‘’Değişim ve evrim durdurulamaz’’
Jay-Jay Johanson Türkiye’yi, Türk müzikseverler de onu çok seviyor. 3 farklı şehirde konser vermeye gelecek olan müzisyenle sohbet ettik.
Ece Ulusum
1996’da melankolik trip-hop tınılarıyla hayatımıza giren Jay-Jay Johanson, müzik dünyasında bir türden diğerine zarifçe geçiş yaparak zamansız bir kariyer inşa etti. Onun sesi, duygusal derinliği ve benzersiz prodüksiyon tarzı, yıllar geçtikçe sadık bir hayran kitlesi yarattı.
Jay Johanson Türkiye’yi, Türk müzikseverler de onu çok seviyor. Onun konserleri uzakta oturan yakın arkadaşımızı ziyaret etmek gibi bir havada geçiyor. Bu havaya eşlik etmek isteyenler varsa müzisyen, Epifoni organizasyonu ve % 100 Müzik katkılarıyla Şubat ayında İzmir, Ankara ve İstanbul’da sahne alacak. Sahneden önce kendisiyle konuşma fırsatı bulduğumuz Jay-Jay Johanson, hem müziğinin arka planına hem de yeni projelerine dair samimi cevaplar verdi.
Müziğinizin kendi hikayenizden ilham aldığını sık sık dile getiriyorsunuz. Peki bu hikayenin evrensel bir şekilde yankılanmasını nasıl sağlıyorsunuz?
Gerçekten hiçbir fikrim yok ama bunu bilmek isterdim. Bu soruyu müziğimi dinleyenlere sormalısınız. Şarkılarımı seçmelerine neden olan şey nedir, onlar daha iyi bilir.
1996’dan bu yana trip-hop, elektro-clash, downtempo ve indie gibi farklı müzik türlerini keşfettiniz. Bu türler arasında dolaşmak ve kendinizi yeniden keşfetmek nasıl bir histi?
Hep sadece en ilginç bulduğum şekilde düzenlemeler ve prodüksiyonlar yaptım. Şarkı yazımı ise başından beri aşağı yukarı aynı kaldı. Ancak prodüksiyon farklı aşamalardan geçiyor ve bu süreç her zaman devam edecek.
‘So Tell the Girls That I’m Back in Town’ ve ‘Believe In Us’ gibi şarkılar dinleyiciler üzerinde güçlü bir etki bırakmaya devam ediyor. Sizce bir şarkıyı zamansız yapan şey nedir?
Bunu aslında ben de bilmiyorum. Bu soruyu da dinleyicilere sormanız lazım. Bu şarkıları zamansız yapan şey nedir, hiçbir fikrim yok. Ayrıca bir şarkının etkili olup olmayacağını asla tahmin edemem. Örneğin, “Heard Somebody Whistle”ın bu kadar başarılı olacağını hiç beklemiyordum.
Türkiye turnenizin set listesini hazırlarken nasıl bir yaklaşım benimsediniz?
Düşünüyorum… Hâlâ üzerinde çalışıyorum!
1996’dan bu yana müzik sektörü teknolojik gelişmelerden kültürel değişimlere kadar büyük bir evrim geçirdi. Sizce bu değişimler sizi ve müziğinizi nasıl etkiledi?
Aslında her şeyi gördüm diyebilirim ve plak şirketlerinin nasıl davrandığını, yayıncıların farklı tehditlerle nasıl başa çıktığını izlemek ilginçti. Ancak ben bir yazar olarak her zaman biliyordum ki, ne olursa olsun, eğer işime devam edersem, bir şekilde dinleyicilere ulaşır. Müzik her zaman kendisini arayan kişilere ulaşmanın bir yolunu bulur.
Yeni albümleriniz veya projeleriniz üzerinde çalışırken kariyerinizin başındaki heyecanı hâlâ hissediyor musunuz? Bu tutkuyu nasıl canlı tutuyorsunuz?
Kesinlikle. Aslında, yeni albümüm, ilk albümümden bu yana beni en çok heyecanlandıran albüm oldu. Bazı albümler mücadele ile yaratıldı, bazıları ise aceleye geldi. Ama şarkı yazmayı ve bestelemeyi asla bırakmadığım için sürekli devam ediyorum ve şu anda her şey harika hissediliyor diyebilirim.
Müziğin dünya genelindeki protesto hareketlerinde güçlü bir araç olarak kullanıldığını görüyoruz. Sizce dijital çağda müziğin protesto kültüründeki rolü değişti mi?
Muhtemelen evet, ama müzik her zaman her hareketin önemli bir parçası olmuştur. 70’lerde omuzlarımızda ghettoblaster’larla çaldığımız mixtape’lerle şov yapardık.
Son konserlerinizde dinleyici profilinizde bir değişim fark ettiniz mi?
Konserlerime sadece başından beri beni takip eden eski dinleyicilerin değil, aynı zamanda yeni, genç bir dinleyici kitlesinin de gelmesinden çok mutluyum.
Son zamanlarda müzik dünyasında yapay zekânın artan etkisi büyük tartışmalar yarattı. Sizce bu, yaratıcı bir devrim mi yoksa insan yapımı müzik için bir tehdit mi?
Her on yılda, her yılda, hatta her zaman yeni bir teknoloji ya da format ortaya çıkıyor ve bu, sektörü korkutuyor. Ama sonunda, bununla ya da onsuz bir yol buluyoruz. Değişim ve evrim durdurulamaz. Kişisel olarak beni pek ilgilendirmiyor çünkü yazma biçimimi etkilemeyecek.
Türkiye konserlerinizin ardından hayranlarınız için beklenmedik sürprizleriniz var mı?
Evet, baharda yeni albümümü çıkaracağım!
Müzisyen, 6 Şubat’ta İzmir Hangout PSM, 7 Şubat’ta Milyon Performance Hall Ankara, 8 Şubat’ta ise If Performance Hall Beşiktaş'ta sahne alacak.