Bu TIR ‘umut’ taşıyor
Merkezine çocukları alan SosyalBen Vakfı bu kez gezici TIR’ını deprem bölgelerine doğru yola çıkardı. Umut TIR’ı ismini verdikleri projeye dair konuştuğumuz vakıf kurucusu Ece Çiftçi, “Umut TIR’ı bugüne kadar SosyalBen’in ekmiş olduğu tüm umut tohumlarının filizleri” diyor.
Merve YEDEKÇİ
Vakıf olarak Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası bölge için hangi çalışmalara imza attınız?
Deprem ile fiziken iyi olsak da psikolojik olarak hepimiz bir enkazın altında kaldık. Elbette bu süreçte, herkes gibi, bizim de kayıplarımız oldu. Genç gönüllümüz Buse Cifci ve çocuk gönüllümüz Neşe Kılınç’ı kaybetmiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyorum. Gönüllülerimizi ve tüm kayıplarımızı ancak umutla yaşatabileceğimizi biliyoruz. Her seferinde ne kadar zor olursa olsun, umudun peşinden gitmeye devam edeceğiz. Depremden etkilenen 4,3 milyon çocuk için harekete geçmemiz gerektiğini bilerek, umuda tutunduk. Şimdi de bölgeye bu umudu taşıyabilmek adına Umut TIR’I ismini verdiğimiz yolculuğumuz başladı. Bizler uzmanlık alanımız doğrultusunda bölgede olmalıyız. Bu sebeple akut müdahale süreci olan ilk 40- 50 gün aktif olarak alanda bulunmayı doğru bulmuyoruz. İlk etapta arama kurtarmanın ardından afetzedelerin ihtiyaçlar piramidindeki temel ihtiyaçlarının karşılanması için bölgeye vakit tanımak gerekiyor. SosyalBen olarak Soma’da, Nepal’de olduğu gibi yaşlaşık iki ayın ardından atölyelerimiz üzerinden psikososyal destek verebilmek için bölgede çocuklarla buluşuyoruz.
Nedir bu ‘Umut TIR’ının hedefi?
Daha öncesinde de SosyalBen Vakfı olarak afetlerde, özellikle de göçük altı afet zamanlarında, akut müdahale döneminin ardından çalışmalarımız gerçekleşti. Şimdi etkilenen alan çok geniş bir coğrafya, dolayısıyla etkilenen çocuk sayısı da. Bu durumda daha farklı bir çözümle hareket etmeliydik ve o noktada Umut TIR’ı ortaya çıktı. Afet bölgesinde akut müdahale sonrası, depremden etkilenen çocuklara SosyalBen Atölyeleri ile psikososyal destek sağlamak üzere hazırlanmış SosyalBen gezici etkinlik TIR’ı diyebiliriz kısaca. Gezici TIR’ımız 5-23 Nisan 2023 tarihlerinde çocuklarla buluşuyor. Bu gezici araç bizim için umudun sembolü. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın 100. yılını sahada çocuklarla kutlayacak olmamız da umudumuzu artırıyor. Eflatun’un çok sevdiğim bir sözü var: “Bü tü n yıldızlar sö nse ve her ş ey kararsa, insanın ruhunda tek bir yıldız parlamaya devam eder, bu umut yıldızıdır.” Biz de bu karanlık tablo karşısında umuda doğru yolculuğumuzda var gücümüzle çalışıyoruz. Belki şöyle bir tanım yapsam abartmış olmam: Umut TIR’ı bugüne kadar SosyalBen’in ekmiş olduğu tüm umut tohumlarının filizleri.
Bir söyleşinizde “Her destekçinin ille de bağış yapması gerekmiyor” diyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız? Destek olmak isteyenler neler yapabilir?
Daha önceki çalışmalarımızda deneyimlediğimiz neyi paylaşıyorsak onu çoğaltıyoruz sosyal medyada. Şimdi de iyiliği ve umudu çoğaltabilmek adına Umut TIR’ı için bir kampanya başlattık. Bu kampanya’nın şimdiye kadar gördüğü ilgi inanılmaz, ancak tabi ki yeterli değil. Okurlarımızdan büyük küçük demeden kampanyamıza destek olmalarını isteyebiliriz. Paylaşıp, çoğaltabilirler bu da en önemli destek. Ayrıca açacağımız gönüllü çağrısı ile 18-30 yaş aralığındaki gençleri, en önemlisi de bölgede yaşayan ve afetten etkilenen gençleri gönüllü olmaya davet ediyoruz. Bu süreçte ihtiyaç analizimiz doğrultusunda gönüllü programımızı oluşturduk. Gönüllü olmak isteyen herkes sadece Umut TIR’ı ile çocuklarla buluşma anında değil, hazırlık aşamasında, saha sırasında ve saha sonrasında da gönüllülük yolculuğumuz devam edecek. Başvurunun ardından gönüllülerimiz ile sağlayacağımız görüşmede onları en uygun olabilecek destek noktasına yönlendireceğiz. Sadece bağış yaparak değil, gönüllülük çağrılarımızı takip ederek, paylaşarak da tüm sürece destek olabilirler.
Afet ve acil durumlarda hepimiz hemen seferberlik sağlıyoruz. Peki bölgede olan faaliyetlerin sürdürülebilir olması için neler yapabiliriz?
Şu noktada yapılan çalışmaları sürdürülebilir kılmak adına yapabileceğimiz en iyi şeylerden biri her birimizin uzman olduğu alanda destek sağlaması. Çünkü ancak bu şekilde; bilgi, birikim ve becerilerimizi doğru kullanarak sürdürülebilirliği artırırız. Devamlılığı sağlamak için en önemli şey, yıllarca hayatımıza, planlarımıza, stratejilerimize eklenebilir olması. Bu entegrasyonu başarılı bir şekilde gerçekleştirerek bu konu sadece ‘gündem’de olduğu zaman değil, genel olarak hayatımızın içine dahil olmuş olur. Her ilde çocukların hayatına sürdürülebilir destek sağlayacak, mutluluğu, iyiliği ve umudu yine hayata hep birlikte geri döndüreceğiz.