Bu sıralar popçu oldum

Renkli dünyasını ve müzikal yeteneklerini tamburla bir araya getiren Evrencan Gündüz’le yeni projesi, benzerliği tartışılan parçası ve daha birçok konu üzerine...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Bu sıralar popçu oldum

ECE ULUSUM

Ortaköy’ün ikonik manzarasında Evrencan Gündüz elinde tambur, etrafında birçok enstrümanla kendini kaptırarak müzik yapıyor. Ve tüm yeteneklerini sergilemesi için sadece 60 saniyesi var! Rebull’un müzisyenlere ‘challenge’ yaptıran 60 Seconds projesinin ilk konuğu Evrencan Gündüz oldu. Müzisyenle deneyimini konuştuk.

Red Bull 60 Seconds fikrini ilk duyduğunuzda neler düşündünüz?

Heyecanlandım çünkü insanın bu kadar kısa sürede, yüksek bir performansla şarkı icra etmesi sanki bir müzisyen için adeta onun aşması gereken eğlenceli bir sınav gibiydi. O yüzden çok keyifli bir proje.

Çaldığınız lokal enstrümanın keşif süreci nasıl gelişti? Tambur ile parçalar gelir mi?

Enstrümanın önce kökenini anlamak, enstrümanı kimlerin çaldığını ve onun nasıl bir kültürden geldiğini keşfetmek için bizzat kendi isteğimle bu işin ustası olan tambur üstatlarına danışıp, onları saatlerce dinledim. Enstrümanın yapısını anlamaya çalıştım ve birkaç kere usta isimleri ziyaret ederek gamları, makamları onlardan öğrendim. Sonrasında da tambura kendi yaklaşımımı ve ritmik anlayışımı ortaya koyarak elimden geleni yapmaya çalıştım. Bence heyecanlanıp tamburla bir parça yaratabilirim. Neden olmasın. Zaten evimde de tambur var.

Ortaköy’de ikonik bir lokasyonda çekim yaptınız. Çekimler nasıl geçti?

O gün çok turist vardı ve insanlar gelip heyecanla ne olup bitiyor diye baktılar. Aynı zamanda dalgaların artması sonucu çekim alanı komple ıslandı, çok komik bir deneyimdi.

Bir enerji içeceği var ortada, şöyle bir soru sorayım: Sizin enerjinizi getiren müzik türleri veya parçalar neler?

Benim enerjimi harekete geçiren müzik türleri, şamanik köklerimizden geldiğini düşündüğüm, bol tekrarlı ritmik şarkılardan oluşuyor. Karışık olmayan, bizi belli bir yerde tutan ve onun içerisinde bize bir alan yaratmaya başlayan bu müzikleri çok seviyorum. Biz müzisyenler aramızda bunlara groovelu müzikler diyoruz. Bence bunların kökeni bizim şamanik hissiyatlarımıza dayanıyor; bir şeyin tekrar etmesi artık onu düşünmemenizi sağlıyor ve onun sayesinde içiniz de sessizleşiyor… Yani benim de içimi sessizleştiren ve iç keyfimi, iç akışımı artıran şeyler sürekli kendini tekrar eden groovelu müzikler diyebilirim.

Semiramis Pekkan ile yollarınız kesişti. Kendisinden neler öğrendiniz, size neler kattı?

Kendisi insanın yaşını kendisinin belirleyebileceğini öğretti bana. Sevginin aslında ‘içten, gerçek ve olduğu gibi’ özden geldiğini gösterdi. Aynı zamanda kendine ve özüne gösterdiği hürmet ve özen gerçekten benim için ilham vericiydi. Yaptığı işe duyduğu saygı, kıyafetinden konuşmasına… Hayatındaki her şeye gösterdiği titizlik, hayatı nasıl eforsuz ve şükürle yaşayabileceğimizin büyük bir kanıtı oldu.

En son ‘Fifty Fifty’ parçasının ‘Sen Aşkımızdan’ parçanızla neredeyse aynı olduğunu gördük. Bu konuda dönüşler geldi mi? Bir aksiyon alacak mısınız?

‘Fifty Fifty’ şarkısının ‘Sen Aşkımızdan’ şarkısıyla çok benzediğini sadece ben değil belki de beni tanıyan beni dinleyen bütün sevenlerim de düşünüyor ve bu inanılmaz benzerlik sonucunda meslek birlikleri grubuna başvurdum ve bilim kurulundan şarkıların benzerliği hakkında onay geldi. Dolayısıyla uluslararası avukatlarım haklarımızın savunulması konusunu takibe aldı.

Sırada neler var?

Sırada ‘Bu Bir Rüya’ adlı bir single çalışmam var çok yakında sevenlerimle buluşacak. Kendisi funky ve hareketli bir pop şarkısı aslında. Bu sıralar popçu oldum. Ama en kısa zamanda yeni 45’lik plak çalışmalarımla 70’ler ve 80’ler soundlarıma geri döneceğim. Takipte kalınız.

 

HAFTA