Bir şeyleri görmezden gelmeyi başaramadım
Beş yıllık müzikal suskunluğun ardından, ‘Kötü Adam’ teklisiyle dinleyenleriyle buluşan Feridun Düzağaç, harika bir ortaklıkla yeniden karşımızda: Hey Dougles ile birlikle seslendirdikleri ‘Kalbin Yok Mu!’... Bu vesileyle buluştuğumuz müzisyen ile iç dünyasını, dünya hallerini ve sektörü konuştuk: “Son 10 yıldır nezaketten ve zarafetten uzak tutum içindeyiz…”
ECE ULUSUM
Bu aralar çok da yoğunsunuz görüyorum. Konserler ve şarkılar…
Evet ama biraz ara vermeye karar verdik hem sıcaklardan hem de daha ondan beter enflasyondan dolayı. Dinleyicilerimi de önemsiyorum ve onların da zorlandığını hissediyorum. Eylül’den sonra bakacağız artık yapıp yapamayacağımıza. “Çoktandır bir şey yapmıyorsun” diyenler var. Sebebini içsel olarak ben kendime çok iyi anlatabiliyorum ama başkalarına ikna etmekte zorlanıyorum. Bir yandan yapmak gerektiğini de hissediyordum. Doğrusu sonra bir şey yapmaya fırsatım olmaz diye veda tadında üzerine çalıştığım şarkıları tamamlamak gibi bir disiplin yaşayayım istedim. Hem de amatör şarkıcıyken dahi çok severek söylediğim şarkıları da giderayak, hani belki bir daha bir şey yapmazsam, söylemiş olayım istedim. ‘Kötü Adam’ yayınlandı. 7-8 şarkılık bir şey geliyor. Single olarak Spotify'a yüklememiz gerektiği tavsiye edildi. Bir şeyler yapıyoruz, tekrar görünelim istiyorum ben de. Bakalım ne kadar etki edecek bu şarkılar.
Kenara çekilme hissiniz beni biraz üzdü. Neden böyle bir ruh haline kapıldınız?
Ben artık bırakıyorum, bırakmadan önce de nezaketen son bir albüm yapıyorum gibi değil bunlar. Her şeyin çok farklılaştığı bir zaman dilimi yaşıyoruz. Sürekli günah keçisi olarak
sosyal medyayı göstermekten ben de sıkıldım ama… Görüşmemiz bittikten sonra bugün
herhangi tanınmış bir kişinin Instagram postunun altına yazılanlara bakın… En son ben
çok değerli Cem'in (Adrian) suratına şişe fırlatılması konusunu stalk’ladım. İçim parçalandı, bir yandan da Cem’e acayip saygı duydum. Yeryüzünde çok az insan o olgunluğu gösterebilirdi. İlk karşılaştığımızı da sarılıp öpeceğim. Tartışılmaz çirkin ve kaba olayın altına bile yapılan eylemi haklı gösterme ve güzellemekten tutun, ayrımcı söylemlere varan yorumlar vardı. Yani insanlar delirmiş durumda. Bunu trafikte de, sokakta da görüyoruz
Son 10 yıldır nezaketten ve zarafetten uzak tutum içindeyiz.
“İnsanoğlu delirdi” diye düşünüyorum
Müzik kariyerinizde başaramadığınızı düşündüğünüz bir şey var mı?
Bir şeyleri görmezden gelmeyi başaramadım. Ülkemi, insanları her zaman çok sevdim.
Canımı yakan her şeye ses çıkardım. Bunlar da düşmancılık ikliminin neticesinde beni
karşı mahallenin kötü kalpli adamı yaptı. Bir yandan “sanatçılar işinizi yapın” diyorlar, bir yandan “Filistin'de masum çocukları öldürürken neden ses çıkarmıyorsun” diyorlar. Oysa ben o dönem çıktığım bütün konserlerimde gelenlerin keyfini kaçıracağımı bildiğim halde bunu lanetleyerek başlamışımdır. Öte yandan çok artan enflasyonist ortamdan dolayı çok kıymetli sahne arkadaşlarımı, yol arkadaşlarımı normal şartlarda yaşatamayacak durumdayım. Belediyeler artık pek konser yapmıyor, festivaller daraldı. İşin bir de bu tarafları da var. Ama elbette enseyi karartmamak da gerekiyor. Tüm bu gerekçeler “devam etsem ne olacak ki” duygusundan kurtulamama neden oluyor. “Acaba biraz birbirimizi özlemeyi beklesek, biraz normale döner miyiz” diye düşünmüyor değilim.
