Ceplerim içgörü dolu
Sosyal medyada mizah anlayışına yeni soluk getiren bir isim: Ali Köstekçi… Reklamcılık ile başlayan serüveni onu bugün dijital dünyanın dikkat çeken içerik üreticilerinden biri haline getirdi. Köstekçi, “Güdülerimi takip edip onları nasıl komik hale getireceğimi iyi biliyorum. Sonrası kayıt tuşuna basmaya kalıyor” diyor…
HELİN KAYA
Sosyal medya serüveniniz nasıl başladı?
Önceleri aslında bugün kimsenin pek bilmediği Vine platformunda çok iyi bir izleyiciydim. Sonra bir gün oraya birkaç tane aklıma gelen tespit tiplemesini yükledim ve baya ilgi gördü. Ardından platform kapanınca tabii benim de bir içerik üreticisi olarak ilgim azaldı.
O dönem aynı zamanda da reklam ajanslarında çalıştığım için etrafım hep yaratıcı kişilerle ve içerik üreticileriyle çevriliydi. Kendime olmasa da birçok markaya başka platformlarda çok iyi ve etkili işler yaptığım için yokluğunu çok da aramamıştım. Ancak son yıllarda artan çevre baskılarına daha fazla dayanamayıp kameranın arkasından önüne tekrar transfer oldum. İyi ki de oldum galiba böyle bir kendime geldim
İçeriklerinizde genellikle eğlenceli paylaşımlarınızla ön plandasınız. Sosyal medyadan önce bir oyunculuk geçmişiniz oldu mu?
İlkokul yıllarımdan beri tiyatro yapıyorum aslında. Hatta sonrasında konservatuvar tiyatro sınavlarına hazırlanırken de birçok başarılı oyuncu ve kurumdan eğitimler almıştım. Bir şekilde konservatuvar olmadı ama bu eğitimler sırasında tanıştığım kişilerle birçok oyun yaptık, kısa film çektik. Reklamcıyken de bazen yazdığım reklam filmlerinde kendim oynuyordum.
Ürettiğiniz içerikler takipçi kitleniz tarafından bir hayli ilgi görüyor. Bize bu içerik fikirlerini oluştururken nelerden ilham aldığınızdan bahseder misiniz?
Ben gerçekten “sokak çocuğu” denilebilecek son jenerasyondanım. Sokaktaki yaşam, oyun, arkadaşlık gibi şeyler sadece gözleme ve tecrübeye dayanır. Bana göre böyle bir çocukluk geçirince günlük rutin hayatı çok daha farkındalıkla yaşamaya alışıyorsun. Bu yüzden ceplerim içgörü dolu. İlham almama veya aramama gerek kalmadı hiç. Yıllardır cepten yiyorum. Bakalım, hala bitmedi.
Peki içerik üretirken en çok nelere dikkat ediyorsunuz?
Bir şeylere dikkat edersem genelde olmuyor. Bunu gerçekten tecrübe ettiğim için söylüyorum. Bence güdülerimi takip edip onları nasıl komik hale getireceğimi ve grameri bozmayı iyi biliyorum. Sonrası kayıt tuşuna basmaya kalıyor.
Sosyal medya günden güne yeni gelişim ve değişimleri bünyesine ekleyerek büyüyor. Bir içerik üreticisi olarak dijital dünyayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dijital dünya gerek eski mesleğim olsun gerek şimdiki yeni uğraşlarım olsun üzerine kariyerimi inşa ettiğim bir dünya. Ben bu dünyanın daha çok içindeki canlı ekosistemi değerlendirmek istiyorum. Ne de olsa işimiz insan… Burada sürekli bir tartışma olmasından biraz sıkıldım. Bir ara “mobil yükselişte” idi. Sonra “dijital ve gerçek dünya arasında fark yok ikisi de aynı şey” oldu. Sonra “hayır farklı şeyler” oldu. Şimdilerde “yapay zekalar işimizi kapar mı?” merak konusu. Sürekli teknolojik yeniliklere direnen bir tayfa var ve bu tayfa nedense bir şekilde dijital dünyanın da bir parçası. Buradan onlara seslenmek istiyorum: Arkadaşlar bizi de kendinizi de bir salın artık ya! Gereksiz şeyler yerine gelin, çalışma günleri haftada nasıl 3 güne düşer falan onları tartışalım.
Dijital ortamlarda görünür işler yapmanın ne tür artı ve eksileri var? İçeriklerinize karşı olumsuz yorumlarda bulunan kullanıcılar hiç oluyor mu?
Ben şu an bu ortamlarda yeni palazlanan biri olduğum için daha çok artıları yaşayan biriyim. Mesela dışarıdayken beni tanıyıp, çektiğim bir videomdaki sözlerle bana laf atan insanlarla beraber gülmenin keyfine diyecek yok. Bir diğer kıymetli olan şey de bugüne kadar hiçbir olumsuz yorum almamış olmam. Gerçekten her gün elimde kalkanlarımla ilk linçimi yemeyi bekliyorum ama o gün hala gelmedi bakalım. Şu an bunu okuyan kişileri tetikledim mi sence?
Gelecek planlarınızda neler var? Sosyal medya haricinde gerçekleştirmeyi düşündüğünüz başka projeleriniz var mı?
Sapien Project ile harika şeyler yapıyoruz. YouTube’un en yaratıcı kanalı olma konusunda emin adımlarla yürüdüğümüzü söyleyebilirim. Diğer tarafta bazısı henüz yayınlanmamış hatta bazısı henüz sete çıkmamış, oyuncu olarak yer aldığım birkaç kısa ve uzun metrajlı film ile birlikte bir dizi projesi var. Kendi yazdığım şeylerde oynamayı sevdiğim için de aynı zamanda bir dizi projesi yazmaya başladım. Eğer senaryoyu bu yoğunlukta vakitlice bitirebilirsem yeni yılda hayata geçirmeyi istiyorum.
‘’Güdülerimi takip edip onları nasıl komik hale getireceğimi ve grameri bozmayı iyi biliyorum. Sonrası kayıt tuşuna basmaya kalıyor.”