Bir ergenin karmaşık zihni
Disney ve Pixar’ın sevilen animasyon filmlerinin başında gelen Oscar Ödüllü ‘Inside Out/Ters Yüz’, devam filmiyle bir ergenin zihninin kıvrımlarında hepimizi yolculuğa çıkarmaya hazır. Türbülanslı, duygusal ve kahkaha dolu bu yolculuk için sinemada vakit kaybetmeden yerinizi alın.
CANAN DEMİRAY
2015’te vizyona giren ilk filmde, Minnesota'dan San Francisco'ya yeni taşınan 11 yaşındaki Riley ile tanışmıştık. İzleyicileri küçük kızın zihnin içine götüren hikayede beş temel duygusu Neşe, Üzüntü, Korku, Tiksinti ve Öfke’nin yeni okulu ve hayatına alışmasındaki etkisi yakından gördük. Riley'nin dış dünyada yaşadığı sıradan olaylar, içeride büyük bir drama dönüşüyordu, aynen hepimiz için olduğu gibi. Neşe diğer tüm duyguları bastırarak her şeyi yoluna koymaya çalışsa da olumsuz duyguların da en az olumlu duygular kadar hissedilmesine izin vermemiz gerektiği filmin verdiği mesajdı.
Bu sıradışı yapım Pixar ve Disney’e büyük başarı sağlarken devam hikayesi için 9 yıl bekledik ama beklediğimize de değdi. Riley hayatına devam ederken içerideki drama farklı bir hal alıyor ve bu kez yeni duygularla benlik bilinci beklenmedik bir yönde değişmeye başlıyor.
Film ergenliğin karmaşık duygularını, varoluşsal krizin ilk basamaklarını müthiş bir dille anlatıyor. Eski arkadaşlarından kopmadan, yeni arkadaşlar edinmek, uyum, kendine güvenmenin zorluğu gibi konularda dünyanın her yerinde gençler mücadele ediyor. Film bu mücadele içindeki gençlere yalnız olmadıklarını hissettirebilir.
Ters Yüz 2, çocuklar ve gençler kadar, yetişkinlere ve benim gibi bir ergen ebeveynlerine rehber niteliğinde… Yakınlık kurması kolay hikayesiyle hem zihne hem de kalbe hitap ediyor. Renkler ve karakterler de çok eğlenceli, Riley'nin yeni duygularından biri olan bıkkınlık filmde sıkılmış, çevresine ilgisiz, gözlerini devire devire yanıt veren elinde ekranıyla uyuşuk bi şekilde koltukta yatan genç kız çok iyi tasarlanmış. Pembe kocaman yumuşacık kapüşonu altına saklanan Utanç ise oldukça sempatik.
Bu yoldan geçmeyen yok
Riley'nin hayatının bir sonraki dönemine giriş yapıyoruz: Hoşgeldin ergenlik. Riley 13 yaşına basıyor, bedenen ve ruhen yaşanan büyük değişim eşliğinde kim olduğunu ve kim olmak istediğini keşfetmeye çalışmanın zorlu bir süreç olduğunu öğrenmek üzere. Elbiseler küçülüyor, diş telleri takıyor, sivilceler çıkıyor, odası darmadağın ve dünyada en önem verdiği şey ise ailesinden çok arkadaşları.
Riley ergenliğe adım atarken en yakın arkadaşları Bree ve Grace ile hokey oynamaktan keyif alıyor. Koçları bir yetenek kampı yapacağını söyleyerek ayrılmaz üçlüyü de 3 gün bu kampa davet ediyor. Üstelik lise hokey takımının havalı kızlarının da olduğu bu kampta. Liseye geçecekleri için heyecanlı olan kızlar seneye takımda da birlikte olabilecekler mi diye düşünürken Riley acı gerçeği öğreniyor: arkadaşları seneye başka okulda olacak ve belki de yalnız kalacak. İşler buradan sonra değişiyor.
Bir gece ansızın kontrol odası yıkıma uğruyor. Neşe ne olduğunu anlamaya çalışırken tadilat ekibi kontrol panelini genişletme peşinde. Amaç ise ergenlik için yeni duygulara yer açmak.
