Bir kertenkeleden hayat dersleri

Adam Sandler bu sefer bir animasyon filmle karşımızda. Bu hafta Netflix Türkiye’de gösterime giren Leo’nın hikayesini filmin yönetmenleri Robert Marianetti ve David Wachtenheim ile konuştuk.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Bir kertenkeleden hayat dersleri

Ece ULUSUM

Hayatla ilgili bir sorununuz olsa kime danışırdınız? Mesela bir kertenkeleye? Şaşırmayın! Adam Sandler, ilkokulun son yılını sınıfın evcil hayvanının gözünden anlatan ve hayata dair çok önemli tavsiyeler veren bir kertenkelenin hikayesini anlatıyor. Sandler ve çocuklarının sesleriyle dahil olduğu bu yapımda Bill Burr ise bir kaplumbağa. Başrolde hayvanlar ve çocuklar olsa da bu müzikal animasyon yapımda yetişkinler için de epey dikkat çekici şakalar ve tavsiyeler var. Leo’nın hikayesini filmin yönetmenleri Robert Marianetti ve David Wachtenheim ile konuştuk.

Ölümden korkan bir kertenkele söz konusu ve bu çocuklar için oldukça ilginç bir hikâye. Böylesi derin bir korkuyu çocukça bir yöntemle nasıl anlattınız?

Mükemmel bir soru ve aslında bıçak sırtı bir konu. Senaryo yazarları Adam Sandler ve Robert Smigel en başından beri yediden yetmişe tüm ailenin izleyebileceği bir film yapmak istiyorlardı, çocukların dertlerini bilirsiniz, arkadaşlarım benimle oynamıyor ya da erkenden uyumak zorundayım gibi şeylerdir genelde. Orta yaşlı insanlar olarak David ve ben fark ettik ki bu hayatın bir sonu var, dünyaya kazık çakmadık. Konuya da bu şekilde yaklaştık, ölüm ve ölümlülük. Çok fazla vurgulamıyoruz tabii ama bunun var olduğunu da biliyorsunuz. Çocukları ve aileleri korkutup kaçırmak istemeyiz ama çoğu insanın zihninin bir köşesinde var olan bir konu. En eskilere Bambi'ye kadar gidecek olursak birçok animasyon filminde de ölüm, bir ebeveynin ya da büyüğün ölümü ele alındı. Yani çocuk animasyonu için yeni bir şey değil. Kimse gerçekten ölmüyormuş gibi ele almadık ama ağır bir film de değil sonuçta, sadece hayattan bahsediyor ve ölüm de hayatın bir parçası.

Çocuklara bazı hayat tecrübeleri aktaran kertenkelenin bir dede gibi olduğunu görüyoruz. Ama söylediklerini duydukça sadece çocuklar için olmayan bir film gibi görünüyor. Filmin nasıl bir teması ve hedef kitlesi var?

Kesinlikle herkes için yapılmış bir film. Küçük çocuklardan büyükanne ve büyükbabalara kadar tüm ailenin birlikte izleyebileceği bir film yapmak istedik. Yetişkinlerle ilgili ve sadece yetişkinlerin anlayacağı pek çok şaka var, müstehcen ya da açık saçık şakalar değil tabii, sadece yetişkinlere yönelik. Ebeveynlerin okul aile birliği toplantılarında ya da okulda öğretmenle yaptıkları toplantılarda çocuklarının okulda olmasıyla nasıl bir ilişki kurdukları hakkında şakalaştıkları gibi.

Adam Sandler, Bill Burr ve diğer oyuncularla deneyiminiz nasıldı? Onlar tarafından karakterlere verilen ruhu nasıl tarif edersiniz?