Seyirci ve müzik sektörü karakterlerinin birbirine yaptığı zorbalıklar hem ülkemizde hem dünyada konuşuyor. Ama sadık müzik dinleyicisi ve müzisyene olan oluyor.
Ben bunu “insanoğlu delirdi” diye özetliyorum. 56 olacağım ekimde… Doksanların sonunda ben bu güzel ülkenin sokaklarında, İstanbul’da Beyoğlu’nda dolanmaktan çok mutluyum. Biz şimdi 25 yaş altı arkadaşlara anlatamıyoruz bu hisleri. Artık benim de ayaklarım gitmiyor çoktandır; Beyoğlu'nda konser olduğunda anca… Sektörde de kayıttan şarkı yapımına çok meşakkatli ve zorlu yollardan geçtik. Tabii bunlar şimdi 30 yaş ve altına ihtiyar sayıklamaları gibi geliyor olabilir. Yine de ben kendimi nasıl görmek istediysem öyle devam ettim yoluma. Ben her zaman nezaket ve zarafeti ön planda tuttum, kimsenin kalbini kırmamaya çalıştım. İçtenlikle sorduğunuz için biraz böyle bir dokun bin günah işit gibi oldu. Elbette fotoğraf o kadar karanlık değil. Bir yandan yeni şarkılara yeni anlamlar yükleyerek yolumuza devam etmek istiyorum.
Sosyal medya hepimizi hızlı yaşlandırdı
‘Kötü Adam’ şarkısına yorumlar nasıl?
Benim gibi şarkı yazarları şarkı beğendirmekte de zorlanır biraz. Yani aslında bu küskünlüğümün bir sebebi de bu. N’aparsam yapayım ‘FD, Alev Alev, Beni Bırakma’ şarkılarıdır. En genci 20 yaşında şarkılar. ‘Kötü Adam’ şarkım hakkında yazan çok dostlar olmuş… Ekşi Sözlük’te, ‘eskisi gibi yazamıyor’ diye filan. Korkunç bir haksızlık oldu. Benim 30 yaşında hayata karşı bazı meraklarımın halen olduğu dönem yazdığım şarkılar var evet ama artık ben 55 yaşındayım. Sosyal medya hepimizi ekstradan daha hızlı şekilde yaşlandırdı bence. Hiçbir şey aynı değilken benden aynı beklentileri tatmin edecek şarkılar bekleniyor olması bana haksızlık geliyor.
Şarkının hikayesi nedir?
Şarkıyı kızıma yazdığımı düşünülüyor, olmadığını söylediğim halde ikna edemediğim insanlar var. Ben bu şarkıyı hepimizin yaşama sevincinden kocaman paçalar koparan deprem döneminde yardım için koşturan insanların sözde bazı güçleri ya da devleti zayıf göstermeye çalışıyorlar suçlamasıyla linç edildikleri dönemde yazdım. Olup bitenleri insani olarak vicdani olarak anlamaya çalışırken yazmıştım. Ama yazan ben olunca, ne yazarsam yazayım o bir aşk şarkısı olarak tınlıyor ve öyle algılanıyor. Ama her şeyin sonunda dinleyicilerimin bana yıllar içinde yaşattığı şey çok paha biçilmez bir duygu.
‘Hey Douglas’ ile işbirliği ‘Kalbin Yok Mu!’ çok güzel olmuş. Bu işbirliğinin devamı gelecek mi?
Devamı olmasını kere ben çok isterim. Kapalı devre yaşıyorum ama son 3-5 yılda tanışmaktan gerçekten memnun olduğum çok kıymetli bir müzisyen. Hiç hayal kırıklığına hiç uğramadım.
Ben ona 6-7 şarkılık bir liste atmıştım. ‘Kalbin Yok Mu’yu seçti ve benden gitarla çalmamı istedi. Evdeki akortsuz gitarla kayıt yaptım ve hemen bunu yapmaya karar verdi.