Bu eseri bir renkle ifade etmek haksızlık olur
Don Giovanni Operası yılın son gösterimi ile 9 Aralık’ta Atatürk Kültür Merkezi’nde olacak. Öncesinde temsilin başrolünde yer alan İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürü ve Sanat Yönetmeni Caner Akgün ile konuştuk.
Ece ULUSUM
Mozart’ın en kıymetli operaları arasında gösterilen Don Giovanni, kadınları baştan çıkaran çapkın İspanyol asilzadenin hikayesini anlatıyor. Zenginliği ve gücü, onu yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşmekten korur. Ancak daha da ileri gidip cinayet işleyince olaylar karışır. Kara komedi türündeki opera için Richard Wagner, "tüm operaların operası" olduğunu söylemişti. Henüz izlemeyenler için yılın son temsili 6 Aralık akşamı Atatürk Kültür Merkezi’nde Türk Telekom Opera Salonu’nda. Aytaç Manizade’nin sahneye koyduğu eserde İDOB Orkestrasını İbrahim Yazıcı yönetiyor. Detayları temsilin başrolünde yer alan İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürü ve Sanat Yönetmeni Caner Akgün anlattı.
Yeni görevinizi hangi heyecanlarla ve projelerle yürütme planınız var, söz eder misiniz?
İstanbul’a ve memleketimizin değerlerine mercek tutan bir anlayışla köklerine bağlı özgün bir evrensel dil oluşturmak temel hedefimiz. İstanbul Devlet Opera ve Balesi Atatürk Kültür Merkezi’nin teknik imkanlarıyla uluslararası projelere imza atacak. Don Giovanni ile başlayan bu serüven hepimizin gurur duyacağı prodüksiyonlarla devam edecek. Bu köklü kurumda projeler üretmek onur duyduğum bir sorumluluk.
Don Giovanni’yi ölümsüz kılan en önemli özellik nedir?
Don Giovanni zamansız bir manifesto kanımca. İnsanoğlunun varlık sorgulaması, anlamı arayışı her zaman aynı iştahla devam ediyor, dolayısıyla güncel kalıyor. Kendisini ve inandığı kavramları özgürce ifade eden, bunların peşinden yılmadan koşan bir kahraman o.
Sizinle hayat bulacak Giovanni’de karakterin hangi özelliklerini izleyiciye yansıtmak için çalıştınız?
Ne istediğini bilen, kararlı ve duruşu net bir profil çiziyorum. Günümüz insanının peşinden koştuğu ve eksikliğini hissettiği özellikler bunlar. O sebeple eseri çalışırken etkileyici olacağını düşündüm ve hep bu özellikleri geliştirdim.
Burada izleyiciyi nasıl bir dekor ve kostüm bekliyor olacak?
Dekor tasarımı Efter Tunç, Kostüm tasarımı ise Serdar Başbuğ’a ait. Bu ikili, uyumlu çalışmalarının yanı sıra sahne sanatları tarihimizin sıradışı tasarımcıları. Çok değerli bir yaratıcı kadro ekibine sahibiz. Kendimizi çok şanslı hissediyoruz. İzleyicilerimiz bu görsel şölene mutlaka gelsinler. Kendileri yaratılan havayı canlı canlı izlesinler.
Bu eser için çoğu kişi Mozart’ın karanlık dünyasının kapılarını araladığı eser olarak nitelendiriyor. Sizin yorumunuz nedir?
Mozart’ın karanlık dünyasını ifade ettiğini düşünmüyorum bu eserin. İtalyan tiyatrosunun tüm özelliklerini içinde barındıran İtalyanca dilinin ustalıkla kullanıldığı kontrastlarla dolu bir şaheser Don Giovanni. Bu eseri bir renkle ifade etmek haksızlık olur.
Bu eser için ‘operaların operası’ diyen var. Kimisi de aynısını Saraydan Kız Kaçırma eseri için diyor. Sizin için iki mühim eserden hangisi bir adım önde ve neden?
Anlatım gücü olarak Don Giovanni daha önde. Ardından gelen bestecilerin başucu eseri olmuş Don Giovanni. Özellikle orkestradaki dramatik anlatımın librettoyla bileşimi Wagner ve Verdi gibi ustalara örnek olmuştur.
Sahnede ve teknik tarafta kaç kişilik bir ekip bu eserin gösterimi için çalışıyor?
Atatürk Kültür Merkezi’nin teknik imkanlarını tam anlamıyla kullandığımız ilk eserimiz. Aynı zamanda atölyelerimizin başından sonuna kadar ürettiği ilk eser. Yaklaşık 250 kişilik bir ekip bu eserin ortaya çıkması ve temsil edilmesi için çalışıyor. Tüm emeği geçen arkadaşlarımı kutluyorum. Cumhuriyetimizin 100. yılında ülkemize yakışan bir prodüksiyon ortaya çıkardık.
Don Giovanni karakteri ile ne istediğini bilen, kararlı ve duruşu net bir profil çiziyorum. Günümüz insanının peşinden koştuğu ve eksikliğini hissettiği özellikler bunlar.