Adam’ın mizahı ve tüm kişiliği Leo karakterinde gerçekten. Filmi Robert Smigel ve baş yapımcısıyla birlikte yazdı ve dolayısıyla Adam için çok kişisel bir film, kızları da rol alıyor. Onlara kertenkele üzerinden verdiği tavsiyeler gibi daha çok ve kesinlikle kendi karakterini yansıtıyor. Robert Smigel kaplumbağa karakterini aklında Bill Burr’u gözeterek kurguladı sanırım. Bill’in kendisinden çok şey eklendi. Oldukça aceleci ve saçmalığa yer vermeyen Bostonlu bir komedyen ve kesinlikle dünya hakkındaki düşünceleri bu karakterin içinde yer buluyor. Bahsetmek istediğim bir kişi de öğretmen Malkin'i oynayan Cecily Strong, Saturday Night Live’da da oynamıştı ve burada gerçekten çok popüler. Türkiye’de henüz o kadar görebilme şansınız oldu mu bilmiyorum fakat inanılmaz bir oyuncu. Tüm başroller ve oyuncular ilham vericiydi. Seslendirme sanatçıları da hakeza öyle.

Animasyon filmi de olsa kertenkeleler ve kaplumbağalar hakkında bir araştırma yaptınız mı? Bu araştırmalardan öğrendiniz ilginç şeyler nelerdi?
Leo farklı kertenkelelerin bir karışımı. Sınıftaki ebeveynlerden biri onun bir tuatara kertenkelesi olduğunu söylüyor ama öyle olmadığı ortaya çıkıyor. Onu öyle görünmesi için tasarlamadık ama o tip kertenkelelerden ilham aldık. Kaygan bir fayans zeminde Leo’nun kaçmaya çalıştığı bir sahne var, tabii ki kaçamıyor çünkü yeterince tutunamıyor. Bu senaryo koordinatörlerimizden birinin bulduğu gerçek bir YouTube videosundan alıntıydı, kertenkelenin kaygan bir yüzeyde koşmaya çalıştığı video bulmuş, bunu filmde kullandık çünkü koşmak için komik bir görüntüydü. Sadece bazı kaplumbağaların nasıl hareket ettiklerine, ayaklarını nasıl bastıklarına ve kabuklarının nasıl hareket ettiğine baktık ve en azından bunları inceledik. Yani bu konuda bazı araştırmalar yaptık ama ağır bir bilimsel araştırma değildi.

Peki animasyon film yönetmenliğinin en iyi yanı nedir?

Animasyonun canlılık kazanmaya başladığını görmek gerçekten inanılmaz. Tüm bu süreci gerçekten seviyoruz. On yıllardır bu işi yapıyoruz ama o küçük çizimlerinizin hayat kazandığını ve bir şeyler yakaladığını görmek konusunda büyülü bir şey var. Leo üzerinde çalışırken de bu büyüyü hissettiğimi söyleyebilirim. Herhangi bir animasyon filmi yapmak ya da çocukların çok seveceği şeyleri abartmak istemedik. Gerçek dünyaya sadık kalıp animasyonun büyüsünü kullanmak istedik. Animasyonun canlı aksiyona kıyasla en güzel yanı, canlıda setleriniz, oyuncularınız her şeyiniz var ve sonra sadece orada ne varsa onu çekiyorsunuz, animasyonda ise bir inşa süreci var. Çizimlerden renkli çizimlere, storyboard'lara, oradan animasyon modellere, karakterlere ve sete geçiyorsunuz ve sonunda her şeyi ışıklandırıyorsunuz. Yani her adım bir önceki adımın üzerine inşa ediliyor ve daha iyi, daha büyük ve daha güzel hale geliyor ve böylece her şeyin hayata geçtiğini görüyorsunuz.

Türk izleyicilere neler söylemek istersiniz?

Film Amerika geçiyor ama duyguların evrensel. Girişte de bahsettiğimiz gibi çocuklar için dünya ne kadar ilgi çekici ve güzel de olsa küçük şeyler onlar için oldukça yıkıcı olabiliyor ve Leo ile de yaşlandıkça ölümlülük gibi şeyleri ve bazı hayat dersleri için yüzümüzü büyüklerimize dönmemiz ve onlarla konuşabilmemiz gerektiğini hatırlıyoruz. Bence her kültür bunu anlayabilir ve takdir edebilir.  Hepimizin sorunları var. Herkes bir şeyler yaşar ve herkes elinden gelenin en iyisini yaparak hayatını sürdürür. Bence en büyük mesaj da bu; hepimiz insanız, hepimiz aynıyız ve hepimiz harikayız. Kertenkeleler de harika!

 

HAFTA