıdır. Sarı bağlantı aksamları için zımpara yerine limon suyu kullanmak hem oksidi daha kolay temizleyebilir hem de aşınmaya neden olmaz. Teknelerin elektrik aksamında oksitli ve gevşek bağlantı noktası kalmadığından emin olunmalıdır. Böyle bir durum oralarda direnci yükseleceğinden ya akım geçirmeyecek ya da ısınarak, bağlantı noktalarının erimesine hatta teknede yangına neden olabilecektir. Bir başka önemli husus daha var: O da tüm pabuçların kablo bağlantılarında ve eklerinde lehim kullanılması gerektiği. Özellikle büyük pabuçların kablo bağlantılarında gerekli ekipman olmadığından ya da vakit alan bir işlem olarak görülüp ihmal edildiğinden bazen lehim yapılmadığına rastlanabiliyor. Oysa unutulmamalıdır ki sadece uygun bir aparat ile pabucu sıkıp bırakmak ileride olabilecek oksit ve korozyona açıkça göz yummak demektir.

RUTUBET RİSKİNE KARŞI TEDBİRLİ OLUN

Denizde ne kadar iyi sıkılırsa sıkılsın lehim ile doldurulmamış iki metalin arasına zamanla nem girerek oksitlenmeye neden olur. Sıkma işleminden sonra mutlaka bu işlem yapılmalı ve söz konusu yer bantla kaplanmalıdır. Tanser Özbağ’a göre işlemin yapıldığı alan soğumadan sarılırsa bandın alt sarımları, henüz soğumamış olan metalin üzerinde eriyerek plastik tabaka oluşturacak ve bu neme karşı ekstra bir koruma sağlayacaktır. Bunu yılların elektrik ustasının tavsiyesi olarak aklınızda tutmanızda yarar var. Diğer yandan kabloların düzenli ve uygun yerlerden geçirilerek çekilmiş olması, arıza veya ilave kablo çekilmesi durumunda müdahaleyi kolaylaştıracağından önem taşımaktadır. Sevgili deniz dostları;  sözün özü teknenizin elektrik tesisat şemasını her zaman yanınızda bulundurun.  Sonradan yapılan ilave ve eksiltmeleri de mutlaka işleyin ve güncel tutun. Diğer yandan teknenizi sık kullanmıyorsanız ve boşalmış akü ile karşılaşmak istemiyorsanız küçük bir güneş paneliyle onların boşalmasını önleyebilirsiniz. Bu sayede hem motorunuzu şarj amaçlı gereksiz çalıştırmaktan kurtulmuş olursunuz hem de akülerinizin ömrünü uzatırsınız. Ayrıca yelken seyri yapıyor ve uzun süre koylarda kalıyorsanız enerji tüketiminizi karşılamak için daha büyük güneş panelleri kullanın. Ayrıca uzun seyirlerde rüzgar jeneratörü olması fayda sağlar…

Sizlere güvenlik, sağlık ve mutluluk dolu güzel bir sezon diliyorum. Yeniden buluşmak dileğiyle esen kalın. Pruvanız neta, rüzgar kolayınıza olsun. 

TARİHTE KEYİFLİ YOLCULUK

Oğuz Aydemir, TINA’da (Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı) başarılı çalışmalara imza atıyor. Örneğin, denizcilik tarihimizin ilk ve muzaffer komutanı olan Çaka Bey’in hayatını anlatan harika bir eserleri var. Tarihe meraklı okurlarımız için tavsiye ediyorum. İngilizce ve Türkçe, dilerseniz yabancı konuklarınıza hediye edebilirsiniz. Türklerin İlk Amirali Çaka Bey başlıklı kitabın sayfalarında 1092 yılında Türklerin ilk resmi deniz kuvvetlerinin kuruluşundan Çaka Bey’in öldürülüşü ile başlayan ve iki asır süren duraklama yıllarına kadar pek çok ayrıntıyı bulacaksınız.

Künye:

Türklerin İlk Amirali Çaka Bey ve Dönemin Deniz Savaşları

Ali Rıza İşipek

Denizler Kitabevi

183 s.

GÖKOVA TUTKUNLARI İÇİN REHBER

Yılın büyük bölümünde amatör denizcilerin uğrak yerleri arasında olan Gökova’yı denizden farklı bir gözle yaşamak isterseniz Ali Boratav’ın ‘Mavi Yolculuk Rehberi’ biçilmiş kaftan. Yüzlerce koy ve mola noktasının en ince ayrıntısına kadar anlatıldığı bu eseri Denizler Kitabevi’nden temin edebilirsiniz. Şimdiden keyifli seyirler ve neşeli dost sofraları diliyorum.

Künye:

Mavi Yolculuk Rehberi

Ali Boratav

Denizler Kitapevi

532 s.

 

HAFTA