Kaygı ve neşe düellosu
Riley’nin zihninin kontrol panelini yöneten baskın duygusu Neşe, Riley’nin değişimi için pek de hazır değil. Bir anda karşılarında beliren yabancı duygular ise Kaygı, Gıpta, Bıkkınlık ve Utanç. Kaygı, Neşe ve ekibinin Riley’nin ihtiyaçlarına artık yetemeyeceklerini bu karmaşık durumda işleri kendilerine bırakmalarını istiyor. Bir neşeli, bir ağlamaklı inişler çıkışlar Neşe’nin kontrolünden çıkıyor. Kaygı kontrol panelinin başına geçiyor.
Kaygı, Riley'nin lisedeki akranlarına uyum sağlamasını sağlamaya kararlı. Ama bunun bedeli var. Sevilmek, onaylanmak ve kabullenilmek için başarılı olmak, beğenilmek için kim olduğumuzu değiştirmek gibi riskli yeni inançlar oluştururken genç kızın benlik bilinci de değişime uğruyor. Öfke, Üzüntü, Korku, Tiksinti ve Neşe Kaygı tarafından zihnin arkasına gönderilerek bastırılmış duygular haline geliyorlar.
Çocukken de olur elbette ama gençsen doğal olarak bazı sırların oluşmaya başlar öyle değil mi? Riley’nin de sırları var, karanlık ve mahsum. Bunların tutulduğu ise yüksek güvenlikli bir yer: Kasa. Yapımcılar bu konuyu da atlamamış ve bir banka kasasını andıran neşeli bir unsur katmışlar. Neşe ve Üzüntü başta olmak üzere tüm eski ekip buraya tıkılıyor ama Riley’nin benlik bilincini korumaya ve onun aynı mutlu çocuk olarak kalmasına yardım etmeye kararlılar. Filmdeki renkli maceralar Riley’nin kimliğini neyin belirleyeceği üzerine yolculuğu oluşturuyor.
Richard Linklater’in Boyhood’u gibi aralıksız olmasa da Riley’yi büyürken takip etmeyi de zevkle bekleriz diye düşünüyorum. Ters Yüz 2, 14 Haziran itibariyle gösterimde, bu sıcak günlerde serin sinemalardaki koltuklara yerleşmek için harika bir öneri.
‘Üzüntü’ ve ‘Kaygı’ sevilen seslerden
İlk filmde olduğu gibi Gupse Özay, tam 9 sene sonra yeniden Üzüntü karakterine ses vermek için stüdyoya girmiş. Bu filmle karakterler arasına katılan ‘Kaygı’ ise Aslı İnandık’ın seslendirmesiyle izleyici ile buluşuyor. Türkçe seslendirme yönetmenliğini Oğuz Özoğul yaparken, Yaren Özaydın, Aysun Topar, İrem Alnıaçık, Oğuz Özoğul, Murat Şen, Suzan Acun, Ercan Demirel, Duru Atlıhan, Gizem Gülen, ve Burçin Artut gibi isimlerin seslendirme kadrosunda duygulara ve karakterlere ses veren isimler.
Filmin orjinal dilde seslendirme kadrosunda daha önceki gibi Amy Poehler, Liza Lapira, Tony Hale, Lewis Black ve Phyllis Smith var. Yeni duygulardan kontrol merkezini ele geçiren Kaygı’yı Maya Hawke seslendirirken Utanç Paul Walter Hauser, Bıkkınlık Adèle Exarchopoulos sesiyle ekrana geliyor. Gıpta ise Bear dizisiyle yükselen oyuncu Ayo Edebiri tarafından seslendiriliyor.
İlk filmde de imzası olan, aynı zamanda The Good Dinosaur ve Captain Marvel gibi beğeni toplayan animasyon filmlerin senaristi Meg Le Fauve’ın Dave Holstein ile birlikte senaryosunu yazdığı filmin, yönetmen koltuğunda ise Kelsey Mann oturuyor. Monsters Inc, Up ve Soul’dan tanıyabileceğiniz Peter Docter, Mark Nielsen, Jonas Riviera, Dan Scanlon yapımcı olarak filmin arkasındaki önemli isimler.