Bizim çocukların zihniyeti
Avrupa Şampiyonası’nda ter dökecek olan ‘Bizim Çocuklar’a ne yetenekleri ne de attıkları çalımlar getirecek başarıyı. Onlarabaşarıyı getirecek olan, oyuncuların zihniyet yapıları...
TUNÇ DİPTAŞ
Önümüzdeki hafta Türk Milli Futbol Takımı, Avrupa Şampiyonası’nda sahne alacak. Yıllardır peşinden koştuğumuz ancak bir türlü elde edemediğimiz başarı, bu kez yakalanabilecek mi? Üç yıl önce ‘Bizim Çocuklar’ sloganıyla çıktığımız yolda, Avrupa Şampiyonası’nda aradığımız başarıyı bulamamış, üç maçta üç mağlubiyet alarak sıfır çekmiştik. Bu başarısızlığın ardında birçok faktör sıralanmış, en sonunda takımın lideri konumunda olan teknik direktörün istifası ile sonuçlanmıştı. Başarı gelmeyince de sahada ter döken çocuklar bir anda ‘bizim’ olmaktan çıkmış, acımasızca eleştirilmişti.
Ancak şimdi onları yepyeni bir fırsat bekliyor. Avrupa Şampiyonası’nda oynayacakları maçlarda elde edilecek bir başarı, onların yeniden ‘Bizim Çocuklar’ olarak anılmalarını sağlayacak.
Esas soru şu: Bir araya gelmiş insanları başarılı bir takım haline getiren nedir? Onların yeniden ‘Bizim Çocuklar’ olarak çağrılmalarını ne sağlayabilir?
Bu sorunun cevabını verirken ne yetenekleri ne de attıkları çalımlar asıl belirleyici olacak. Başarıyı getirecek olan, oyuncuların zihniyet yapılarıdır.
Bu zihniyet yapısının altında yatan iki temel yapı taşı vardır:
1- Ortak amaç ve vizyon: Başarılı ekiplerin en belirgin özelliği, ortak bir amaç ve vizyon etrafında birleşmiş olmalarıdır. Her birey, takımın amacını kalbinde hisseder ve ideal bir geleceğe inanırsa, tüm gücüyle mücadele eder. Ortak bir amaç, karşılaşılan zorluklarda takıma rehberlik eder ve birlikte hareket etmeyi sağlar. İdeal bir gelecek, yani vizyon, karanlık tünellerden geçerken tünelin sonundaki ışığı görmeyi mümkün kılar. Bu ışık, takımın yolunu aydınlatır. Milli takım oyuncularının amacı, dünyanın dört bir yanındaki Türklere ilham vermek olmalıdır. Vizyonları ise sahada müthiş bir takım oyunu sergileyerek başarı elde etmek ve böylelikle gelecek kuşaklara örnek olmaktır.
2- Sürekli gelişim ve kişisel yatırım: Başarılı ekipler, kendilerini her açıdan geliştirmeye önem verirler. Mevcut becerilerini kullanmakla kalmaz, yeni beceriler öğrenmek ve var olan yeteneklerini daha da geliştirmek için sürekli çaba gösterirler. Bu gelişim kültürü, ekibin her zaman daha iyiye ulaşmasını sağlar ve performanslarını sürekli olarak artırır. Eğitim programları, geri bildirim seansları ve kişisel gelişim projeleri, ekibin başarısının anahtarıdır.
Gelişmeye yönelik düşünme yapısını oluşturmak en az amaç ve vizyon kadar önemlidir. Araştırmalar, bu zihniyetin zamanla oluşturulabileceğini gösteriyor. Zihin yapıları üzerine çalışmalarıyla tanınan Carol Dweck, başarılı birisi olabilmek için büyümeye açık bir zihin yapısının oluşturulmasının önemine vurgu yapıyor. Dweck’e göre, gelişmeye yönelik zihniyete sahip olan kişiler:
- Başkalarını rakip olarak görmek yerine kendileriyle yarışırlar.
- Hayallerini gerçekleştirmek için sürekli çaba gösterirler.
- Hata ve başarısızlıkları bir engel olarak değil, öğrenme fırsatı olarak görürler.
- Gerekli gayreti gösterir ve çalışırlarsa her şeyi başarabileceklerine inanırlar.
Takım büyük oranda Avrupa’ya genç yaşta giden oyunculardan oluşuyor. Ortak bir amaç ve vizyonda birleşmeyi, kendilerini sürekli geliştirmeyi başardıklarında, gerçekten “Bizim” olacaklar. Kavgalardan, disiplinsizlikten uzak, kendini amaca adamış bir şekilde sahaya çıkmaları, yeni kuşaklara ilham olacak.
Umarım ‘Bizim Cocuklar’ Avrupa Şampiyonası’nda ve sonrasında gerçekleşecek turnuvalarda tıpkı Kadın Voleybol Milli Takımımız gibi başarılı olurlar.
Bu takımın, sadece futbol sahasında değil, kalplerimizde de yer bulması, ‘Bizim Çocuklar’a yakışan bir zihniyetle oynaması dileğiyle.